1. bölüm

17 1 2
                                    


Şiddet, küfür, psikolojik baskı içermektedir.

Yaş farkı var rahatsız olacaklar okumasın.

Oy vermeyi unutmayın lütfen.

İyi okumalar dilerim.

_________

Her şeyi beklerdim ama, 18 yaşıma gelir gelmez evleneceğimi asla beklmezdim.

1 ay.. bir ay kimine kısa bir zaman gelir kimine ise uzun bir zaman Kimene iyi kimine kötü, Ama bana bu bir ay cehennem gibi gelmişti. Bu bir ay içinde yaşamadığım şok, göz yaşı dökmediğim gün kalmamıştı. Yalvamaktan dilimde tüy bitmişti. Her gün..her gün yalvardım beni o adama vermesinler diye, o adamla evlenmemek için her gün yalvardım. Ama yalvarmalarımın işe yaradığını sanmıyordum. Çünkü Eğer bir işe yarasaydı şu an bu düğün salonunda olmazdım.

Her şey göz kapatıp açıncaya kadar olmuştu sanki. Okuldan gelmem, bir ay sonra hiç görmediğim bir delta ile evlenecek olmam, bu düğün salonunda olmam, sanki her şey göz kapatıp açıncaya kadar olmuştu.

Evlenmek istemiyordum. 18 yaşıma varır varmaz evlenmek istemiyordum. Daha küçüktüm. Annem bazı şeyleri anlatmayana kadar Evlilik nedir onu bile bilmiyordum. Ben sadece okuluma odaklanan bir omegaydım. Kimse ile konuşmaz, derslerime odaklanırdım. Evlilik sonradan düşüneceğim bir şeydi.
Ama birden bire bu delta çıkıp geldi. Buralarda bir deltanın olduğunu bile bilmiyordum. Gerçi kimsede bilmiyordu. Sanki gökten bir anda düşmüştü. Onu araştırdığımda ise dumara uğramış gibi hissettim. Çünkü bu delta kısa bir sürede çoğu şeye hakimiyet kurmuştu. Bazı kişiler mafya, bazı kişiler ise suikastçı olduğunu söylüyordu. Ama tüm bunları yapması için uzun bir zaman gerekmezmiydi? Bilmiyorum. Kafam allak bullak olmuştu. Her şey bir tarafa bana iyi davrannacağını bile düşünmüyordum. Çünkü öyle bir izlenim asla vermiyordu. Koca cüssesi, sert bakışları, iyi biri olduğunu göstermiyordu. Ve bana olan bakışları..bana öyle nefretle bakıyordu ki sanki kendisi beni istememiş gibi. Ağzı susuyor ama gözleri konuşuyordu. Bu sessizliği ise fırtına öncesi sessizlik gibiydi..bu ise beni iliklerime kadar savunmasız hissediyordu. Ailem güçlüydü. Babam pek bilmesemde mafya gibi bir şeydi. Gücümüz vardı. Paramız vardı. Ama yinede gücümüzün bu kadar olmasına rağmen bize böcekmişiz gibi bakıyordu.

Ailem neden ısrarla bu adamla evlenmemi söylüyordu? Bazı ailelerin durumu yoktur ve en azından kendi çocukları rahat etsin diye zengin biri ile evlenmelerini isterdi. Ama Bizim dururmumuzda vardı.

Aileme neden bu kadar ısrar ettiklerini sorduğumda ise bana 'o bir delta seni her şeyden koruya bilir. Ondan daha iyisini bulamazsın' demişlerdi. Bu cevap mantıklıydı ama dediğim gibi bizimde gücümüz vardı. Bizde kendimizi çok iyi koruya biliyorduk.

Her şey çok mantıksızdı bana göre.

"Öhm! kararınız nedir beyefendi? Evet mi hayır mı?"

Kafamdaki Düşüncelerden kurtulup etrafa baktığımda herkesin gözleri benim üzerime olduğunu gördüm. Herkes ağzımdan çıkacak kararı bekliyordu..

Kurtuluş yoktu. Bu evlilik ya olacaktı ya olacaktı. Kaçış yok, hayır demek yok, bu evlilikten kurtuluş yok, hiç bir şey yoktu. Sadece ve sadece evet diyip, önümdeki kağıt parçasına imzamı atmak vardı.

Son bir kere Derin bir nefes aldım.
Bir daha nefes alamayacağımı bilmeden..

"E-evet." Salonda birden alkış sesleri yükseldi. O sesleri bile bastıracak güçte çığlık atıp ağlamak istedim. Ama olmadı
Bu isteğimde olmamıştı..

Yaptığım tek şey gözlerime dolmaması için emir verdim.

nikah memurunun ezbere bildiği konuşmasını dinleyip, kağıda imzamı atmıştım.

[ GEÇMİŞİN İZLERİ ] •|TAEKOOK|•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin