Sara'nın topuklu ayakkabısının çıkardığı tok ses tüm mahkeme koridorunu kaplıyodu.Sara kafası dik bakışları sert bir şekilde ilerliyordu.Güneş olmasa bile taktığı güneş gözlüğü tüm bakışların ona dönmesini sağlıyordu.İlgilenmiyordu fakat Sara.O alışkandı tüm bakışların onda olmasına...Umursamıyordu artık.Kimse ilgilendirmiyordu onu.O Türkiye cumhuriyetinin en iyi ve ünlü cumhuriyet avukatı İzem Sara Erçil idi.Namını tüm ülkeye duyurmuştu.Türkiye cumhuriyetine adaleti getirmeye adamıştı kendini.Bunun için yeminler etmiş asla yolundan şaşmamıştı.Ve işte burada Türkiyenin en ünlü avukatı İzem Sara Erçil olarak bulunuyordu.
İş arkadaşlarına kısa bir baş selamı verdi.Üzerindeki kırmızı siyah avukat cübbesinin önünü çekiştirdi.Güneş gözlüğünü çıkarıp simsiyah olan saçlarına taktı.
"Hayla umursamazız bakıyorumda"dedi bir ses.Avukat Kenan Şerefli...Adam tüm kadınlara yaklaşan bir yavşaktan başka birşey değildi.Soyadının hakkını asla vermiyordu.
Göz ucuyla baktı sadece Sara.Alışmıştı artık bu yavşak hareketlerine.Sadece o değil herkes alışmıştı.Birşey demeden yoluna devam etti Sara.
"Bir kahve içseydik İzem"Fakat Kenanın durmaya hiç hevesi yoktu.Bu kadını aklına kazımıştı Kenan.Saranın Simsiyah saçları ve yeşil gözleri onu düşürmüştü bile.Asiliği cabasıydı tabi.
Fakat Sara sadece Kenanın sonda kullandığı isime takıldı.Kimse ona İzem demezdi diyemezdi.Asla kullanmazdı o bunu.Sadece kendisi ve bir arkadaşı sebebini bilirdi.
"Sakın bana bir daha İzem deme"dedi bir anda arkasına dönerek Sara"Yoksa olacak şeylere ben karışmam."
Hızlı adımlarla odasına girdi.Sinirliydi.Aptal bir adama değildi tüm sınırı.Ailesineydi.Çocukluğunaydı.Niye böyle olmak zorundaydıki.Bir suçlu yoktu ortada.Çünkü o suçlu ölmüştü.Yaşattığı hiçbirşeyi yaşmadan ölmüştü.Daha doğrusu ölmüşlerdi.
Derken odanın kapısı hafifçe tıklatıldı.İçeriye arkadaşı girdi Saranın.Şaşırmadı alışkandı bir anda gelmesine.
"Selam sinir yumağım."dedi arkadaşı otururken.
"Biri İzem der biri yumak.Yok mu lan adımı doğru düzgün söyleyecek"diye homurdandı Sara.
"Bir şey mi dedin"Sessiz söylemisti o kadar.Nasıl duyduki diye düşündü Sara.
"Yok demedim birşey"diye durumu toparladı"Sen niye geldin Efil."
Varlıklı bir aileden geliyordu Efil.Tüm Türkiye tarafından tanınan Kamil Şener'in kızıydı.Sarı saçları omzundan aşağı dökülürken mavi gözleri büyük bir sevecenlikle bakıyordu.Çoğu zaman kıyamazdı Sara.Hayır demeye gönlü el vermezdi.
Sandalyesine oturdu ve bacak bacak üstüne attı Sara.Avukat cübbesinin altındaki siyah elbise onu daha çekici gösteriyordu.
"Canım sıkıldı bir uğrim dedim"Bu sıralar daha fazla geliyordu ama umursamadı Sara.Yıllardır arkadaslardı ondan süphelenecek
hali yoktu."Ne yani uğramayayım mi?"Yalandan dudaklarını büktü.Hafifçe başını eğip gülümsedi Sara"Öyle demek istemediğimi biliyorsun."
"Tabiki biliyorum şekerim."Gülümseyen yüzü aniden dondu Saranın.
Burada bana SARA diyecek adam akıllı bir insan yokmu? Diye geçirdi içinden.
İfadesini hızlıca topladı Sara.
"Kahve?"diye sormayı unutmadı Sara.Telefondan kahve isterken aniden gözünün önüne bir telefon girdi.
Ekranda genç bir adam vardı.Sara 25 yaşındaydı bu adam ise top patlasa 30 idi.Kahve saçları ve ela gözleri vardı.Saçları dağınıktı.Üstünde takım elbise vardı.Belinde ise bir silah.