Kanlı Ay

26 2 2
                                    

Merhaba ben İsabella her ısırığın acıtmayacağını ben bu hikayeyle öğrendim...

Hepsi ailemin yeni iş sebebiyle taşındığımız yeni kasabada başladı:

Eski hayatımın son gününde güneşli bi sabaha uyandım. Babam bavulları toplamış arabada küçük
kardeşim ve annemle beraber benim aşağıya inmemi bekliyordu. 16 yıldır yaşadığım evimden nasıl kopanilirdim ki?????? En sonunda evimin çatısından düşen bir kiremiti cebime atarak odamdan çıktım. Viktoryas sikrıt pijamalarımı çıkartıp, dün geceden hazırladığım ve bavuluma koymadığım son kıyafetlerim olan, yıldız desenli cropum yırtık bol pantolonum ve altıma yıldız ve sim detaylı golden gooselarımj çekerek bu anı dolu merdivenlerden son kez indim. Ailemin aşağı inmem için bana olan bağırışlarına kulak asmayıp son bir kez 16 yılımı geçirdiğim bu evden çıkmadan önce iç çekerek kapıyı kilitledim. Anıların bu evde kilitli kaldığı gerçeğine alışmam uzun zaman alır diye düşünmüştüm. Babamın ne kadar zengin olsak da çok tutkulu olduğu ve başka bir araba almamakta ısrar ettiği Tofaş Doğan 97 model arabamıza göz yaşlarımı aileme göstermemeye çalışarak camdan girdim çünkü kapı açılmıyor. Bu kadar anımın olmasına bakmayın aslında bu kasabadan hiç arkadaşım yok ve olmadı da... Ben hep yaşıtlarımdan daha farklıydım ve bu yüzden herkesin gözüne batıyordum. Kalın kaşlarım büyük basenim ve kısa boyumla doğal güzelliğimi herkes kıskanırdı. Eski okulumda herkes benimle konulmaya korkardı ayrıca dudağımın üstündeki gür karanlıkları herkes kıskanırdı. Ulaşılmaz bir profile sahip olduğum için genelde erkekler benimle konuşmazdı. Her neyse artık eskiyi eskide bırakmıştım ve yeni bir sayfa açtığımı damarlarımda hissetmeye başlıyordum. Eski hayatımı düşlerken uyuyakaldım ve bir osuruk sesi ile güzellik uykumdan uyandım." Kim osurdu ulan!" diye çıkıştım sonra kendimden emin olmak için üstüne oturduğum pofuduk yastığı kokladım, ben değilim. Kimdi bu adi kokuşmuş diye düşünürken bir anda ananızın amından daha patlak( ah tabiki şaka ;) ) bir patlamaya şahit oldum. Babamın ağzından "hay ananın amına yoğurt sokup ayran olana kadar sikiyim!" lafları düştü. Aslında kimse osurmamıştı... Bu ses Tofaş Doğanımızın egzozunun patlamasıydı. Ön koltukta oturan anneme "neredeyiz anneciğim?" diye sordum. Annem "Kanlı Ay kasabasına geldik sayılır barbunyalı çöreğim." Bu taşındığımız kasabanın ismini aileme sormak hiç aklıma gelmemişti... Ne kadar mistik bir ismi vardı bu beni heyecanlandırmıştı.

aşkın kanlı ısırığıWhere stories live. Discover now