Güneş ışıkları odamı doldurmaya başladığında yatağımdan kalktım.Her şey uyumadan öncebıraktığım gibiydi.Yıllardır tek başıma yaşıyordum.Kendi kendime ''Bu evde yalnızlıktan öleceğim herhalde''dedim.Tam beş yıldır hayatımdaki her şey aynı sabah uyanıyorum,yemeğimi bile hazırlamaya üşenip evden çıkıyorum,otobüs durağında otobüsü bekliyorum,işe gidip,akşam aynı şekilde gelip uyuyorum.Hep aynı hemde hep.Bugünde her zamanki gibi düzenimi bozmadım. Elbisemi giyip hemen çıktım evden.Apartmandan çıkarken alt kattaki kadının bebeği yine ağlıyordu.Kendi kendime''Bir bebek neden her zaman ağlar ki?''diye sordum -aslında bebekleri severim ama sadece uyuduklarında-.Apartmandan çıktım ve yürümeye başladım hava serindi ve insanı rahatlatıyordu, bir kaç dakika sonra durağa geldim ve otobüsü beklemeye başladım.Her zamanki gibi yaşlı amca yine oradaydı,üşenmeden her gün bu saatte nereye gidiyor diye merakediyordum,ama bir gün kesinlikle soracağım.Otobüs geldi ve o sıkıcı otobüs yolculuğu başladı.Otobüste oturan insanlara imreniyordum-bu eve taşındığımdan beri otobüste oturduğum zamanı pek hatırlamıyorum-.Sonunda otobüsten indim ve iş yerime kadar on dakikaya yakın bir süre yürüdüm.
Sıradan maaşı olan ve sıradan bir masa başı işinde çalışıyordum.Her gün akşamı bekleyip eve gitmek için sabırsızlanan fakat her gününde kendini tekrarlayan biriydim.Öğle arasına kadar her zamanki evrak isleriyle ilgilendim.Hayatımın ne kadar sıkıcı ,sıkıcıve dahada sıkıcı olduğunu bir kez daha kendime tekrarladım.Sonunda öğle arası geldi ve her zamanki gibi karşıdaki pastaneye gidip poğaça yemeye karar verdim. pastaneden içeri girdiğimde ise o güzelliği gördüm.Kendisi cennetin o güzel sularında yıkanmışcasına saf ve güzeldi.Bu gereksiz hayatımı tek başına yükseltiyordu .Onu görünce hayatbana güzel geliyordu ve ben dünyadaki en mutlu kişiydim.Ama ona hiç bir zaman açılamamıştım beni sevmiyodur diye.
Belki o gün bu gündür...