AİLE

20 1 0
                                    

Öldüğüm düşüncesi bile beni mutlu ediyordu.

Ölmek benim için bir ödül bile olabilirdi.

Tuttuğumu koparan biriydim. Ölmekse amacım, muhakkak bir yolunu bulur kendimi öldürürdüm.

Şu ana kadar da intiarı hiç düşünmemiştim çünkü hayattan kolay kolay vazgeçmezdim.

En azından belki bir zerrecik de olsa güzel bir anım olurda öyle ölürüm düşüncesi vardı bende.

Sanırım benim gibi kötü şeyler yaşayan insanlar çoktan hayattan vazgeçip intiara koşmuşlardır.

Garip bir insanadım, farklıydım belkide ama umurumda da değildi.

Hiçbir şekilde umursamıyordum hayatımı, geçmişimi yada geleceğimi.

Hayatımı umursamazlığım değişebilecek miydi?

Hiç sanmıyordum...

Vucüduma hissizleğin ulaşması gerekirken bacağımda iki yerde yanmayı hissediyordum.

Ölürken yaşıyor olabilir miydim?

Hayır, bu kesinlikle olamazdı.

Ben yaşıyordum. Lanet olsun ki yaşıyordum.

Gözlerimi açtığımda karşımdaki dört kişi pür dikkat beni izliyordu. Aralarından biride mavi gözlerin sahibiydi.

Gözleri yine masum bakıyordu ama bu korkmama engel olmuyordu. Aksine daha fazla korkmama ve sık nefesler almama yol açıyordu.

"İnliyor ve korkuyor." Aralarından siyah saçlı olan kız konuşmuştu. Başı omuzuna düştü. "Korkma."

Kendimi koruma içgüdüsüyle bir anda doğruldum ve yatağa oturdum. Bu hareketim bütün gözlerin beni daha dikkatli incelemelerine neden oldu.

"Sonunda kalktın." Masum bakan gözleri bir an duraksadı. "Öldüğünü sandık." Gözlerim sonuna kadar açık ona bakarken ona karşı olan şüphem daha da şiddetlendi. "Neden beni takip ediyordun? Amacın neydi? Ben neden buradayım, ne işim var benim burada?" Sıraladığım sorular onları şaşırtmıştı ve bütün gözlerin mavi gözlere dönmesine neden olmuştu.

"Takip etmek mi?" Gözlerine yapmacık bir şaşkınlık oturttu. "Ne demek takip etmiyordun? İş çıkış saatime, tatil günlerime kadar ezberlemişsin!" Çıkışmam sırıtmasına neden oldu. "Zaten hep geç kalmanın nedenini merak etmiştim. Sahi, neden sürekli geç kalıyordun?" Cümlesi kızarmama ve gözlerimi karşımdaki duvara çevirmeme neden oldu.

Duvarda 04 yazıyordu ve sıfırın içinde dört tane nokta vardı. Hoş, ama bir o kadar da korkutucu bir görüntüydü.

Sessizliği bozan mavi gözlerin sahibi oldu. "Bizimle mi kalacaksın yoksa kendi yoluna devam mı edeceksin? Bir karar ver." Sorusu bana oldukça saçma gelmişti.

Kendimi bir köprünün ortasında hissetmeye başlamıştım ve bu gerçekten ölümcül bir köprüydü. Bir seçimim bütün hayatımı değiştirebilirdi.

Sağ tarafım "Onlar seni düştüğünde kaldırabilecek ailen olabilir. Onlarla mutluluklarını, hüzünlerini, her şeyini paylaşabilirsin. Bir düşünsene..." diyordu.

Sol tarafım ise "Hatırlasana seni takip etti sana zarar verebilirler. Belkide bunlar sana yapılan bir oyundur. Akıllı davran." diyordu.

Her zaman düştüğümde bir kere de olsa beni yerden kaldıracak bir aile istemişimdir. Ama bir bakıma da hayatım boyunca kendimi korumuş, içgüdülerime güvenerek hareket etmiştim.

Vahşi ama bir aile isteyebilecek kadar da masum biriydim.

Gözlerimi gözlerine çevirdim. "Şansımı denemek isterim açıkçası." dedim. Oda buna karşılık gülümsedi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 23 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Asma KöprüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin