İmkansız Aşklar

beddua

Hani her masal mutlu sonla biter diye bir laf çıkarmışlar ya yalan! yalan! cünkü her masal mutlu sonla bitmez mesela benim masalım benim hikâyem benim öyküm şimdi bu her masal mutlu sonla biter cümlenin içinde ne duygu var diye sorsalar ben de umutlandırma var derim.
Önümüze siyah bir Bmw araba geldi ve arabadan şoför inip bize kapıyı açtıktan sonra ben kapıya yakın olmama rağmen babam beni ittirip hemen arabaya bindi görgüsüz işte şoförle 2 3 saniye bakıştıktan sonra babam beni kaş göz işaretiyle bin işareti yaptıktan sonra ben de bindim ve yaklaşık 2 3 saatlik bir yol geçtik ve sonunda geldik ve kocaman siyah demirli bir kapı açıldı ve arabada içeri girdi araba durdu ve şoför kapıyı açtıktan sonra babam ve ben indim ve bir de ne göreyim dünyanın en büyük villası tam karşımda birkaç saniye villayı süzdükten sonra babam önümden geçti ve bende hemen yanına geldim ve tam kapının zilini çalıcakken kapı açıldı ve bir ses
'Hoşgeldiniz hasan bey hoşgeldiniz Melis hanım Celal bey sizi büyük salonda bekliyor'dedi.
*Babam: hoşbulduk hoşbulduk.
Tam bir filmlerde gördüğümüz gibi bir hizmetçi saçları toplu beyaz önlüklü beyaz gömlekli siyah etekli ve siyah topuklu ayakkabılıydı.
Babam hemen salona geçti ve bende bir adam pencereden dışarı bakıyordu ve bu büyük ihtimalle celal bey olmalıydı ve evet oydu
*Babam: İyi günler celal bey nasılsınız?
*Celal bey: Napıcaksın sen benim nasıl olduğumu neyse. Diyerek önüne
döndü ve beni gördü ve beni süzdü
*Anlaşma daki gibi ben kızını sende evini eşyalarını alacak ve hayatımdan defolucaksın anladın mı?
*Babam:Anlaşıldı celal bey.
Ben: Ne nasıl yani baba sen beni bu adama mı satıyorsun nasıl ya nasıl benden bu kadar sıkıldın veya sevmiyorsun? Diyerek dizlerimin üstüne çöküp ağlamaya başladım.
Babam: ... yine her zamanki gibi en iyi şeyi yaptı işi gelince sustu ve arkasına bile bakmadan gitti bende hemen ayağa kalkarak kapını camına babama yalvarmaya başladım;
*Baba lütfen beni burda bırakma lütfen beni de yanında götür baba! diyerek cama vurdum ama babam bir kere bana dönüp bakıp ve sol gözünde bir damla yaş aktığını gördüm ve benim yalvarmam hemen bedduaya dönüştü;
*İnşallah inşallah!!! O evdeki eşyalar size uğursuzluk huzursuzluk getirir baba inşallah o eşyalar sizin üstünüze üstünüze gelip sizin sıkar baba inşallah rabbimden tek dileğim o evde ben olmadığım sürece huzur bulamazsın baba!!! Diyerek haykırdım ve dizlerimin üstüne çöküp hıçkırarak ağladım ağladım ve ağladım sonra omzumda bir el hissettim bu el hizmetçiye aitti
*Hadi artık kalkta elini yüzünü yıka ve ikinci kattaki soldaki ilk oda senin üstünü değiştir ve yemeğe gel. Dedi
*Benim iştahım yok size afiyet olsun dedim ve arkadan bir ses geldi
*Zorunlusun celal beyle tanışıcaksın.