Kate: "yine geç kaldın jane. Bugünkü bahanen ne?"
Jane: "özür dilerim. Akşam geç uyudum."
Kate okulumuzun en aptal hocası hatta dünyanın. Bahanemi söyledikten sonra gözlüğünü düzeltirken iç çekti.
Kate: "neyseki yoklamayı almamıştım, geç otur. Ayrıca tenefüste simon hoca seni çağırıyor."
Yine mi? Dediği hiçbir şeyi yapmamama rağmen beni yanına çağırıyor, rehberlikçimiz olur kendisi.
Kafamı salladım ve sırama geçtim. Yanımda oturan luna bana kafasını çevirdi.
Luna: "günaydın."
Jane: "günaydın."
Lunayla sadece konuşmak için konuşuyordum. Sınıftan yakın arkadaşım yok.
***
Alt kata, rehberlik hocasının odasına, indim. Kapıyı çalıp girdiğimde sandalyesinde oturmuş bir telefon görüşmesi yapıyordu. Bitene kadar karşıdaki sandalyede oturarak bekledim.
Simon: "naber canım? Nasıl gidiyor, paragraf sorularında ilerleyebildin mi?"
İç çektim. Yüzüne boşboş baktım.
Jane: "evet, günlük soru çözme sayımı arttırdım."
Simon: "peki süre arttı mı?"
Jane: "yani."
Simon: "ajandan?"
Kaşını kaldırıp gülümsemişti bunu söylerken. Sempatik olmaya çalışan hocalardan nefret ediyorum.
Jane: "getirmeyi unuttum."
Simon iç çekti.
Simon: "peki, yarın ilk teneffüs görmek istiyorum."
Kafamı salladım. Simon ise çıkmam için gülümseyerek eliyle kapıyı gösterdi.
***
En alt kattaki kafeteryaya girdim. Sonunda benim yaşama sebebim olan insanları görebilmiştim. Takımımdaki arkadaşlarım.
İris: "kızım nerdesin sen ya."
Jane: "yine simon çağırdı. Ders mers sordu yine bende dedim bişeyler."
Rose: "Az şu maçları atlatalım çalışırsın."
Jane: "ben çalışsamda yapamam. Olmuyo sayısala çalışıyo kafam paragrafa gelince duruyo kafam. Bi sikim yapamıcam seneye."
Anna: "üzme kanka kendini. Çalışıpta yapamayan yok. Sen devam et soru çözmeye."
İç çekerken kafamı salladım. Zil çaldı. Ders işledik.
***
Öğlen arası olmuştu. Ben, iris, rose ve anne okulun bahçesindeki bir bankta oturup sohbet ediyorduk.
Kafama yukarıdan bir top geldiğini hissettim ve refleks olarak kollarımla yüzümü kapattım. Top neyseki yan tarafıma düştü. Top dülerken aynı anda futbol takımındaki tomda koşarak gelmişti. Pantolonu yüzünden özürlü gibi koşuyodu.
Tom topu eline aldı.
Tom: "mal mısın ya!"
Takım arkadaşına bağırdı. Bense çok komik gözüktüğü için güldüm.
Jane: "merak etme ölmedik."
Tom: "senin için mi geldik."
Gülüşüm düştü ve göz devirdim. Oyuna geri dönme için yürüyodu.
Jane: "gerizekalı.. düşük göt."
Birden hepimiz gülmeye başladık.
İris: HAHWJDJSKWKMWLLW DÜŞÜK GÖT..
Gülmemiz en küçük şeyde bile on saat sürüyodu. Sonunda kestik gülmeyi.
Anna: "ben shipledim sizi."
Rose: "ooo bende."
İris ise gülüyodu. Yüzüm düştü ve sinirlenmiştim.
Jane: "Aptal mısınız? Asla öyle düşünmeyin çünkü olmayacak."
İris: "nedenmiş o?"
Jane: "amcının teki."