YARALI NEFES

6 2 0
                                    

Hayatınızda bir bedenin ruh olmaya hazırlanışına tanıklık ettiyseniz bu sizin ömrünüzde en büyük yara olarak kalacaktır. Hele de bu ölüm kişinin kendi isteği ile gerçekleşiyorsa. İşte o zaman yeri geldiğinde en derin yara yeri geldiğinde ise hayattan güç alma sebebiniz olacaktır. O bedenin yaşam ile ölüm arasına sıkışmış yüzü her zihninizde canlandığında bir soluk nefesin değerini yüzünüze vuracaktır.

Bir anıya gidelim şimdi. Anılar güzel hatırlanırsa ne mutlu yoksa en büyük kabusunuz olarak sizin ömür boyu yakanızda olacak. Su' yun en büyük kabuslarından sadece biri ile anlatmaya başlayalım.( unutmayın bu sadece biri)

Bir pazar sabahı günlük yürüyüşüne çıkan Su' yun annesi Laçin Hanım bu akşam yani yılbaşı gecesi için bir parti düzenlediği haberini öğrendi. Büyük bir müjde ile ailesine haber verdi. Yılbaşı için düzenlenmiş sözde bu harika partiye katılım gönüllülük esaslıydı ancak Laçin hanım gelmelerini istiyorsa bu bir emirdi. Reddedilemez olandan bir emir. Su :

Anne ben gelme....

Teklifiniz reddedildi nokta dedi sözünü bitirmesine izin bile vermeden. Su artık gelmek zorundaydı. Gelmeye pek hevesi yoktu bu nedenle özensiz bir kaç parçayı üstüne geçirdi. Yaklaşık 15 dakikada hazırlandı. Annesi abisi ve babası çoktan parti alanındaydı. Su arkadan oyalana oyalana geldi. SANKİ HİSSETMİŞTİ İNCEDEN İNCEDEN, KABUSTAN 1 DAKİKA BİLE UZAK OLMAK İYİ GELİRDİ ONA. 

Parti alanına geldi. Burası pekte aile ortamına uygun sayılmazdı. Sarhoş olup sızanların sayısını partiye katılanların oranına vursak sonuç fazla çıkardı. Babası kiralık parti gemilerinin kaptanlığını yapıyordu. Bu ve daha fazla bu tarz karelere oldukça tanıklık ediyordu. Annesine göre bu tarz işler biraz tersti ama bu partiye  gelmelerini o istemişti ve o her zaman en doğru kararları verdiğinden buranın eğlence anlayışına ayak uydurdu ya da uyduruyormuş gibi yaptı. Su böyle ortamlardan hiç haz etmezdi ve rahatsız tavrını her dakikada huzursuz bakışları ile belli ediyordu. 

Parti sahibi Can Bey site başkanlarıydı. Buraya site demek aslında baya gülünç kaçardı. Sekiz adet 8 katlı binalar tam 128 haneye yuva oluyordu. Bir mahalleden döküntü bu sitede yabancı simalar oldukça fazlaydı. Buraya taşınalı daha 2 hafta olması da site sakinlerini pardon site çılgınlarını tanımaması için oldukça geçerli bir sebepti.

Su bir nebzede olsa bu ortamdan ayrılmak için lavabonun yerini sordu. Lavabo kapısının önündeki kuyruk bir hayli uzundu. Üst kata çıktı birde şansını orada deneyecekti. Burası diğer iki kata göre daha sakindi. Parti burayı kapsamıyordu anlaşılan.  Teker teker kapıları aralarken sonunda aradığı çıkışı buldu. Lavabonun boş olduğundan emin olduktan sonra içeri girdi. Sonra bir öksürük sesi ile irkildi. Anlaşılan tam manası ile emin değildi. Küveti gizleyen bir perde vardı anlaşılan gizemli şahsiyet oradaydı. Perdeyi açmaktan önce korktu ama sonra cesaretini toplayıp açtı keşke hiç açmasaydı. Hiç olmazsa bir yara olarak kalacağına o an bir bilinmezlik olup hayata karışırdı.

Küvetin içinde yarı kırmızımsı bir su ve de yarı ölü bir beden yatıyordu. Kanın kaynağını bulması uzun sürmedi kesik bilekleri kendini belli ediyordu. Su bir an dona kaldı hareketsizce. Toparlanması gerektiğini anladığından kendine gelmesi fazla uzun sürmedi. 

Daha önce ilk yardım eğitimi aldığından az çok ne yapması gerektiğini biliyordu. Bileklerine tampon şeklinde havlular sardı. Aynı zamanda yıpranmış yüreğini de sardı kocaman sevgisi ile. 

Neden yaşamamı istiyorsun ki bırak geberip gideyim burada? Aslında bu sorunun cevabını tam olarak o da bilmiyordu. Sadece şöyle dedi 

Benim yanımda ölemezsin buna izin vermem bana söz ver bugün ölmeyeceksin

Hiç tanımadığın birinin yaşaması seni ne ilgilendirir ki?

Senin ölümün karşısında hiç tepki göstermezsem kendimi suçlu hissederim hem de ömür boyu bu yüzden. 

Ambulansı aramak için elimi telefona uzattığım an yorgun bitkin haliyle kolumu tuttu. 

Peki tamam bu gece ölmeyeceğim söz veriyorum ama sende kimseye bir şey anlatmayacaksın. Ambulansı dahi aramayacaksın. 

Niye???

Babam dünya genelinde nam yapmış bir cerrah. Selim KAYA . Günün manşetlerinde olmak istemiyorum ve daha da önemlisi babam bunu bilmemeli. Öğrenirse benim yarım bıraktığım işi o tamamlar. 

Bu kadar gençken ömrünün baharında neden kendine kıymaya çalışıyorsun ki. Babanı bende elbet ki tanıyorum . Benim gibi cilalı taş devrinde kalmış biri bile onu tanıyorsa deli paralar kazanıyordur. Kimler kimler peşinde pervane oluyordur. Bunu yapma amacın sırf şımarıklık bence.

İnsanları tanımadan yargılamak ne kadar kolay değil mi? Ama seni de anlıyorum ne de olsa yarayla alay eder yaralanmamış olan. Beni yaşatmaya mecbur değilsin. Öleyim de dünya bir şımarıktan kurtulsun.

 Utanmıştı hatta yerin dibine girmişti. Bu kelimelerden sonra onu kurtarmak boynuna yüklenmiş kesin bir vazifeydi. Parti evinin arka kapısından onu bir taksiye bindirdi. Taksiciye de onu kırsal bir yerdeki hastaneye bırakmasını söyledi. Vicdanını o gün için rahatlattı ancak bir kabus edindirdi güncesine....

Yaşam İle Ölüm ArasındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin