Gözler Yalan Söylemez

Giriş

22.03.2024

"Yağmur ıslanmayana, Aşk yaşamayana, Savaş savaşmayana güzel."

-ŞEHİT P.TĞM. E. ALPEREN EMİR

***

(Diyarbakır/Sur - Temmuz 2023)

Oturduğu deri koltukta geriye doğru yaslanıp Türk kahvesini yudumladı. Pencereden yüzüne yansıyan gün ışığı ona iç çektirmişti. Kahve fincanını masasının üzerine bırakıp ayağa kalktı. Pencereyi açtı ve güneşin kızıllığına bir kez daha şahit oldu.

Kısa süre sonra kapı tıklatılmış tok sesiyle gir komutunu vermişti. Kapının açıldığını belli eden ses ile başını omuzunun üzerinden arkasına çevirmişti. "Komutanım," Sağ eliyle sol omuzunda bulunan apoletin üzerindeki hayali tozları atıp vücudunu tamamıyla askerine çevirmişti. "İstediğiniz belgeleri getirdim. On tim olmak üzere elli beş kişi var." Yarbay kolundaki saate baktı.

"Zamanımız yok. Bana yedi kişi lazım, Siyah Sancak'ı taşıyacak yedi kişi."

İstihbaratçı ekiple yapılan araştırmalar sonucu elli beş kişinin aradıkları kriterlere uygun olduğuna karar kılınmıştı. Şimdi ise elli beş kişiyi yediye indirmeleri gerekecekti.

"Emredersiniz komutanım!"

Yarbayın emrinin üzerinden tam tamına bir saat geçmişti. Yedi kişi hazırdı.

Yarbayın postası, Astsubay Kıdemli Başçavuş Yıldırım, tekrardan kapıyı tıklattı ve o odaya girdi. Yarbay bir saat önceki yerinde, pencere önünde, duruyordu.

"Hazır mı?" diye sordu arkasını dönmeden.

"Hazır komutanım."

"Güzel. Anlat bakalım, kim bunlar?"

Pencere kenarından ayrılıp deri koltuğuna oturdu. Yıldırım yedi dosyayı yan yana masanın üzerine dizdi. Yarbay hepsinin üzerinde gözlerini gezdirip arkasına yaslandı. Gözlerini askerinin gözlerine değdirdiği gibi konuşma başlamıştı.

"Binbaşı Atilla Şahin. Ankara doğumlu. Yetiştirme yurdunda büyümüş. On sekiz yaşını doldurduktan sonra ne yaptığı bilinmiyor. Dağlarda kurtlar ile yaşadığı söylentiler arasında," Yarbay hafifçe gülümsemişti. "Nerede şu an?"

"İki ay önce kendisini şikayet eden iş insanının kulağını ısırdığı için uzaklaştırma almış." Yarbay kahkaha atmıştı.

"Siz de bu psikopatı timin başına mı getirdiniz?" Yıldırımın vereceği bir cevabı yoktu ama cevap vermek zorundaydı. Neyse ki Yarbay tekrardan araya girmişti.

"Devam et."

"Asteğmen Fatih Sultan Mehmet Çelebi. İstanbul doğumlu. Iq seviyesi normalin çok üstünde. Çok kısa sürede büyük şirketleri çökertecek zekası var. Çevresi tarafından Hüdavendigar ismiyle biliniyor."

Yarbay kollarını masaya yaslamıştı. "Karşıma gelse ben bile düğmemi iliklerim. İsime bak, hay maşallah."

Yıldırım, komutanının şaka mı yaptığını, alay mı ettiğini anlayamadığı için hiçbir tepki vermiyordu. "Araya girmeyeceğim devam et."

"Asteğmen Barbaros Efeoğlu, Erzurum. Bomba Tahrip Uzmanı. On beş yaşındayken abisi sınırda şehit edilmiş. O gün abisinin izinden gideceğine karar vermiş."

Yarbay derin bir nefes aldı ve yavaş yavaş verdi.

"Teğmen Cengiz Güven, Kayseri. Keskin nişancı. Simetri hastalığı olduğunu söylüyorlar. Öldürdüğü itlerin alnının tam ortasından vurduğu, tam olarak simetrik şekilde kurşunu sapladığı söyleniyor."