Gün aydınlanırken...
Gözlerimi açtığımda bacaklarımda hafif bir uyuşukluk ve başında keskin bir ağrı vardı. Nasıl buraya geldiğimi ve buranın neresi olduğunu anlamaya çalışıyordum. Mavi ve beyaz dalgalar birbiri üzerine kabarıyor ve belli belirsiz madeni ışıltılar gözüne çarpıyordu.
On dakika kadar geçmiş olmalıydı. Belki de biraz daha fazla...
Bilincim açıktı ve net görebiliyordum. Bu yüzden bir hastane odasında olduğunu kavrayabiliyordum. Uykuluydum. Ses edemiyordum.
Sersem sersem yerimde uzanırken beyaz önlüklü bir kadın mavi tulumlu başka bir kadını da arkasına takıp odaya girdi.
Genç hemşire, doktor olan kadının önüne geçip üzerime eğildi. Alnımı yokladı ve nabzıma baktı. Hemşire başka cihazlarla ilgilenmeye başlayınca doktor olan kadın gülümsedi.
" Nasılsın?"
"İyiyim." demeye çalıştım ama sesim o kadar kısılmıştı ki bunu söylerken canım yandı. Bu yüzden kendimi zorlamaya luzum görmedim.
Kadın gülümsemesini sürdürüyordu. Bir yandan elindeki kağıtlara bakıyor, bir yandan hemşireyle konuşuyor, bir yandan da bana samimi bakışlar atmayı ihmal etmiyordu. Nihayet elindeki şeyleri bir kenara bırakıp yanıma geldi.
" Merhaba Murat. Ben Doktor Beste." cevap vermedim.
"Canın acıyor mu?" Kadın, ince parmaklarıyla çenemi ve şakaklarımı yokluyordu. Tepki vermedim. Damaklarım habse yapmış gibi hissediyordum ama bu his çenemdeydi.
Doğruldu. Beyaz önlüğünüm kollarını sıvadı ve tekrar eğildi. Ellerini boynumun hizasına sürüdü ve ensemde bir şey "cırt" etti.
" Şimdi haraket etme..." diye mırıldandı ve boyunluğumu çıkardı.
" Boynuna dikkat et, o kazadan sağ çıkman şaşırtıcı ama hala iyi sayılmazsın." tam o anda uykulu halimden sıyrıldım. Yakın zamanda geçirdiğim bir kaza söz konusuydu.
" Turan nerede?" diye inledim. Daha doğrusu inlemedim. Sesim öyle çıktı.
Kadın resmi edasını bozuyordu ve cevap veremeyerek bir şeyler anlatmaya çalıştı. Hiç te iyi olmayan şeyler...
Dişlerimi sıktım. Başına ağrılar girdi. Her şey bir anda olunca insan resmen sarsılıyor.
Bana iğne yaptıklarını hatırlıyorum. Ağrım biraz olsun kesilmiş gibiydi.
🐦 🐦 🐦
Sonrasında çok gelen giden oldu ama bunlardan hiçbiri ablam değildi. İçimden bir ses ablamın hiç te iyi olmadığını söylüyordu. Aksi olabilir miydi? Zavallı kadın nişanlısını kaybetmişti. O haldeki bir insan nasıl olur da insan içine çıkabilirdi ki ?
Yinede bekleyişimi sürdürdüm. Zira ben bekledikçe ablamın iyi olmadığı hissi büyüyordu. İçimi kara bulutlar sararken akşam ezanına yakın hasta bakıcı Gülşen abla içeri geldi ve polislerin geldiğini söyledi. Bu kadın akca pakca bir kadındı ve müsait olup olmadığımı sordu.
Müsait olduğumu söyledim. Verdikleri sakinleştiricilere rağmen irademe hakim olabiliyorum. Sakinkleşmek derken, sadece stres yapıyordum. Ablamın durumunu dahi bilmiyordum çünkü...
Kadın, içeri bir polis memurunu buyur etti ve ve bana bir bakış atıp çıktı.
Böyle zamanlarda pek çoğumuz bu bakışlara ihtiyaç duyarız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİNEK KUŞU
Teen FictionBen Murat. Küçüklüğümden beridir yeni insanlardan uzak durmayı tercih ederdim. Çünkü hepsi bana itici gelirdi.Dolayısıyla Pek arkadaşım da olmazdı. Yıllarımı çocuklarla bir yurtta geçirmeme ve kalabalık bir okulda okumama rağmen bu böyleydi. Hayat...