New City New Life

55 3 3
                                    

Sonunda o lanet yerden kurtuldum. Hayatımdaki belki en iyi belki en kötü karardı belki ama sonunda Brandford'a yerleştim. Aslında ailem benden kurtulmak için yaptı fakat pek önemi yok. İngiltere'yi seviyorum. Kendine has güzelliği vardı. Gezilecek ve görülecek çok fazla yer vardı. Benim o yerleri gezip görecek kimsem yok.

Burası benim evim. İstediğim gibiydi fakat ben öyle değildim. Telefonuma bildirim geldi. Hesabıma para yatmıştı. Nottu babam yazmış. " Biana biryerde çalışıp adımızı kitletmeni istemiyorum. Para konusunda rahat olman için elimden geleni yaptım. Evde eksik olursa Thomas'a söylemen yeterli. Seni seviyorum.
                                - Ray K.

En azından babam beni düşünüyordu. Günümü evde geçirmeyi düşünüyordum ama dışarı çıkmak istiyorum. Şehrin havası içimdeki gök gürültüsünü yok edecektir diye düşünüyorum.

Üstümü giyindim kulaklığımı alıp dışarı çıktım. Çıkarken binadaki adam bana çok korkunç bakmıştı. Kolları ve elleri yara bere içindeydi onu daha fazla incelemeden hızla binadan çıktım. Hava beklediğimden soğuktu. Yakınlarda gördüğüm bi yerden kahve alıp sokakta yürümeye başladım. Etrafıma baktığımda çok insan vardı ama kendimi çok soyutlanmış hissediyorum. Sokaklar dolu olsa ne insanların içi boş olduktan sonra. Düşünceler kafi dile getirilmedikten sonra. Şimdiden özlemiştim eskileri. Yakınımda hissediyordum ama ulaşılamazdı. Onlar olmayınca yanlızdı insan. Zor geliyor, ağır geliyor. Düşünceler ağır geliyor insana. Şu dolu sokakta bile boş olmak kötü hissettiriyor insana.

Telefonumun çalmasıyla düşüncelerimden çıkabildim.

" Alo?"

" Biana, yerleşmişsin."

" Evet anne yerleştim."

" Sen gittikten sonra abine odanı verdik malum yurtdışına çıkıp ailesini bırakmayacak olduğu için önemli işleri var."

" Haklısın anne."

" İşe yaramaz olduğunun farkına var diye söyledim haklı olmak için değil."

" Tamam anne. Sonra ko-"

Telefonu kapattı bile. Ne diyebilirim ki. Kalbi kırık insanlar başkalarını kırarak tamamlanırlar. Tek sorun bendim. Oldum olası sorundum zaten. Ailede çirkin olanda bendim, işe yaramaz olanda, gereksiz olanda. Düşününce beni sevmeyi denemiş miydi? Hep eleştiri yapmıştı. Bende onun çocuğuydum. Neden hep günah keçisi bendim ki? Bazı şeyleri aklım almıyor. Düşününce aklımı kaybedecek gibi hissediyorum.

Görünüşü hoşuma giden bi mağazaya girdim. İçeride çok güzel takılar vardı. Bileklik takmayı oldum olası severim. Bakmak güvende hissettiriyor bana. Asla çıkarmadığım 2 bilekliğim var. Birini Tracy vermişti. O öldükten sonra hiç çıkarmadı. Diğerini kendim yapmıştım. Anıları üzerimde taşımayı seviyorum. Tracy ile olan bi anımızı dövme yaptırmıştım. Trayc yin yang çok severdi ve fazla hayranlık duyardı. Akıllıca düşünüldüğünü söylerdi. Boynunda yin yang kolyesi vardı ve hiç çıkarmazdı. Sırtımda küçük bir yin yang dövmesi var. Ona baktığımda Trayc'nin benimle olduğunu hissediyorum.

İçeriden kendime zincirli ve ucunda yıldız olan bir bileklik aldım. Yakınlarda plak ve albüm satan bi mağaza gördüm ve içeri girdim. Aklımda bi kaç şey vardı. Plak bölümüne gittiğimde ilk aradığım isim klasik olan Led Zeppelin oldu. Fakat onu bulamayınca Queen almaya karar verdim. Sonrasında cdlere yöneldim Guns N Roses Chinese Democracy,  Judas Priest Painkiller aldım. Son bi albüme bakarken yanındaki yabancı konuştu.

" Demek Judas. Zevklisin."

" Teşekkür ederim."

" Şarkıları çok eşsiz değil mi?"

Street Fighter • z.m.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin