Bir

108 10 125
                                    

"taetaeee hadi amaa sadece bu akşamlık benimle bara gel hem yoonda gelicek lütfen"

"jimin gerçekten keyfim yok güzel bir gün değildi sergide de bir sürü sorun çıktı zaten"

"tamam işte stresini atarsın"

"jimin.."

"geliyorsun kalk bakalım giyinmeye"

Jiminin zoruyla giyinme odama götürülmüştüm

Kendimi tanıtmadım ben kim taehyung 25 yaşındayım ressam ve heykeltraşım

İtalyada yaşıyorum italya tam bir sanat şehri sanatçılar ressamlar heykeltraşlar müzisyenler ve daha birçok sanat dalı için mükemmel bir ülke

Sanatım italyada yeşerdi

Dolabımı önünde kıyafetlerimi karıştıran jimine bakıyordum

Eline deri bir pantolon üzerine bir bluz seçti ve elime tutuşturdu

Giyindiğimde gerçekten güzel olmuştu gümüş rengi takılarımla kombinimi zenginleştirdim ve gözlerime buğulu bir makyaj yaptım

Afet gibi olmuştum

Odadan çıktığımda jimin giyinmişti şimdi yoonginin gelmesini bekliyorduk

Yoongi jiminin sevgilisi idi iki senedir güzel giden bir ilişkileri vardı

Yoonginin sakin yavaş yaşamına karşın jiminin çok enerjik ve hızlı bir yaşamı vardı sanırım zıt kutupların çekimi onların ki

Yoongi siyah spor Mercedesi ile geldiğinde aşağı indik ben arka koltuğa yerleştim jiminde yoonginin yanında yer aldı

Araba giderken yüzüme vuran rüzgarla tekrardan tanrıya şükrettim iyiki yolum italyaya düştü korede çok yara almıştım

Yaralarımı korede bırakıp burda yeni bir başlangıç yapmıştım iyiki de yapmışım

Düşüncelerimi bölen şey jiminin beni dürtmesi idi

"tae-shii geldik hadi in"

"geliyorum hemen"

Bar'a girdiğimizde bir yere yerleştik ve içkilerimizi söyledik genelde kadeh içkileri severim

Şarap, şampanya gibi

Garsonun getirdiği kırmızı vişne şarabımı aldım ve yavaş yavaş yudumlamaya başladım

Jimin yoongiyi dansa kaldırmıştı ve dans ediyorlardı

Daha doğrusu jimin dans ediyordu yoongi ona bakanlara öldürücü bakışlar atıyordu

Bardağımda içkimin bitmesi ile bar'a yaklaştım ve boş bir sandalyeye oturup bacak bacak üstüne attım

Barmene seslendim

"Ehi barista, vuoi dare un'occhiata"
"hey barmen bakar mısın"

"Che cosa ottieni"
"ne alırsınız"

Dedi yakışıklı barmen üzerine yapışan dar t shirt'ünden karın kaslarını görebiliyordum ve dudağındaki pricing çok estetik bir görüntü yaratmıştı

"Signore, te l'ho detto, che cosa ottieni?"
"bayım size dedim ne alırsınız"

"Mi scusi, posso avere un vino di ciliegie rosse"
"pardon bir kırmızı vişne şarabı alabilir miyim"

"si signore
"evet bayım"

Şarabı uzatan barmene teşekkür ettim o da önümde bardakları silmeye başladı

"Signore, posso chiederle una cosa"
Bayım bir şey sorabilir miyim

"Ti sto ascoltando, signore."
Dinliyorum bayım

"Ti va di mangiare con me?"
Benimle bir yemek yemek ister misiniz

Kanıma karışan alkolden midir yoksa italyaya geldiğimden beri ilk defa ciddi anlamda birini beğendiğimden mi bilmem ama bu teklifi yaparken zorlanmamıştım

"Signore, lei non conosce il mio nome, sono una persona che forse non rivedrà mai più"
Bayım adımı bilmiyorsunuz daha belki bir daha görmiceğiniz biriyim ben

"Voglio conoscerti"
Seninle tanışmak istiyorum

"Domani sera alle otto in punto sarà al ristorante viola, signore, possiamo provare"
Yarın akşam saat sekizde viola restoranda olun bayım deneyebiliriz

"Io ci sarò signore"
Orda olucam bayım"

Heyecanlıyım uzun zaman sonra birinden bu kadar etkilendim.

Barmenle bir daha tüm gece konuşmadık bakışlarımızla anlaştık bir nevi

Jimin hangi cehennemde anlatmam lazım ona

Yenii ficcc yeni başlangıçlarrrr

Kumralım~Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin