28 Mart 2024, Perşembe'
NewJeans - Ditto
╭ ◜ ୨୧ ◝ ╮
felix|hyunjin
felix
hey,
şu anda boşum
bir saat ve yer belirleyip buluşalım
17.43hyunjin
bana fark etmez
sen kampüste mısın şu an?
17.47felix
evet
dersten yeni çıktımhyunjin
he iyi
biz de çocuklarla yakınlarda bir yerde takılıyorduk
istersen konum atayım
buraya gelfelix
mekanın adı ne
belki biliyorumdur
konuma gerek kalmazhyunjin
creciente bar'dayızfelix
tamam, konum atmana gerek yok o halde
kampüste orayı bilmeyen yok zaten
on beş dakikaya oradayımhyunjin
bekliyorum
görüldü⁎ ˚ 𓂃 𓂂𓏸 ‧₊
Baharın yağmurla birlikte ıslanan ferah kokusunu içine çeke çeke, elinde tuttuğu gece mavisi rengindeki üzeri takımyıldızları ile bezenmiş şemsiyesinin ipini, parmakları arasında dalgın bir şekilde çevirerek Creciente Bar'a doğru yürüyen çilli çocuğun aklı bitmek bilmeyen bir düşünce selinin kurbanıydı.
Hissettiği en yoğun duygu kesinlikle hayal kırıklığıydı. Onu sırtından bıçaklayan kişinin bu kadar yakınında olması feci koyuyor olsa da kuyruğunu dik tutmak zorunda olmak ve bunu kimseye belli etmemeye çalışmak çok yoruyordu ruhunu.
Bundan sonra kime güvenebileceğini bilmiyordu, kimden şüphe duyması gerektiğini kestiremiyordu, sırtını dayayabileceği kimse kalmamış gibi geliyor, en yakınıyla bile bir anda arasına kilometrelerce mesafe girmiş gibi hissediyordu. İstemsizce hayali bir duvar örmüştü etrafına, tek günde sanki herkesin ona düşman kesildiği yanılgısına kapılmaya başlamıştı.
Bunun doğru olmadığını bilse dahi içten içe kemiriyordu o lanet duygu kendisini. Ne kadar düşünürse, o kadar sıkışıyordu kalbi yalnızlıkla.
Fakat bunların yanında, dünden beri içinde katlanarak büyüyen bir duygu daha vardı: öfke. Henüz hayal kırıklığına ağır basamasa da orada olduğunu hissettiren, pimi çekilse de kolunu bırakmadan elinde sıkı sıkıya tuttuğu bir bomba gibi. Kolu bıraktığı an, kendini bıraktığı an, patlayacak bir imha makinesi.
Henüz zamanı gelmediyse de elbet bir gün direnmeyi bırakacak ve bunu ona yapan kişinin hiçbir pişmanlık duymadan canına okuyacaktı çünkü hayal edebiliyordu; eğer o gün o şerefsizi görmeselerdi, kimsenin suçu kimin işlediği hakkında en ufak bir fikri olmayacaktı.
Ama görmüşlerdi, Felix'in hem de kılığında.
Küçücük bir ihtimal, turnuvada olmasaydı, herhangi biriyle buluşmamış, masumluğunu kanıtlayabilecek veya ona şahitlik edebilecek kimse olmasaydı...
İşte o zaman, en iyi ihtimalle ya okuldan atılır ya da onca uğraşlar vererek girdiği ve çok sevdiği Milli Takım'dan atılırdı çünkü kamu malına bile isteye zarar vermek, üstelik bunu başka bir takımı sabote etmek için yapmak, adının üstüne koca bir leke sürmek gibidir.
Eh, aklı başında olan hiçbir Koç da adı lekelenmiş, içi fesat bir insanı takımına kabul etmek istemezdi sonuçta. Bir mikrop içinde bulunduğu bünyeyi hasta edip güçsüz düşürerek diğer hücreleri de enfekte etmekten geri durmazdı nihayetinde, bir salgın gibi çevresindeki herkesi etkilerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
homerun ↬hyunlix
Fanfictionfelix, çiçekten tacını bir beyzbol şapkasına değişmek isteyeceğini kırk yıl düşünse tahmin edemezdi. |archer × baseballer| 🔖22124, Pazartesi'