GÖKTEKİ ALEVLER-1

6 0 0
                                    

MERHABA KELEBEKLERİM ÇOOK UZUN BİR SÜREDİR YOKTUM KİŞİSEL NEDENLERDEN DOLAYI MAALESEF Kİ BERDEL GELİNİ KİTABIMA GİRİŞ YAPAMIYORUM BU NEDENLE O KİTABI MAALESEF Kİ SİLECEĞİM FAKAT BELKİ İLERDE TEKRAR YAZMAYA BAŞLARIM BU BENİM İLK FANTASTİK KİTABIM O YÜZDEN EKSİKLERİ OLURSA KUSURA BAKMAYIN İYİ OKUMALAR KELEBEKLERİM

***************************************************************

Olimpos dağında kargaşa mevcuttu herkes telaşlıydı tanrılar ilk defa gerçekten tedirgin olmuş ve sersemlemişlerdi. yaklaşık 6 saat önce gökten alevler düşmeye başlamıştı kimse ne olduğunu bilmiyor ve tedirgin oluyordu. bu sırada tüm tanrılar olimpos dağındaki tapınakta toplanmış ne yapacaklarını konuşuyorlardı. O sırada Athena tüm tanrıları susturacak şekilde konuşmaya başladı "Hepiniz sakin olun endişelenmenizi anlıyorum ama birlikte mantıklıca düşünmeli ve insanları korumalıyız yoksa iş tanrılar içinde insanlar içinde iyi olmayacak"  Zeus konuşmaya başladı "Athenaya hak veriyorum hepiniz susun ve sakinleşin bizim ilk görevimiz kendimizden önce insanları korumak" Bu sırada içeri Ares girdi herkes ona selam verdi o ise Zeusun karşısına geçerek konuşmaya başladı "o alevlerin ne olduğunu ancak titanlar bilebilir sonuçta onlar direkt olarak uranosun soyundan gelenler" Zeus bu sözlere ne kadar sinirlense'de Aresin haksız olduğunu söyleyemezdı Uranosun (gökyüzü) soyundan gelen titanlar bunun ne olduğunu bilebilirdi ama titanlar çağını kendisi kapatmışken gidip onlardan yardım isteyemezdi. Bu sırada yeryüzünde çok büyük bir sarsıntı oluştu şehirdeki herkes kaçışırken sadece büyücü bir kadın sakin ve temkinli bir şekilde ilerliyor ve ne olacağını görmek için bekliyordu. Tam bu sırada yeryüzüne bir ateş parçası içinde bir bebekle birlikte düştü, kimse ferk etmedi küçük bebeği sadece o büyücü kadın görmüştü ateşe yaklaştı bebeği nasıl alacağını düşündü elini ateşe doğru tutunca ateşin onu yakmadığını gördü hemen bebeği aldı ateşin içinden yüzüne baktı. Çok güzel bir bebekti kızıl saçları, yeşil gözleri, beyaz bir teni vardı minicikti kadının elinde minicik bir yavru kedi vardı sanki kadına sokulmuş kokusuna sakinleşmişti. Bu sırada Olimpos dağındaki tanrılar tedirgin olmuş ve bazıları insanları kontrol etmek için şehire inmişti o sırada Aresin içini sanki bir ateş kapladı onu bir yere doğru çekiyordu ne olduğunu asla bilmiyordu binlerce yıldır yaşıyordu ama daha önce hiç böyle bir hisle karşılaşmamıştı. Dürtülerine karşı koyamadı ve kendini o hissi takip ederken buldu, takip ettikçe o dürtü dahada arttı sanki biri onu kendine çekiyor gibiydi veya bir şey. O sırada Aresin gözü bir yere takılır yaşlı bir kadının elinde alev saçlı yeşil gözlü bir bebek Ares bebeği gördüğü anda kalbinde'ki ateş daha da şiddetlendi ve ares bunun iyi bir şey olmadığını o an anladı tam o sırada gök yüzü turuncu ve kırmızıya boyandı Ares gökyüzüne bakarken dikkati dağıldı tam bu sırada da büyücü kadın elindeki bebekle birlikte ortadan kayboldu...
*****************************
BİRKAÇ AY SONRA
O günün üzerinden aylar geçmişti olaylar yaşandıktan birkaç saat sonra her şey normale dönmüştü fakat o günden beri Ares kendinde değildi uyuduğu anda o minik bebeği düşünüyor o güzel bebek rüyalarına giriyordu yeşil gözleri sanki zihnine kazınmıştı ayrıca o gün Ares dinlenmek için tapınağa döndüğünde kalbini üzerinde bir yanma hissetmişti üzerini çıkardığında ise orada bir işaret görmüştü bir Anka kuşuna benziyordu tam Aresin kalbinin üzerindeydi çok güzeldi ama Ares için aynı anda şüpheli bir şey di ayrıca Ares aylardır o minik beneği arıyordu fakat sanki o kadınla birlikte dünya üzerinden silinmişti asla onu bulamıyor Buda çıldırmasına sebep oluyordu ama bilmiyordu'ki o kızı bulunca onun çok daha büyük ve güçlü olacağını.
**************************************
25 YIL SONRA
"ARENE HADİ ARTIK EVE GİR SAAT GEÇ OLUYOR" Arene annesinin sesini duyunca hemen kafasını çevirip ona baktı ok atma talimi yapıyordu ve çok yorulup acıkmıştı o yüzden annesini dinleyip içeri girdi "Güzel kızım bu kadar yormasan kendini biliyorum beni korumak istiyorsun kendini korumak istiyorsun ama vücudun harap oluyor" Arene annesine baktı ve gülümsedi annesi ellili yaşlarının sonunda bir büyücüydü fakat buna rağmen çok güzeldi simsiya beline kadar olan saçları masmavi gözleri hafif balık etli ama ona çok yakışan bir vücudu vardı yüzü hafif kırışıklıklar dışında pürüzssüzdü annesinin güzelliği muhteşem'di ama onu rahatsız eden bir şey vardı o da annesine hiç benzememesiydi annesinin siyah saçlarının yanında onun kızıl hatta ateş rengi saçları vardı yemyeşil gözleri bir orman gibiydi bembeyaz bir teni vardı belirgin vücut hatları vardı balık etli olmayı bırak oldukça zayıftı ayrıca annesinin bacaklarına kıyasla onunkiler çok uzundu zaten kendisi de uzun bir kadındı bundan hiç şikayetçi olmamıştı vücudunu seviyordu sadece annesine neden benzemediğini anlamıyordu bunları düşünürken annesi ona seslendi "güzel kızım seninle konuşmam gerekiyor bu çok önemli artık öğrenme vaktin geldi ve ben de bunu daha fazla saklayamam" Arene şaşırdı annesi hep eğelenceli ve komik biri olmuştur ciddi olduğu anlar bir elin parmaklarını geçmez ne olmuş olabilir di ki "Noldu anne bir sorun mu var? Kendini kötü mü hissediyorsun" dedi annesi kızına baktı ve burulma gülümsedi ve konuşmaya başladı "hayır güzelim ben iyiyim ama birazdan anlatacaklarımdan sonra umarım sende iyi olursun" dedi Arene sadece anlatması için başını salladı annesi konuşmaya başladı "ben senin gerçek annen değilim Arene" işte bu sözler Arene'nin hayatının dönüm noktası olacaktı.
********
ARESİN AĞZINDAN
Yıllarca onu aradım o minik bebeği hiç bıkmadan usanmadan onu aradım göğsümdeki ateş onu bulamadıkça daha da harlandı susmadı aksine daha çok sesini çıkarttı Buda içimdeki o kızı bulma isteğini daha da arttırdı o küçük kızı bulmak ve sadece orman yeşili gözlerine bakmak istiyordum aradan 25 yıl geçti ama her gece rüyalarıma girdi ve ne zaman rüyama girse daha da büyümüş oluyordu dün gece gördüğüm rüya ise onu koruma içgüdümü ortaya çıkardı..."ARES YARDIM ET LÜTFEN BEN ÇOK KORKUYORUM" o güzel sesiyle bana sesleniyordu ama o kadar korkmuştu ki alevlerin arasındaydı onu ilk gördüğüm gün ki gibi orman gözlerinden yaşlar akıyordu kızıl saçları rüzgardan dalgalanıyordu tam o sırada alevler onu yutmaya başladı fakat ben yetişemeden alevler onu küle çevirmişti.... Rüya o kadar gerçekçiydi ki sanki gelecekten bir sahneyi alıp izlemiştim çok korkmuştum ona dokunamadan ölme hissi beni o kadar rahatsız etmişti ki o kadar korkutmuştu ki konuşamıyordum bile ödüm kopuyordu onu bulmalıydım saçlarını okşayıp gözlerine bakmalıydım o benim sonum olacaktı ama ilk defa sonumu kendi ellerimle yazmak istiyordum ilk defa bir insan benim sonumu getirse sesimi çıkarmayacak gibi hissediyorum ilk defa bir çift göze mahkum olmuştum ama bundan asla şikayetçi değilim çünkü o iki yeşil oranı andıran göz benim için bütün dünyadan daha değerli ve daha önemliydi. Gerekirse dünyayı karşıma alacaktım ama ben savaş tanrısı Ares o kızı bulacak ve hayatım boyunca asla onu bırakmayacaktım bu yolda öleceğimi bilsem bile...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 07 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GÖKTEN GELEN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin