" - Ben Selim değilim Olric. Selim romanları okuya okuya Selimliğe özenen bir Don Kişot olmaktan korkuyorum.
- Don Kişot, büyük ve soyluydu efendimiz. Kendisine büyük saygım vardır. Onun gibi birine hizmet etmekten büyük şeref duyardım. Bütün savaşlarına gönüllü katılırdım. Bütün düşmanları, insana bu güzel hayatı zehir eden bütün kötü hayalleri toz ederdim onunla birlikte olsaydım efendimiz. Yalnız güzel hayallerin yaşamasıns izin verirdim; bütün hayallerin yalnız güzel olduğunu düşünülmesine, böyle yorumlanmasına izin verirdim.
- Ben daha Don Kişot'u bile okumadım Olric. Kendimden utanıyorum. Hiçbir şey bilmiyorum Olric.
- Olsun efendimiz. Siz onu içinizde yaşıyorsunuz. Okuyanlardan daha iyi biliyorsunuz.
-Bu büyük bir aldanış değil mi Olric? Her zaman kendime bulduğum mazeret değil mi? "
- Dünyada az sayıda soylu kişiye bazı haklar tanınmıştır efendimiz. Bu hakları , görünüşte kimse tanımasada, bu hakların varlığını inkâr etse de, hiç olmazsa bu soylu kişiler farkında olmalıdır bu hakların.
- Ne demek istiyorsun Olric? Şimdi şu mektubu okusak da gene temiz kalabilir miyiz?
- Hiç kuşkunuz olmasın efendimiz.
- Sonu belirsiz bir kavgaya atılıyoruz Olric. Yanımda senden başka kimse yok elle tutulabilen. Öyle bir savaşa giriyorum ki Olric, bizi İsa bile kurtaramaz..."
Oğuz ATAY Tutunamayanlar
(418. Sayfa)