Uzaktan giderek yaklaşan polis sirenlerini duydum. Artık bunu düşünebilecek gibi değildim. Tek düşündüğüm onlarca ceset ve onlara ne yaptığımdı. Daha da kötüsü kendimi iyi hissetmemdi. Aylardır bana yapılanlardan intikam alabilmek muhteşem bir histi.
.
.
.
(8 ay önce)
Babamın bağırış sesleriyle uyandım. "Kalksana lan! Okulun ilk gününden geç mi kalacaksın!"diyip odadan çıktı. Hızla yattığım yerden doğrulup telefonu elime aldım saat daha 6'ydı. Ve okulum 8'de başlıyordu. Babamın dediği gibi bugün okulun ilk günüydü. Önceki sene okulumda zorbalık gördüğüm için ayrılmıştım. Yeni okulumda beni kabul edeceklerini umuyordum. Yataktan kalkıp üstümü değiştirdim. Kahvaltı yapıp okula gittim.
Okulun bahçesine girdiğimde insanlar kıyafetlerime bakıp gülmeye başladılar. Üstümde yeşil bir tişört ve kırmızı oduncu gömleği,altımda ise kahverengi dar paça bir pantolon vardı. Bu aşağılayıcı bakışlara daha fazla dayanamayıp sınıfıma doğru koşar adımlarla yürümeye başladım. Tam sınıfa girecekken koridorda konuşan öğrencilerden duyduğum kadarıyla adının Marron olduğunu tahmin ettiğim gözlüklü kumral bir adam yanıma geldi.
"Sen yeni çocuk olmalısın. Carter?"
"Evet hocam"
Sınıfa Marron hocayla beraber girdim. Kendimi tanıtmak için tahtanın önüne geçtim."Merhaba. Ben Carter. Bu eyalete yeni taşındım. Hepiniz gibi 17 yaşındayım. Sizinle iyi anlaşmayı umuyorum." dedim. Çok fazla orada durmak istemiyordum çünkü bana aşağılar ve dalga geçer gibi bakıyorlardı. Hep beraber gülmeye başladılar. Bay Marron "Şu arkadaki sıra boş oraya oturabilirsin." dedi. Sakince en arka cam tarafındaki yerime geçip dersi dinlemeye başladım.
Teneffüs olmuştu. Yeni sınıf arkadaşlarım bana karşı garip bakışlar atıp kendi aralarında dalga geçiyorlardı. Aralarında adının Harry olduğunu öğrendiğim çocuk yanıma geldi. "Vay be yeni çocuğun bu kadar ezik olacağını düşünmezdim." diyip kafamı sıraya vurdu. Arkasında durup gülümseyen iki kişi daha vardı. Az önce Harry'nin konuşmalarından birisinin adının Martin diğerinin ise August olduğunu varsaydığım gerçekten gerici tiplerdi. Hiçbir şey demeden sadece yüzlerine baktım ve başımda saçma sapan konuşup gittiler.
Ders başlamıştı ve Marron hoca sınıfa girip ders anlatmaya başladı. Bir anda kafama hızla bir şey çarptığını hissetim. Çarpan şeyin geldiği yere baktığımda Harry'i gördüm. Kafama kocaman, kağıttan bir top atmıştı ve itici bir şekilde sırıtıyordu. Bendim dercesine bana el salladı ve arkadaşlarıyla gülüşmeye başladı. Onlarla iyi anlaşmak istediğim için gülümseyip önüme döndüm.
İlk gün olarak çok da iyi bir gün sayılmazdı. Arkadaş edinmek istiyordum ama pek mümkün durmuyordu. Sonraki günler de hemen hemen aynı geçti. Aşağılayan bakışlardan ve dalga geçen konuşmalardan kurtulamamıştım. Ama hala umudum vardı.
.
.
.
(1 ay sonra)
Okula başlayalı bir ay olmuştu. Hala oraya alışabildiğim söylenemezdi. Sabah uyandığımda annemle babam yine kavga ediyordu. Buna artık alışmıştım çünkü her zaman böylelerdi. Sabah sabah onlarla uğraşmak istemediğim için evden kahvaltı yapmadan çıktım. Kapıdan çıkarken babam haftalık harçlığımı yüzüme fırlattı. "Al ne bok yersen ye bu parayla!" dedi ve sinirle içeriye geri döndü. Okula gitmek için yola koyuldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ONLARCA CESET
Mystery / ThrillerUzaktan giderek yaklaşan polis sirenlerini duydum. Artık bunu düşünebilecek gibi değildim.Tek düşündüğüm onlarca ceset ve onlara ne yaptığımdı. Daha da kötüsü kendimi iyi hissetmemdi. Aylardır bana yapılanlardan intikam alabilmek muhteşem bir histi.