-Ama Ben Her Zaman Bileceğim- // 9. Bölüm

84 6 30
                                    

Janet'ın agzından
.
.
.l
Evet bedenime, ve kalbime engel olamayıp bu aptal hareketi yaptım. Ona neden sarıldığımı bilmiyorum, ama hala onu sevdigimi çok iyi biliyorum.

Bi süre daha öyle kaldıktan sonra artık gözyaşlarım durmuştu, Fang kollarını gevşetip beni birazcık kendinden uzaklaştırdıktan sonra; "Bak Janet.. Herşeyi bi kenara bırakıp yeniden başlayabiliriz, gerçekten sana yemin ederim hiç bir şey hatırlamıyoru-" diyecekken en sonunda kendime hakim olamayıp konuşmaya karar verdim, hızlıca ayağa kalktım ve; "FANG CİDDİMİSİN?! BANA NE YAŞATTIĞINI BİLİYOR MUSUN?!" aşağıdan bana şaşkınlıkla ve üzüntüyle bakan Fang de hemen ayağa kalktı, ve; "Janet-" "FANG SENİN APTALCA KONUŞMANI DİNLEMEYECEĞİM! BUNCA ŞEYİ UNUTABİLİR MİYİM SENCE?!" dedim sinirle. Yeniden gözlerimden hızlıca yaşlar akmaya başladı, Fang bana bir şey diyemiyordum, biliyordu, haklıydım. "Janet.. Herşeyi değiştirebiliriz.. Sana bağlı bu-" "Fang." dedim titreyen, soğuk ve net bir sesle. "Sence unutabilecek miyim?" dedim hala titreyen sesimle soru sorarcasına. Fang gözleri dolmuş bir şekilde bana bakıyordu. "Fang anlamıyorsun.. İsmini değiştirebilirsin, tercihlerini değiştirebilirsin, benim için her şeyi yapabilirsin, veya bu aptal dünyadan siktir olup gidebilirsin?.." bunları söylerken Fang yüzüme her yeri titrerken baktı, dokunsanız ağlayacak gibi.

"Ama ben her zaman bileceğim Fang..?"

Bunları dedikten sonra Fang hala olduğu yerdeydi, ağlıyordu. Onu hemen affedemezdim, özür dilerim Fang.. Ama biraz zaman ver bana.

Fang'in agzından
Sanki o an boşluğa düştüm. Duymuyor, düşünemiyordum. Janet her türlü haklıydı, onu yalnız bırakmıştım, ama gerçekten neden hiç bir şey hatırlamıyordum? Öyle bir şey olmadığına emindim, hiç bir şey hatırlamıyorum ama eminim.

7 Dakikanın dolmasına 2 dakika kalmıştı, zamanın hızlı mı, yavaş mı geçtiğini anlamadım, Janet bir kenara gidip oturdu, kafasını sorulara boğacağı her halinden belliydi. Ki benim de ondan bi farkım yoktu.

Sonunda hareket etmem gerektiğini düşünüp gidip bi köşeye oturdum, Janeta yakın olmamaya çalışıyordum, çünkü zaten şuan beni istemiyordu.

Biraz düşündükten sonra aklıma gelen iki fikir vardı, birinci, bu olayı Edgar ve Chestera söylemek -ki zaten mecburen söyleyeceğim- ikincisi ise her türlü riski alıp Emzin ne çevirdiğini öğrenmek ve her ne olursa olsun Bonnie'yi bulmak.

İçeriden Leonun sesi geldiğinde Janetla aramızda sıfır ses ile içeriye gittik, gittiğimiz anda Colette hemen şaşırmış ve sinirlenmiş gibi bir şekilde ayağa kalktı ve Janetın kolundan tutup odaya sürükledi, sürüklerken bana sanki benden nefret ediyormuş gibi baktı.

Ne olduğuna anlam veremeden Edgar ve Chester beni sürükledi, tabii sürüklerken de Chester; "Gel amk çocugu ne bok yediysen!" diye bana sövmeye başladı. Edgar da sabır çekerek beni sürüklemeye devam ediyordu.

Colette'in agzından
Janeti odaya götürdükten sonra onu yatağa oturttum ve kalbindeki yarayı açmamaya özen göstererek konuşmaya başladım; "Janet, aranızdakileri anlatır mısın? Emzin neler zırvaladığını, veya gerçek mi. Söyle lütfen, bi çözüm bulabiliriz" bunları söyledikten sonra Janet dolu gözlerle bana baktı, hayatında ilk defa böyle şeyler duymuş da olabilirdi ama buna takmamaya karar verdim, Janet ardından konuşmaya başladı; "Biz eskiden Fangle sevgiliydik.. Onu gerçekten seviyordum, onunda beni sevdiğini biliyordum.. Bi gün üvey kardeşimin yanına gitmem gerekti, kendisi kanserdi.. Neyse konu bu degil o gün gece saat 00.30 olduğu için Bonnieyi götüremezdim, bu yüzden Fange burada kalmasını, ve Bonnieye bakmasını söyledim, o da kabul etti, o günden beri kendi kendime sadece 'Keşke Fange onu söylemeseydim' diyorum, Bonnie kayıp. Fange söylediklerimin hiç biri ona etki etmedi, kendisi durumumu biliyordu, ama buna rağmen Bonnieyi o evde bırakıp o aptal Emzin partisine gitt-!" Janet titreyen sesiyle bunları söylerken gözlerinden yaşlar akmaya başladı, cümlesini bitiremeden ona sarıldım ve ağlamasına izin verdim. Janeta Bibi, Edgar ve Emz olayını sonra anlatmaya karar verdim, çünkü böyle asla sağlıklı düşünemezdi.

"Janet istersen herkesi dağıtalım, bugün bizde kalırsın, hem pijama partisi yaparız! Nasıl olur?" dedim heyecanla, Janet in yüzüne bi gülümseme yerleşti, ve hafifçe kıkırdayarak tamam dedi. Gözlerini sildim ona 1 2 saat dinlenmesi gerektiğini söyledim, ve içeri gittim. İçeride Chesterın yanında oturan Fangi görünce gülümsemem anında soldu. Edgar bunu fark edince kolumdan tutup beni yanına oturttu. Bunu yapınca şaşırdım, kızarmış gibi hissettim, ve hemen kafamı çevirdim, hemen yanımızdan gelen kıkırdama sesleriyle kafamı oraya çevirdim, Mandy ve Chester tabii ki dalga geçeceklerdi, onlara öldürücü bir bakış attıktan sonra asıl söylemek istediğimi söyledim; "evet.. Bugünlük oyunu burda bitirmek istiyorum. İsteyen farklı birinin evinde oyuna devam etsin, misafirlerim var. Ve evet Mandy Chestera siktir olup gidebilirsin" dedim, son cümlemle diğerleri kıkırdadı, Chester ve Mandy ise hiç umursamadı, ve Mandy Chesterın boynuna sarılıp yanağına bir öpücük kondurdu, ardından; "HADİ CHESTERIM BURDAN SİKTİR OLUP GİDELİM! GÖTÜR BENİİ" dedikten 2 3 saniye sonra Chester Mandyi kucağına alıp; "İzninizle siktir olup gidiyoruz!" dedi. Harbi mal olduklarını anlamıştım. Diğerleri onların bu haline gülerken, Gus odasından aşağı indi ve uykulu gözlerle; "Abla noluyo amk.." dedi uykulu ve umursamazca, daha kapıda olan Mandy Gus'ın sesini duyduktan sonra kafasını bu tarafa çevirdi ve kocaman açılmış gözlerle; "GUS SEN YAŞIYOMUYDUN AMK!" dedi, şimdi başlıyoruz.. "Ya abla mal mısın ben ölsem normal mı ölürüm giderim evi yakarım sizde ölün diye.." dedi yine uykulu bi şekilde diğerleri kahkaha atarken, Chester Mandyi bir yerlerde Gus'un agzına sıcmasın diye hızlıca götürdü.

Ardından kenarda bi adet Sandye yavşayan Leon, Leonun yavşamalarına biraz daha maruz kalırsa mal gibi gebericek olan bir Sandy, Amber ile birlikte Leonun agzına sıcma planları yapan Nita, onu dikkatle dinleyen Amber, Ben neden buradayım kafasında olan Rosa, Crowun agzına sopayla vurmaya çalışan bir adet Bibi, onun sopasına yanlışlıkla dokunduğu için onu gebertmesin diye ona yalvaran Crow, kenarda 'KAVGA!" diye tezahürat yapan Penny, onun yanında tezahürat yapan Jessie, daha gruptaki mesajı görmemiş ve buraya gelmemiş otistikler, Kenarda Fangle konuşan Edgar- kenarda Fangle konuşan Edgar?

Onlara baktığımda Fangin gözü doluydu, belki içeride bir şey yaşamışlardı, ama Fangin yaptığından sonra sadece üzülmesi adil değildi, daha fazlasını yüzde yüz hakkediyordu.

Belki bilmediğim bir şey vardır? Belki, Fang cidden bunu yapmamıştır? Belki.. Tamam tamam, kafamı şuanlık daha fazla soruya boğmayacağım.

Fang ve Edgara tekrar baktıktan sonra Janetın yanına gidecektim ki, içeride insanlar olduğu aklıma geldi. Onlara içeriden birine bakmasını söyleyebilirdim, çok düşünmeye gerek kalmadan; "Edgar" dedim, bunun üzerine Edgar ve Fang bana döndü.

Edgar yüzüne bi gülümseme yerleştirip; "Bi sorun mu var Colette? Yardım edebilirim." dedi, cidden mi, off bu çocuk nasıl istemeden de olsa bu kadar nazik ve kibar olabiliyor? Bende yüzüme bi gülümseme takındım, ve; "Ah.. Aslında benim yukarı çıkıp Janetla konuşmam lazım, diğerlerini burada yalnız bırakabilirim ama..- katliam çıkabilir-- şey söylemek istediğim ben yukarıdayken sen buradakilere bakar mısın? Zaten çoğu kişi gitti" dedim, Janet kısmını özellikle bastırarak ve Fange bakarak söyledim.

Evet, Janetın acısını hafiften Fanden çıkarmaya her an başlayabilirim, ki başlamıştım, Edgar bunu fark etmiş olacak ki; "AA..- tabii sen öyle istiyorsan. Ama ilk önce bir şey konuşabilir miyiz?" dedi, derken beni sürüklemeye başladı.

Beni bir odaya götürdükten sonra konuşmaya başladı; "Bak Colette..."
.
.
.
HAH BURADA BİTİRMEK EGLENCELİYDİ😻 Ama bitsin bi zahmet awq 1065 kelime mi ne oldu😱-Willie

-Denizler Cinayet İşlemezler- // Coledgar // Brawl StarsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin