Dudakların pahabiçilemez, öpesim geldi. [Minsung]

Hay sikeyim ya!

Han Jisung, online derslerde sürekli uyuyup her şeyi kaçıran bir çocuktu. Görünüş olarak çalışkan ve iyi birisi olsa da, içi her zaman şeytanlığa çalışan Han Jisung yine derste uyuyordu!

Bang Chan onu uyarmaktan sıkılmıştı, Han Jisung'a seslenmişti bıkkınca; Jisung? Yine mi? Tanrı aşkına kalk artık bıktım! Derslerden geri kalıyorsun.
Jisung mırıldanmıştı ve umursamamıştı bile, uykusuna devam etmek için bilgisayarı kapatmış, yatağına geçmişti.

Birkaç saat uyuyan Ji, sonunda kalkmıştı! Bıkkınca nefes alıp yatakta dikleşmişti. Onu bir telefon uyandırmıştı. Küfür savurdu, telefonu açtı; Hay sikeyim ya! Ne istiyorsun Sam?
Karşısındaki Sam, göz devirmişti. Konuşmuştu; Yine mi? Jisung dışarı çıkacağız hızlıca hazırlan! 10 Dakikan var beklemem daha fazla! Kapının önündeyim.
Jisung telefonu suratına kapatan adama sinirlenmiş, ayağa kalkmıştı. Dışarı çıkmak belki iyi gelirdi diye düşünüp dolabına ilerledi Han Jisung. Altına salaş bir pantolon, üzerine düz tişört geçirmişti. Çantasını eline almış, içerisine lip balm, kulaklık, telefonu koymuştu. Çantasını omuzuna atarak, kapıdan dışarı çıkmıştı. Merdivenlerden aşağıya inen Jisung'a Babası şaşkınca bakmıştı.. Şaşırmasının sebebi Jisung'un asla aşağıya inmemesiydi, çok nadirdi! Şimdiyse dışarı çıkıyordu. Jisung babasına göz devirmiş, converselerini giyip evden çıkmıştı. 10 dakikadan kısa sürede hazırlandığı için Sam şaşırmıştı. Jisung Sam'ı umursamaz bir tavırla selamlayıp, arabaya binecekti ki; Minho ön koltuktaydı. Minho'yu ilk kez gören Ji, Sam'e bakmıştı. Sam Jisung'a sırıtmıştı, dudaklarını araladı; Arkadaşım, sen uyuduğun için görmüyordun online derste! Seni aptal arkaya geç.

Jisung mızmızlanmadan arka koltuğa oturmuş, Minho'ya garip bakışlar atmıştı. Minho oldukça çekici görünüyordu. Üzerindeki gömlek onu çekici gösteriyordu! Siktir Jisung aptalca şeyler düşünmemelisin.. Jisung kendi kendine mırıldanıp kafasındaki düşünceleri susturdu. Neredeyse yarım saat süren yolculuğun sonunda bir bara gelmişlerdi. Arabadan ilk inen Min olmuştu, en son inende Jisung. Saçlarını düzeltmişti Min, Jisung tamamen o adama odaklanmıştı. Hem sinir olmuştu hem de hoşuna gitmişti o adam.

İçeri çoktan girmişlerdi. Jisung'un yanına bir kız gelmişti, Jisung'a selam vermişti. Jisung başını sallayıp kızı umursamazca yanından göndermişti. Kız bu sefer Minho'ya selam vermiş, şansını tekrar denemişti. Ve yaver gitmişti! Minho kızı çoktan dizine oturtmuştu! Siktir amına koyayım diye geçirmişti Jisung içinden. Hetero muydu bu adam!

Sam'ın sevgilisi Felix çoktan yanımıza gelmişti, benim yanımda oturuyordu. Evet en yakın arkadaşımdı Felix.. Felix'e dönmüştüm. Omuzunu dürtmüş, kulağına fısıldamıştım; Felix bu Min Hetero mu cidden?
Felix gülmüştü, neden sorduğunu idrak etmişti çünkü! "Ah Ji! Tabii ki hayır.. Minho sadece onlarla oynuyor.. Kötü birisi senlik değil!" Morali bozulmuştu Jisung'un. Aslında öyle birisine benzemiyordu. Jisung Felix'in dediğini düşünürken içkisinden birkaç yudum almıştı, bardağı masaya vurmuştu. Herkesin dikkatini çekmişti, Minho'nun bile.

Jisung'un ağızından;
Gerçekten kendimi kaybetmiştim sanırım! Daha yeni gördüğüm, ve asla konuşmadığım çocuğa neden böyle şeyler besliyordum.. Başıma giren ağrıyla, başımı okşamıştım. İçkiyi fazla kaçırmış olmalıydım. Kimsenin dikkatini çekmeden bar'ın lavabosuna koşar adımlarla geldim. Tuvalete girmiş, kusmaya başlamıştım içtiklerimi.. Ah sikeyim! Nefret ediyordum bu duygudan. Tuvaletten çıkmış, elimi yüzümü yıkıyordum. Ta ki kapı sesi gelene kadar. Aniden nefesimi kesen dudaklarla, neye uğradığımı şaşırmıştım.

______________________________________

Bu minik Jisung'umuz arkadaşlar🤏🏻

Minho'nun görünüşü de bu şekilde.

Güzeller güzeli Sam.

Minik bebisimiz.

Bu da babişkomuz.