Yongbok ve Felix... Aynı bedende yaşayan iki farklı hayat. Lee Yongbok kendi halinde, sıradan, kısa saçlı, esmer bir gençken LixieFeLixie; 1 milyon takipçisiyle deli gibi paralar kazanan, herkesin arzuladığı, cilveli, feminen, sarışın bir tiktok fen...
Huzurla gülümserken Yongbok ani bir hareket yapıp dudaklarını öpmüştü. İri bedenin aynı tatlı ifadeyle gülümsediğini görünce de dilini cüretkar bir şekilde dudaklarının üstüne gezdirmişti.
Hyunjin bununla fena halde tahrik olmuştu. Sevgilisinin tekrar öpmek için doğrulduğu an alt dudağını iştahla ısırıp kendine çekmişti. Yongbok bununla kaşlarını çatıp seslice inlemişti. "Mmh... Bu acıttı..."
Dudaklarını ayırıp fısıldarken soluklanmaya çalışıyordu. İkisinin de gözleri kapalıydı. "Yatakta sert birine dönüşebilirim Yongbok. Bir dudak ısırığıyla inliyorsan..."
Minik beden kıkırdayarak sevgilisinin kucağına çıktı yüzünü rahatça görebilmek için gözlerinin önüne düşen saçlarını arkaya taradı. "Hmm... İstediğin kadar inletebilirsin beni. Keyfine bak."
Hyunjin gözlerini açıp sevgilisine baktı. Bakışları hiç masum görünmüyordu ve bu onun da işine gelmişti. İkisi tutkuyla öpüşmeye başlayınca onu yavaşça yatağa bırakıp üste çıkmıştı. Bağımlı olduğu dudaklardan hiç ayrılmadan emerken eliyle yataktan destek alıyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sevgilisinin kokusuyla Yongbok'un başı dönmüştü. Hyunjin üstüne yükünü verip kendini serbest bırakınca ikisi de dudaklarını aralamaya başladı ve öpücüklerine ıslaklık kattı.
Başlarını hafif yan yatırınca istekle birbirinin dudaklarını emmişlerdi. Yongbok bir elini Hyunjin'in yumuşak saçlarına getirince dudaklar ayrıldı. Sevgilisi boynuna eğilip tenini emmeye başladığında iki eli de tişörtün altında keşfe çıkmıştı.
Yongbok belinde hissettiği soğuk parmaklarla gıdıklanıp vücudunu germişti. Hyunjin boynundan doğrulunca gözlerini açıp altındaki bedene baktı. "Mh... Durmak istediğin zaman söyle."
Sevgilisi başını güvenle sallarken Hyunjin de dudaklarına baktı. Şu dudaklar... Şu dudaklar sadece onu daha çok susatıyordu. Resmen Yongbok'a doyamıyordu.
Tam eğilip yalayacaktı ki minik olan da dilini çıkardı. İkisinin bu sıcak ve fazlasıyla ıslak buluşması mırıltı gibi bir ses çıkarmalarına sebep olmuştu. Bir saniye sonra dillerini tekrar buluşturup birbirlerine baskı yaptıklarında tükürükler iyice karışmıştı. Anın tadını çıkaran Yongbok sessiz sessiz inliyordu.
Hyunjin her zerresini içermişçesine emerken sevgilisi yorulup dilini geri çekmişti. Dudaklarını durmadan emerken o da elinden gelenin en iyisiyle karşılık veriyordu. Hyunjin ani bir hareketle doğrulup dizlerinin üstünde dengede durdu. Siyah saçları kabarmışken soluklanmaya çalışıyordu.
Yongbok da nefes nefese kalmıştı. Hyunjin'in tükürükleri dudak çevresinde soğumaya başlamıştı, hemen geri gelmesini istiyordu.
Sevgilisinin yüzüne bakarken eli fermuarına gitti, çoktan kıvama gelmişti. Hyunjin altındaki bedeni izlerken şaşkına dönmüştü. Az önce acıyla ağlayan çocuğa birden bir şeyler olmuştu.
-Sen ciddi misin?
-Yapalım şunu.
-Koruyucu da yok, jel de. Emin misin-
-Yap şunu Hyunjin. Becer beni...
Elleri pantolonunun fermuarına gittiğinde Yongbok fena bakışlarını oraya kilitlemişti. Çok yükselmiş, iştahla dudaklarını ısırmıştı. bir an önce onu bütün sıcaklığıyla içinde hissetmek istiyordu.
Hyunjin alt kısmını soyunca çoktan sertleşmiş penisini çıkardı. Yongbok vazgeçmişti, bunu içinde hissetmek istemiyordu. Korkuyla yutkununca sevgilisi gülerek yüzüne eğildi. "Ne oldu?"
Bu sırada elleri miniğin kasıklarındaydı, altındakileri soyuyordu. Yongbok dudaklarına bakarken bacaklarını kıstırarak kendini koruma altına almaya çalışıyordu. "Birazdan ölecekmiş gibi çığlık atarsam dur."
"Tamam, ne zaman istersen duracağım."
Alnını öptükten sonra elini Yongbok'un ağzına götürüp ıslatmasını bekledi. Birkaç parmağı iyice tükürüğe bulanınca deliğini bularak yavaşça içine girdi. Yongbok kendini kassa da iyi hissediyordu, sevgilisi ona kibar davranıyordu.
İçinde sakin bir şekilde gelgit yaparken deliğini gevşetmişti. Birbirlerinin gözlerine bakarak bunu yapmak ikisini de deli etmişti. Parmak uçlarında hissettiği bezeyle orada durup minik minik dürtmeye başlamıştı. Yongbok titrek bir nefes bırakarak kaşlarını eğdi ve gözlerini kapattı. Bu sanalda hayal ettiğinden çok daha iyiydi, kesinlikle başka bir seviyeydi.
Hyunjin biraz daha oynadıktan sonra sevgilisini tamamen gevşetmişti. Parmağını çektiği gibi bacaklarını kaldırdı ve penisini hizaladı. Daha fazla dayanamayarak içine girmeye başladı.
"Mmh... Hyunjin..."
Bu inleme tamamen zevkin sesiydi. Onu önceden hazırladığı için canı acımamıştı. Biraz daha ilerlediğinde içerideki sıcaklığa iyice yaklaşmıştı. Yongbok'un nefesleri hızlanıyordu, kendini kontrol etmeye çalışıyordu.
Hyunjin tamamını yutmasını sağlayınca üstüne geri eğildi. Yavaşça gelgit yaparken Yongbok da kalçasını onunla uyum içerisinde kıvırıyordu, sessiz sessiz inliyordu.
"Hmh... Kalçalarını iyi kullanacağını biliyordum..."
Gözlerini açtı ve üstündeki bedene baktı. Aklına sabah akşam dans videolarını izleyen bir takipçisi olduğu dank edince bir elini ensesine götürüp kendine çekmişti. "Tam bir sapıksın..."
Hyunjin dengesiz nefeslerle gülerek aşağıya baktığında Yongbok da tamamen sertleşmişti. Hareketini biraz daha hızlandırınca iştahla öpüşmek için dudaklar buluşmuştu.
Yongbok diğer elini gömleğinin alt kısmından kaslı göğsüne getirdiğinde avucuyla güzelce okşamaya başladı. Hyunjin bununla kasılırken kollarını minik bedene sarıp bütün yükünü ona vermişti.
Alt kısımları birlikte ileri geri gittiğinde artık hiç çekinmeden en dibe vuruyordu. Her kökleyişinde Yongbok sarsılıyordu.
"Mhh- ah- ahh..."
Dudakları yorulunca ayrılmışlardı, Hyunjin başını boynuna gömüp bu şekilde devam etmişti. Artık bütün inlemeler direkt kulağına doluyordu. Yongbok da ensesini okşayıp kendini serbest bırakmıştı.
Sona geldikleri için alt kısım ıslanmıştı böylece hareket kolaylaşmıştı. Tenleri birbirine her çarptığında tahrik edici sesler geliyordu. Hyunjin son hızda becerirken ikisi de gözlerini kapattı, aynı anda boşaldı. "Mmhh..."
Birbirlerine dönüp yanaklarını, çenelerini, burunlarını, denk gelen her yerlerini öpmüşlerdi. "Seni seviyorum..."