Attığım mesajla arkasını döndü ve gördüğüm manzara ise beni deli ediyordu. Saçı dağılmış, siyah kravatı boynunda gevşemiş, alnında küçük ter damlaları ve nefes nefese dolgun dudakları aralanmış, gözlerinin koyuları mayışmış bana bakıyordu.
"Sürtüğüm seni istiyorum rahatlat babacığını."
Yıllar Önce
Şuan en yakın arkadaşım Jimin ile okulun bahçesinde elimizde çilekli sütle oturmuş önümüzde bir grup öğrencinin voleybol maçını izliyorduk. Jimin hüplettiği çilekli sütüyle bana doğru döndü.
"Hyun Rin; benim sana anlatmam gereken bir şey var."
Anlat dercesine gözlerinin içine baktım.
"Evet, seni dinliyorum."
Elindeki çilekli sütü yanına bıraktı ve derin nefes alarak devam etti. Oldukça heyecanlı gözüküyordu. Bu tuhaf hali, söyleyeceği şeyi merak etmeme sebep olmuştu.
"Hyun Rin..."
Dedi heyecanla. Bakışlarımı yüzüne sabitlemiştim.
"...b-ben aşık oldum!"
İçtiğim süt, duyduğum cümle ve bir anlık refleks ile boğazımda kalmıştı, hızla öksürmeye başladım. Jimin, sırtımı sıvazlarken, ben ise elimi yumruk yapmış göğsüme vuruyordum.
"Hyun Rin, iyi misin?"
Elimi havaya kaldırarak iyiyim işareti yaptım.
"İyiyim, iyiyim."
Öksürmeye devam ettiğim sırada konuşmaya devam ediyordum.
"Hemde çok iyiyim."
"Sevinmedin mi? Kardeşin burada aşık olmuş ve senin gösterdiğin tepkiye bak."
Jimin, önüne dönmüş ve dudaklarını sarkıtmıştı. Tabii sevinmiştim onun adına. Hem neden sevinmeyecektim ki? Sevinmemek için geçerli bir sebebim yoktu. Hemen kolumu onun omzuna doladım ve yanaklarını sıkarak, devam ettim.
"Sen deli misin? Tabiki sevindim. Kim peki bu aşık olduğun kız, o da seviyor mu seni, çıkıyor musunuz?"
Soruları tek bir nefeste arka arkaya sıralamıştım, fazlasıyla merak ediyordum bu şanslı, aşık olduğu kızı. Kulağıma yavaşça yaklaştı ve fısıldadı.
"Şurada üç tane kız oturuyor bankta, ortalarında ki kırmızı tokalı, Hyun Su."
Kafamı çevirip bankta oturan kırmızı tokalı kızı gözüme kestirdim. Hyun Su güzel kızdı, aynı sınıftayız, aramız ne iyi ne kötü, tanımıyorum açıkcası ancak bir yamuğunu görmemiştim. Jimin'e tekrar gözlerimi buluştururken, o malum soruyu sordum içten bir tebessümle.
"Haberi var mı peki?"
Derin bir iç çekerek Hyun Su'ya doğru baktı.
"Hayır, bilmiyor. Yani en azından ben öyle biliyorum ama açıkcası bilmesinide şuan istemiyorum."
"Neden?"
Gözleri sonunda benimkileri bulduğunda biraz çekindiği çok bariz bir şekilde belliydi.
"Hyun Su çok güzel bir kız ve ben onun tam aksi hem çirkin ve kiloluyum. Fiziki olarak kendimi toparladığımda ona açılmayı düşünüyorum."
"Dert ettiğin şeye bak Jimin-ah, en kısa sürede ikimizde zayıflayacağız ve istediğimizle birlikte olacağız, söz."
Buruk bir şekilde tebessüm etti ama yinede güzel gözleri yok olana kadar kısılmıştı. Ellerini sıkıca tuttum güven verircesine, o da tatlı bir sesle karşılık verdi.
"Söz, Hyun Rin-shi."
Bölüm Sonu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.