Jisung'tan
"Ders boş. Hoca hastalanmış." diye bağırdı Yeonjun. Hayır niye bağırıyon? Zaten başım çatlıyor.
"Gelin o zaman bahçeye çıkalım."
"Siz gidin benim başım ağrıyor."
"Yine ilaçlarını içmedin değil mi?" diye sordu Minho. Kızmaya başlıyordum. "Niye içeceğim?Hasta mıyım ben? Zaten beni daha kötü yapıyor,ben böyle iyiyim. Hadi siz gidin ben uyuyacağım."
Hepsi beni onaylayıp kapıya yöneldiler. Minho tam gidecekken hızlıca geri geldi yanıma. Başıma öpücük kondurup geri gitti. Gülümsedim. Bu çocuğu seviyorum ya.Geri uykuma döndüm. Herkes bahçeye çıkmıştı. Bende sınıfta durup uyuklamayı seçtim. Bir anda kapı tıklandı ve içeriye Felix hoca girdi. Sınıfın içini süzerken beni gördü ve şaşkınca "Öbürleri nerde Ji?" Bana Ji demesi hoşuma gitti. Hafif gülerek cevapladım onu. "Ders boş o yüzden herkes bahçeye çıktı."
"Anladım,bende İngilizce ödevlerinizi getirmiştim.Sen öbürlerine söylersin."
"Söylerim hocam."
Tam çıkmak için hazırlanıyordu ki yanıma geldi. Önümdeki sıraya oturdu ve elimi tuttu. "Hani eve gidince saracaktın?"
"Ben eve geldiğim gibi uyuduğum için sarmayı unutmuşum."
"Gel benle."
"Nereye?"
"Gel dedim."
Sıramdan kalktım ve Felix hocayı takip etmeye başladım. Sanırım öğretmenler odasına gidiyorduk. Güneş ışınları okulun penceresinden girdiği için koridorun ışıkları açık değildi. Çok hoş bir hava veriyordu. Tahminim doğru çıkmıştı,öğretmenler odasına gelmiştik. Girmem için kapıyı açtı ve kenara çekildi. Teşekkür amaçlı başımı eğdim ve içeri girdim.
"Şansımıza kimse yok. Sen geç otur bende pansuman için malzeme alıyım."
"Tamam...Bu arada teşekkürler."
"Ne için?"
"Herşey için,bunları yapmak zorunda değildiniz,değilsiniz de."
"Zamanımı ayırdığım,ilgi verdiğim her insan sevdiğim,değer verdiğim insandır. Sen ikisi de olduğun için şanslısın." son cümlesini sırıtarak bitirdi.
Söylediği şey üzerine gülümsedim. Birinin sevdiği,değer verdiği biri olmak gerçekten çok özel hissettiriyordu. Bunu öğretmenimden beklemiyordum ama olsun. Bu,duygunun güzelliğini değiştirmiyordu.
"Elini uzat"
Sözünü ikiletmeden elimi uzattım. Yavaş yavaş antiseptiği sürmeye başladı. Usulca onu izliyordum. Bunu düşünmem ne kadar doğru bilmiyorum ama çok tatlı görünüyordu. Kişilik olarakta tatlı biri. Nazik,anlayışlı ve yaşına göre olgun biriydi. Yarayı temizledikten sonra sargı bezi ile elimi sardı ve yavaşça elimi bacağıma koydu.
"Elini sardık sıra iyileşmesinde."
"Tekrar teşekkürler."
"Rica ederim, önemli değil."
Karşılıklı birbirimize gülümsedik ve ben odadan çıktım. Uyumaya sınıfa döndüm.
İki ders boş geçti ve öbür derslere girdik. Okul çıkışı bizimkilerle vedalaşıp eve yürümeye başladım. Evin kapısının önünde durdum ve kapıyı tıklattım. Kapıyı süslenmiş annemin açmasını beklemiyordum tabii. "Anne çok güzel olmuşsun." diyip içeri girdim. Annemde kapıyı kapatıp önüme geçti,etrafında döndü.
"Beğendin mi?"
"Beğenmek ne kelime bayıldım. Sen nereye süslendin böyle?"
"Hiiç arkadaşım ile buluşacağım."
"Arkadaş? Bu hangi türden bir arkadaş?' diye göz kırptım. Annem utanmıştı. Onu mutlu görmek beni de mutlu ediyordu. "Sen büyüdünde annenin arkadaşlarını mı merak ediyorsun?" diyerek yanağımı sıktı.
"Neyse ben gidiyim de geç kalmıyım. Dolapta yemek var acıkırsan yersin tamam mı? Sakın üşenip yememezlik yapma."
"Tamam yemek yerim. Hadi sen git istersen geç kalma."
"Hadi akşam görüşürüz." diyerek öpücük gönderdi. Bende ona öpücük gönderdikten sonra evden çıktı. Bende üzerimi değiştirip yemek yedim. Kendimi koltuğa attım. Acaba uyusam mı?? Telefonun titremesiyle telefonunumu alıp kimin aradığına baktım. "3 Gay 1 Homo Grubundan Gelen Görüntülü Arama". Anlaşılan bana daha uyku yok.
-----------------------------------------------------------
Fikir geldikçe yazıyorum.
Oy atmayı ve yorum yapmayı unutmayın!!
Bir dahaki bölümde görüşmek üzere kendinize iyi bakın,öpüldünüz!! 💋💋