Okul çantama herşeyi koyduğumdan emin olduktan sonra annemi ve babamı beklemek üzere salona geçtim. Şimdi kesin diyeceksiniz ki 'sen okula annen ve baban ile mi gidiyorsun)' Hayır tabii ki de. Daha da kötüsü. Evet okula gidiyoruz gitmesine ama hocam ailemi çağırdığı için. Ha niye diye sorarsanız, hemen cevaplayayım : Dün okulda bir tane kızla kavga ettiğim için. Ama hemen beni suçlamayın, haklı yere dövdüm ve o bunu kesinlikle haketti. Damarıma basmasaydı böyle olmazdı. Şimdi de o aptal kız yüzünden belki de disipline gideceğim.
Aslında bu ilk kez dövüşmem değil, bi' kaç kere daha kızlarla dövüşmüştüm ve hepsinde de disipline gitmiştim ama Allah'tan okuldan atılmamıştım. Ama şimdi gider miyim yoksa gitmez miyim bilmiyorum. Çünkü sanırım bu artık öğretmenler için bardağı taşıran son damla oldu. Zaten hocalarım benden şikayetçiydi ama bir şekilde yalvardım, yakardım ve okuldan atılmaktan kurtuldum.
Ha bu arada, ismimi söylemeyi unuttum. Ben İzem. Ailemin baskıcılığının ve kısıtlamalarının arasında hayatta kalmaya çalışıyorum. 12. sınıfa gidiyorum ve benden 2 yaş küçük bir erkek kardeşim var : Eran. Eran benim tam aksimdir. Birbirimize benzeriz fakat kişilik olarak asla uyuşmuyoruz. O çok enerji doludur, aynı zamanda çok duygusaldır; kolayca hemen ağlayabilir ve küçücük bir olayda bile çok korkar. Ben ise tam tersiyim: şuan da okula gidiyoruz ve belki de disipline gideceğim fakat umrumda değil.
Ailem ise gerçekten baskıcı. 12. sınıfa kadar asla sevgilim olmadı, sebebi annem ve babam. Asla bir instagram hesabım olmadı, sebebi annem ve babam. Ha bu arada, evet bağırırlar kızarlar ama asla vurupta dövmezler. En azından buna şükrediyorum.
Şükürler olsun ki annem ve babam geldiklerinde hep birlikte arabayla yola çıktık. Hiç birimiz konuşmuyor, sadece birbirimizin nefesleri arabayı dolduruyordu.
Uzun bir sessizliğin ardından annem söze girdiğinde gerilmemle beraber nefesimi tuttum. "Kızım bu kaçıncı artık? Yeter, biraz akıllan! Ya sen böyle herkes seni sinirlendiriyor diye herkesi dövecek misin? Ama bak şimdi gör, şu okuldan atıl da aklın başına gelsin!"
Annemin cümleleri ürpermeme yetmiş, korkuyla kaşlarımı çatmıştım. Böyle bir şey mümkün olabilir miydi? Okuldan atılır mıydım? En kötüsü de en yakın arkadaşım Çilay'dan ayrılabilir miydim? Ha durun, siz sormadan ben söyleyeyim : Çilay benim en yakın arkadaşım. Tam yedi yıldır. Aslında arkadaş demek biraz az kalır. Kendisi daha çok kardeşim gibi. En zor anlarımda hep yanımda olur. Onu kendime öz kardeşimden de yakın hissediyorum, onu kendimden fazla seviyorum. Bu yüzden eğer ondan ayrılırsam bu beni derinden üzer.
Araba okul bahçesinin kenarında durduğunda başımın ağrıdığını hissettim. Yol boyunca düşünmek kafamı yormuştu. Hiçbir şey umrumda değildi aslında ama annemin söylediklerinden sonra eski halimden eser kalmamıştı. Babam camın ardından _ne bakıyorsun insene_ diye bir bakış atınca artık inmem gerektiğini anladım. İstemeye istemeye de olsa zar zor arabadan indim.
Buraya gelmekten gerçekten de nefret ediyordum. Çok mutlu olsam bile bu okula adımımı attığım an yüzüm düşüyor, beni ancak Çilay güldürebiliyordu. Okulun içine girip müdürün odasına doğru ilerlerken midemin bulandığını hissettim. Ağrıyla gözlerimi kapattım ve bulantının geçmesi için bir kaç saniye bekledim. Gözlerimi açtım ve annemle babamın küçümseyici bakışlarını üzerimde gördüğümde tekrardan yürümeye koyuldum. Sağ koridora girdik ve biraz yürüdükten sonra koridorun sonundaki 'Müdür Caner Bey' yazısını gördüğümde ne ara tuttuğumu bilmediğim nefesimi sıkıntıyla dışarı verdim.
Annem eliyle müdürün kapısını gösterip "Burası mı?" diye sorduğunda sıkıntıyla başımı salladım.
Annem tek çırpıda kapı koluna uzanıp bir hödük gibi bodoslama içeri girdiğinde müdürün "Gel!" sesini duydum ama artık çok geçti. Müdürümüz önce şaşırsa da sonra gülen yüzünü ortaya koydu. Kahverengi gözlerinin içi her zamanki gibi gülüyordu. Bugün köyü mavi bir üniforma tercih etmiş, bileğine de bir tane saat yerleştirmişti. Ha, o sizi şaşırtacak cümleyi söyleyeyim : Diğer müdürler gibi keltoş ve sinirli değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İhanetin Tadı
Mystery / Thriller8 arkadaşın (sonradan 4 kişi daha geliyor) sıradan bir okul gezisi diye çıktıkları yolda gizemli ipuçlarıyla birlikte kendilerini ölümcül bir oyunun içinde bulurlar. Oyun basittir : Karakterler katilden gelen mesajlardan yola çıkarak ya en yakın ark...