Yemek molasına çıkmıştık ve tae benle kendine yemek almaya gitmişti. Yoongi ve jimin nerde bilmiyordum. Kafeteryada oturmuş taenin gelmesini beklerken telefona bakıyordum. Gözüme bir haber çarptı… ahh… evet… benim fotoğraflarımı paylaşmışlardı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
-Ben bu kadar yakışıklı mıyım?
Diye mırıldandığım sırada iki tane el gözlerimi kapattı. Ellerinin yapısından ve kokusundan direkt tae olduğunu anladım.
-Tae biz çocuk değiliz. Ellerini gözlerimden çekip karşıma oturduğu sırada…
-Yetişkinlik anlayışın “ bar “ da pek iyi sayılmassın.
Dedi alaycı bir tavırla… masadaki tepsiyi elime alıp…
-Geçirmeyeyim şunu kafana…
-Geçirenin genelde ben olduğumu düşünüyordum… daha doğrusu benim.
-Taehyung…!!
-Söyle sevgilim.
-Ya sen şımarık zengin çocuğu musun?
-Evet, senin şımarık zengin çocuğunum.
Dedi ve yanağımdan makas aldı.
-Evett… yemeklerimiz burada. Poşetteki yemekleri tek tek çıkardım.
-Kimçi , bibimbap ve noodle...
-İstediğin başka bir şey varsa alabilirim sevgilim.
-Bunlarla idare edebiliriz ama domuz eti de fena olmazdı.
-Hemen aldırıyım mı?
-Gerek yok taetae.
-Sen bilirsin kookie.
-Sevgilim me ne oldu?
Piç sırıtışını yaptığında bende gülümsedim.
-Sevgilim…
Tae bana bir şey söyleyeceği sırada ji-woo yanımıza gelip masaya oturdu.
