ÖNCE ÇÖPLER BOZULDU

Çopler her şeyi anlatıyordu. İnsanlar farkında olmadan dönüşüyor ama farkında

       Belediyenin gün yirmi dört çalışan çöp araçları harıl harıl çalışıyorlardı. Kent kasabamsı ufak bir yerdi. Çöplerin boşaltıcağı yeri bulmak zor olmuyordu. İki üç çöp arabası yetiyordu toplamaya. Toplama işini geceye bırakmışlardı. Evlerin ışıkları tek tük yanarken, dükkanların sabah başlamadan tıslayarak geliyordu. Yarı dolmuş yarı boş büyük çöp konteryelerini çöp arabasının çengeline takıyor ters yüz edip boşaltıyordu . "Tamam" diye seslenince şoför sıkıştırma tuşuna basıp tıslıyordu. Ne tamam ne de tıslama sesini duyan oluyordu. Ufak yerlerdeki büyük çöp konteynerleri iki üç günde ancak doluyordu. Kentlerin koca bir çöp öğütme makinesine dönmeden çoğu zaman kimi bölgelerdeki çöp tenekelerinin dolması uzun sürüyordu. Bunları tek tek belirlemesi biraz zaman almıştı. Sabah vakti yola çıktılar mıydı yol değistiriyorlar zaman vardı. Belediye de araştırmıyordu. dışarı büyük çöp arabasını park edip sürekli geldikleri kahveye gidiyorlardı. Üç belediye hizmetlisi içeri giriyor çay tost söyleyip yiyorlardı. Tost doyuruyor çay kendine getiriyordu . Sadece öğleye kadar koca bir şehirde kendilerine ayrılan yerleri temizliyor ,şehrin dışında çöp tepeciğine boşaltıyorlardı. Daha koca koca dağ tepeleri dönüşmemişti. Sabah beşten başlayıp , ellerinde süpürgeler her yeri süpüren temizlik görevlileri de vardı. Önce yan sokaklar sonra ana caddelere çıkıyorlardı. Kaldırımlarda özellikle sigara izmariti dolu oluyordu. Abur cubur poşetleri,kullanılmış atılmış selpak mendiller, yer yer çekirdek kabukları ... Hepsi süpürülüp çöpe boşaltılıyordu. Geriye bir anılar kalıyordu çöpe atılmadık. Anılar beyin çöplüğünde birikiyordu insanların. Kentin dışında biriken çöplükler ufak tepelelere dönüşünce patlıyordu büyük gürültülerle. Üzerinden silindirler geçiyorlar,dozerler geçiyor sıkıştırdıkça sıkıştırıyordu. Yağmur yağıyor,güneş açıyor yine patlıyordu. Büyük ayrıştırma fabrikaları kuruyorlar naylonlar,kağıtlar,metaller ayrıştırılıyor. Atık su tesisleri peş peşe kuruluyor. Çare arıyorlardı. Geriye insanlar kalmıştı. Her yerde patlamaya devam ediyorlardı. Cinayetler,hırsızlıklar,tacizler,şiddet,çeteler. Fabrikalar kuruluyordu peş peşe ... Hapishaneler,yetim yurtları,kadın sığınma evleri, deprosyon ilaçları....