Börü Timi

16 1 0
                                    

Okuduğunuz tarihi bırakırsanız sevinirim.

Asker kurgusu umarım beğenirsiniz iyi okumalar.
**

Ve o beklenen gün gelmişti. Artık bir asker olabilecektim. Öldüğüm zaman bu vatan için şehit oldum diyebilecektim. Ben Umay bugün asker olduğum gün. Ben Umay bugün babamın intikamını almak için ilk adım attığım gün.

Askeriyeye ilk adım attığımda babamın beni askeriyeye getirdiği gün aklıma geldi. O gün ilk defa askerlerle tanışmış orayı ilk defa benimsemiştim. Belki aynı askeriye değildi. Ama bende aynı duyguları uyandıran bir askeriyeydi.

Düşüncelerimi "Umay SOY ASLAN" diye bağıran Albay ile bir kenara koyup o yöne baktım ve ilerlemeye başladım. Albayın yanına geldiğimde "EMREDERSİNİZ KOMUTANIM" diyerek ayağımı yere vurdum. "Asker senin burada ne işin var. Hemen işinin başına" "Ben yeni geldim komutanım ne iş yapmalıyım" "Beni takip et asker" "EMREDERSİNİZ KOMUTANIM" diyerek peşinden ilerledim.

Bir odanın önüne gelince kapıyı açtı. İçeri girmem için elini uzatınca içeri girip hazır ola geçtim. Gelince "Asker rahat" deyince rahat posizyonunu alıp koltuğa oturdum. Bilgisayarı açıp biraz inceledikten sonra "Börü börü" diye mırıldandı."Börü Timindesin" dedi ve bir asker çağırarak beni "Börü Timi" ne götürmesini istedi.

Börü timine gelince asker hazır ola geçti ve selam verip gitti. Timde 7 asker vardı. İçlerinde bir kadın asker vardı. Diğerleri erkekti. Geldiğimde bana tuhaf tuhaf baktıklarını farkedince "Ben Umay. Umay SOY ASLAN Börü Timine yeni gelen asker. Size benden bahsetmiş olmaları gerek" dedim emin bir sesle. Timden biri "Bahsettiler ama kadın olacağını söylemediler" "Ne oldu kadınlar asker olamaz mı?" dediğimde "Hayır alakası yok Aybüke var ya o yüzden. Bu arada ben Yiğit. Yiğit YILMAZ" dedi ve devam etti."Bu Süleyman ÇAKIR. Bu Gökhan OĞUZ. Bu Ali TEZEL.Bu Uğur ÖZTÜRK. Bu Hilmicem ÖZÇELİK kendisi komutanımız olur ve bu da Aybüke BAŞKAN." dedi ve sustu.

Süleyman"Siz ona Çakır deyin arkadaşlar" dedi. Aybüke "Ne alaka Süleyman" dedi bıkkın bir sesle dediğinde ben ise "Gerçekten ne alaka " dediğimde Ali "Süleyman Aybükeyi seviyor o yüzden alışırsın merak etme" dediğinde kafamı salladım. Bir anda Hilmicem ÖZÇELİK bağırdı. "Tamam bu kadar goy goy yeter kalkın." dediğinde herkes puflayarak ayağa kalktığında sanki ne olacağını biliyorlardı. Biraz ilerledikten sonra parkur göründü ve ne olduğunu anladım. Hilmicem Yüzbaşı bizi koşturacaktı. Yani biraz tecrübem vardı. Ama hadi hayırlısı bakalım.

"Herkes bu parkuru 5 kez dolanacak. Bunu 10 dakinanın üstünde yapan ceza alıcak." Niye böyle birşey dediki. Yani amaç neydi."Gösterin hünerlerinizi Umay hanım." beni küçümsemişti. Bu parkuru 10 yaşındayken atlama yerleri hariç 3 dakikada tamamlayan bana hay hay efendim bakışımı da attıktan sonra parkurun başına gittim.

Parkura başladığımda herkes beraber başladığı için biraz zor olacaktı. Bitişe geldiğimde nefes nefeseydim. Merak içinde Hilmicem Yüzbaşıya baktım. İfadesiz bir şekilde bana bakıyordu. Arkama baktım kimse tamamlamamıştı. Hilmicem Yüzbaşı "aferin sana" der gibi bakış attı. Bende "eyvAllah" der gibi bakış attım. Biz bakışlarla anlaşırken Aybüke geldi. Aybüke beklediğimden hızlıydı. Hepsi geldikten sonra Hilmicem Yüzbaşı konuşmaya başladı. "Bravo Umay hanım beklediğimden hızlı çıktınız. "Noldu cerrahım" bakışımı atıp Aybüke ' ye baktım. "Hızlıymışsın Umay Timde beni başka kimse geçememişti" "Bizde de bir şeyler var be Aybüke" dedim. 7 dakika 15 saniyede tamamlamıştım. Bunu ben bile beklemiyordum.

Süleyman 10 dakikanın üstünde yaptığı için ceza alacakmış. Ama Süleyman 10 dakika 15 saniyede tamamlamıştı. Ama bu Hilmicem Yüzbaşının umrunda bile değildi. Cezası 10 tane şınav çekmekti. Aslında bunu duyan insanlar için 10 şınav azdı. Ama askeriyenin 10 şınavı normal insanların 100 şınavına eşit bile değildi. Süleyman cezasını çekerken biz Aybükeyle koğuşa geçmiştik. Aybüke bana neden asker olmak istiyorsun diye sormuştu. İlk başta yutkundum. Sonra "Benim babam da askerdi. Bu vatan için canını vermeye hazırdı" dedim ve duraksadım." Ve canını verdi de. Neyse Aybüke sen beni boşver seni hangi rüzgar attı buraya." dedim. Aslında konuyu dağıtmaya çalışmıştım. Aybüke bunu anlamış olacak ki daha fazla uzatmadı. "Benimki uzun hikaye bir ara anlatırım" dedi. Bence uzun değildi. Ama anlatmaya hazır değildi. Bu yüzden uzatmadım.

Süleyman cezasını bitirmiş olacak ki tim koğuşa geldi. Ardından Süleyman ' ın cezasını bitirmiş olduğunu kanıtlayacak bir ses geldi. "Komutanım 15 saniye için bu kadar şınava ne gerek vardı" Gökhan "Komutanım şınavlar az geldi galiba." Süleyman "Sen çok konuşma Gökhan sana ayrı sinirliyim." Gökhan sitemli bir şekilde "Ama komutanım şınavı çektiren yüzbaşım gelip bana kızıyosunuz." Yiğit "Olum Gökhan adam napsın yüzbaşıya mı kızsın." Bak ilk defa doğru konuştun Gökhan." diye kavganın arasına girdi Aybüke.

Biz konuşmaya devam ederken bir asker gelip "Komutanım Albay sizi çağırıyor. " dedi. Hilmicem Yüzbaşı "Geliyorum" deyip koğuştan çıktı. Tabikide sinirli bir şekilde. Yüzbaşı geri gelince göreve gidiyoruz hazırlanın talimatını verip geri gitti. Ben nereye gideceğimi bilmediğim için öylece dururken hayat kutarıcı Aybüke "Beni takip et Umay" diye seslenince peşinden ilerledim. Bana giymem gerekenleri ve yanıma almam gerekenleri verince hazırlanıp yukarı çıktım. Yukarıda helipkopter bekliyordu. Hiilmicem Yüzbaşı gelince bize helikoptere bin talimatını vermesini bekledikten sonra helikoptere bindik. O helikoptere binmek diğerleri için normaldi. Ama benim için ilkti. İşte bu yüzden bugün benim için tarihe yazılması gereken bir gündü. İlk görevim o günün gecesi başlamış bulunmaktaydı ve emindim ki babam bundan gurur duyacaktı. Helipkopter herkesin binmesiyle havalanmaya başladı.

**
Sizce ilk bölüm nasıl ve en sevdiğiniz karakter kim diğer bölüm görev bölümü olacak iyi okumalar...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 18 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BörüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin