İncinmesin Kanatların-1

12 2 1
                                    

Çok normal bir hayatım vardı . Sabah kalkar okula giderdim

akşamda eve gelirdim. Hayatımdaki tek anormallik  ailemin

bileğimdeki bilekliği çıkartmamamı istemeleriydi. Eskiden bunu

çok merak ederdim ama zamanla merkakım silinmişti . Gerçi artık

onlar çıkartmamı isteselerde çıkartmazdım çünkü bilekliğimi çok

seviyordum ve ayrıca anneannem den bana kalan son şeydi .

Bilekliğim büyük ihtimalle bileğim ile bir bütün olmuştur.

Bilekliğim..

Ben zenginin olan AKTÜRK ailesinin küçük kızı Elissa  Aktürk, bir

tane de ablam var  Lina Aktürk  . Ben abartılı giyinmeye bayılan

biriyim Lina ise benim tam tersim giyinir sade ama şık. Ben iki gün

sonra 18 yaşıma giriyorum ve çok heyecanlıyım . Okulum ise bir ay

önce bitmişti sınav sonuçlarını bekliyordum. Üniversite olarak da

moda tasarımı okumak istiyordum . Hayallerim bu yöndeydi ta ki

iki

gün sonraya kadar yani doğum günümde. Doğum günümün

sabahında uyandığımda da bileğimdeki bileklik kopmuştu. 10 yıldır

bileğimde olan bileklik ilk defa kopmuştu. Kendimi  hiç iyi

hissetmiyordum . Koşar  adımlar ile annemin odasına gittim . Saat

yeni yedi olduğu için Annem hala uyuyordu.

- Anne kalk

- Ne oldu kızım bu ne telaş?

-ANNE bilekliğim kopmuş

-Hangi bileklik?

-Anneannemin  bilekliği

-Hayır ! Şimdi olmamalıydı hele çok erken

-ANNE ne oluyor?

Annem beni hiç ama hiç dinlemiyirdu . Annemi ilk defa bu kadar

endişeli görüyordum. Annem koşar adımlar ile aşağıya indi.

Çalışan kadınlara ;

-Mehmet nerede?

-Efil hanım  ,Mehmet bey bahçede oturuyor efendim

Annem bu seferde aynı hızla bahçeye çıktı. Annem normalde

geceliğiyle asla aşağıya inmezdi ama bugün bunu bile

önemsemiyordu

- Mehmet

Babam annemin bağırması ile ayağı kalktı

-Güzelim ne oluyor?

- Mehmet Elissa nın bilekliği kopmuş ne yapacağız

-Ne ? Ama daha erken

-Evet erken ve biz kızımıza hele hiçbir şey öğretmedik

Anne ve babamın ne dediklerini zere kadar anlamıyordum. Ben

neye hazır değildim

-ANNE Baba ben neye hazır değilim ? Ne oluyor?

-kızım özür dileriz

-ANNE ne diyorsunuz? Anne...

Tam o esnada bir ses duyuldu bahçeye elliye yakın pelerinli  adam

girdi ve ben hala hiçbir şey anlamıyordum. Pelerinli adamlardan

biri hepsinden daha öndeydi ve konuşmaya başladı

- Sizin ile tekrardan buluşmak bizim için büyük bir şeref

Babam adamın konuşması ile bir adım öne çıktı

- Daha iki yıl vardı neden erken geldiniz

-çünkü kraliçemiz rahatsızlandı Elissayı son bir kez görmek istiyor

-Durumu nasıl?

-Çok ömrü kalmadı efendim

Babam bu sefer bana dönerek

-kızım sen de bu adamlar ile gidiyorsun

- Ne dediğinin farkındamısın baba

-özür dilerim kızım böyle olası gerekti

-Ne özürü baba ne saçmalıyorsun sen ...

Dediğimde arkamdaki adamlara baş işareti yaptığında iki adam

bana doğru gelmeye başladılar . Babam başını eğmiş bana

bakmıyordu annnem ise sadece ağlıyordu . Adamlar bana doğru

gelmeye başladıklarında çok korkuyordum korktuğum için de

koşmaya başladım. Hayla ne olduğunu anlamamıştım . Bileklik ile

ne alakası vardı ? Babam neden öyle bir şey yaptı , benden neden

özür dilediler  ve en önemlisi garip giyinimli ,pelerinli adamlar

kimlerdi? Aklımda bu ve bunun gibi pek çok soru dönüyordu ben

ise nereye gitdiğimi bilmeden koşuyordum ta ki önüme en fazla

yirmili yaşlarında  gibi görünen,uzun boylu ve yakışı bir adam

çıkana kadar. Ay ben ne saçmalıyorum ?

-Merhaba Elissa

-Siz kimsiniz ve benden ne istiyorsunuz

-Korkma Elissa biz dostuz düşman değiliz

-Sizi anlamıyorum

-Ben Mavi gece imparatorluğunun baş muhafızı Aras Akay

-ne imparatorluğu? ne muhafızı ? Sen ne saçmalıyorsun

-Anlaşılan ailen sana hiçbir şey anlatmamış. Şimdi gitmemiz

gerekiyor

-Ben hiçbir yere gelmiyorum

-sen öyle san

deyip elini bana doğru kaldırıp birşeyler mırıldandığında sanki yer

ayaklarımın altından kayıyordu. Başım dönmeye başladığında

artık dengemi sağlayamıyordum tam yere düşeceken arkadan

vanilya kokulu biri beni tuttu sonrası zaten karanlık...

İNCİNMESİN  KANATLARINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin