5.BÖLÜM:İLK YANIK

7 0 0
                                    

Hiç kimse ne olduğunu anlamamıştı. Sadece kollarımızın birbirine değmesi nasıl bu denli büyük bir yara açmıştı? En önemli sorulardan bir diğeri ise neden olmuştu? Revirde ikimizede yanık kremi sürülmüştü. Ben ateştim hiçbir şey beni yakmazdı ama nasıl olura küçük bir temas bu kadar can yakmıştı.

"Bence tekrar bir koluna dokunayım devamlı bir şey mi yoksa birileri bu işe burnunu mu soktu?" Dedikleriyle gözlerimi büyüterek ona baktım. "Salak mısın sen?" Kaşlarını çattı "Yo niye." Kafamı ona çevirip "Eğer devamlı bir şeyse, ben o acıyı birdaha yaşamak istemiyorum." aniden gülmeye başlaması sinirlerimi daha çok gererken ağzının ortasına vurmak istiyordum. "Sanki ben bayıldım o acıya ama hazır revirdeyken öğrenmeliyiz ona göre hareket ederiz." Gözlerimi kapatıp koca bir sabır çektim "İyi, tamam ama sadece bir kere." Yüzünü bruştudu "Ben sanki bayılıyorum sana elimde olsa bir kaşık suda boğucam." gerginlik tüm vücudumu sararken saçlarım kızıllaşmaya başladı. Evet ben sinirlenince yada ateşle uğraşırsam saçlarım kızıllaşıyor neyse bu gereksiz bilgiyle istediğinizi yapın. "Boğmayı denesene, seni şurada kül etmezsem neyim ben." Bakışlarındaki şaşkınlığı gördüm. "Tamam sakin ol."

Korkuyordum ama bunu belli etmek istemiyorum. Ne kadar reddetsemde ben canımın yanmasından hep korkmuştum ve en çokta en korktuklarım yakmıştı canımı. Bir günden bir güne ne anne ne de baba sevgisini üzerimde hissetmezken hep Derek'i kıskanmıştım. Hep o olmak istemiştim ve onun gitmesinden korkuştum. Bundan on iki yıl önce kim olduğu belirsiz kişiler tarafından kaçırıldığımız gün korkuyordum, brş yaşındaydım ve annemi istiyordum aradan geçen iki koca gün sonran Ester, Eris ve annem bizi bulmuştu bizi almaya gelmişti. Hatırlıyorum anneme koşmuştum, ağlıyordum ama o Derek'e sarılmıştı benim yüzüme bile bakmadan hemen at arabasına gitmişti Ester ve Eris beni yanlarına almasaydı acaba beni ne zaman fark edicekti yada fark edicekmiydi. Ve ben yine korkuyorum.

Luca ile kolumuzu yavaşça birbirimize uzattık etrafta bir iki kişi vardı merakla ne olucağını izliyorlardı. Kolumuz birbirine değdiği an ikimizde kolumuzu çektik. Evet yine olmuştu. Bundan sonra birbirimize dokunmak ne yaklaşmayı bile planlamıyorduk.

Aradan geçen üç saatin ardından odamda yatağa kıvrılmış uyumak üzereydim saat dokuzdu ve benim aşırı uykum vardı. Göz kapaklarım git gide kapanırken bir ses duydum fısıltıydı.

"Onları lanetlicek miyiz."
"Buna mecburuz birlikte olamazlar"

Fısıltının nereden geldiğinj anlamak için dışarıya çıktım etrafta kimse yoktu, herkes odalarına çekilmiştı sadece aşağıdaki küçük salondan bir ses geliyordu oradada öğrenciler vardı ve sesleri bu kadar net gelmezdı. Umursamayıp odama geçmeye karar verdiğimde karşıdan yürüyen Luca'yı gördüm ardından ise Noland'lı olduğunu düşündüğüm bir çocuk çıktı konuşanlar oydu asıl soru kimi lanetliyorlardı?

Luca beni görünce sorgulayan gözlerle bana baktı ben ise ne olduğuna daha rahat kafa yorabilmek için odama geçtim. Yaklaşık yarın saattir bu konuyu düşünüyordum ve artık göz kapaklarım ister istemez kapanıyordu ve artık engel olamadım.

Luca'dan

Andraw ile konuşurken duyduğum o garip fısıltı beni şüpheye düşürdü. Odadan çıktığımızda Annabelle Alice oradaydı, ses ondan çıkamayacak kadar sertti ve bir erkek sesiydi. İşin daha garip yanı bu sesi Andraw duymamıştı. Bahçede nehirin kenarında yürürken sorularıma cevap bulamıyordum ve bu beni delirtiyordu ne yapıçağımı bilmiyordum ve birşey varsa onun içinde muhtemelen Shine prensesi vardı. Erkek kardesı iyi biriydi ama kendisi biraz garipti, güzel bir kızdı evet bunu inkar edemezdik, insanı kendine çekiyordu ama bir yandanda bakışlarıya onu kendinden itiyordu. Belki böyle biri değildi oldukça neşeli biride olabilir ama tanımıyordum ve benim o kızı her türlü geçmem lazımdı.

🔥💧
Bu bölümde bu kadardı daha sonra görüsmek erekarakterleri ln dış görünüşlerini ayaralayıp atıcağımmm

Taçların Kavgası: Ateş Ve SuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin