anywhere but here

22 4 2
                                    

___

Zamanımı haftaya başlayacak olan sınavlar için verimli geçirsemde kalbime ağrılar sokan çocuğun yüzünü soğuktan buhar şeklinde çıkan nefesimde bile görüyordum. Durumumun ne kadar vahim olduğunu görmek adına Taeyong'un aklına uyup benimle randevuvari bir görüşmeye razı olacağına emin olduğumuz Sofia ile günümü geçirmiştim. Birlikte bir şeyler içtikten sonra kütüphaneye gidip ders çalışmıştık çünkü herhangi bir bahanem olmadan gerçekten aşık mıyım yoksa kafayı mı yiyorum anlamak için son çarem seninle vakit geçirmek diyemezdim. Saat gece on iki civarıydı, birlikte otobüs durağında sessizce bekliyorduk, durumumun beteri beteri olduğunu anladığım dakikalardı.

Sofia, sahne sanatları bölümü ikinci sınıf değişim öğrencisiydi. Biraz utangaç olsada yanımda kendini rahat hissetmesi için uğraşmama gerek kalmamıştı. İletişimimiz kötünün iyisi, vasatın bir tık üstüydü çünkü ben kendimi tanıtmaktan nefret ederdim ve ilk randevular genelde bunun üzerine işlenirdi. Ancak "randevu" boyunca gözlerimi her kırptığımda beynimin içinde onu gördüğün anlardan oluşan bir fotoğraf dizisi varmış gibi kare kare canlanmışlardı. Bazen okuduğum şeyi unutup okumaya devam ederken bile onu düşünüyordum ve karnım ağrımaya başlıyordu. Böylesi de ilk defa benim başıma geliyordu herhalde, birini haddinden fazla düşünmek hem ruhsal hem fiziksel acı çektiriyordu.

"Ah, sonunda gelebildi.."

Ayaklanıp otobüsün geldiğinden emin olduktan sonra bana döndü, ikimizin de yüzüne günün son gülümsemesi yerleşti.. Kızın kıvırcık kızıl saçlarına, inci gibi dizilmiş dişlerine, ela gözlerine, buğday tenine hakaret sayıldırdı benimkinin dağınık sarı saçları, koyu kahve gözlerini çevrelemiş morlukları, renksiz dudakları ve solgun beyaz teni.

Oturduğum yerden kalkıp hizasına geldiğimde kollarını boynuma sardı, parmak uçları üzerine yükselmeden önce olabildiği kadar yaklaştı. Saçları yüzümü gıdıklarken beline sardım kollarımı hafifçe, otobüs sonunda gelebilmişti..

"Seninle vakit geçirmek çok güzeldi, Jaehyun."

"Seninle de öyle." Yalan söylemiyordum, geçirilen vakit ne kadar güzel olursa olsun ortada tek bir gerçek vardı. Ve o gerçek karşı sokaktaki apartmanın birinden peşindeki üç tane iri yarı adamla koşarak çıkmıştı?

"Görüşürüz o zaman."

Olanları Sofia'nın omuzunun üzerinden kısmen görsem bile kaçan kişinin o olduğuna emindim. Kaşlarım çatılmış, nefesimi anında kesik kesik alır hale gelmiş ve görüşümü durağın önüne ulaşan otobüsün kapatmasıyla gerilmiştim.

"Jaehyun, bir şey mi oldu?"

Ne olduğunu bilmek isteyeceğini düşünmüyordum, adımlarım gerileyip oturduğum yerdeki çantamı sırtıma geçirdiğim gibi ona ulaşacağımı umarak koşarken de fazla düşünmedim.

"Görüşürüz!" Durağın önünden iyice uzaklaşmadan arkamda bıraktığım kıza doğru son seslenişimdi bu. Öylece arkamda bıraktığım sadece o değildi, irademi de aynı durakta bırakmıştım saniyeler önce. Tek bildiğim başına bir şey gelmeden önce ona ulaşmaktı, Yuta'ya..

Endişe, korku, ne ile karşılacağımı bilememek bacaklarıma inanılmaz bir güç vermişti sanki, girdiğini gördükten sonra gözden kaybettiğim sokağa kadar dünyaları soludum. Sonra olduğum yerde durdurdum adımlarımı, karanlığa bakındım, etraftaki seslere kulak verdim.

"Bizden kaçabileceğini mi sanıyordun, akılsız çocuk."

Sesin geldiği yöne doğru sessizce adımlayıp saklandığım köşeden gizlice baktığımda arkası bana dönük olan üç tuhaf adam ve karşılarındaki Yuta'yı gördüm. Bariz olan tek duygusu öfkeydi, gözlerinde görebiliyordum. Öfkesi en çok da kendineydi ya, kalbim sıkışıyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 13 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Anywhere But Here 'YuJaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin