Başlangıç

9 2 0
                                    

Selam!!!
Ilk kurgum ve ben diyorum, hepiniz hosgeldiniz ve simdiden tesekkur ederim bunu okudugunuz icin.

Başlamadan önce destek olursanız sevinirim, keyifli okumalar!!!

-

"bir gokyuzu misaliydi gozlerin,
bazen bir gol, cogunlukla deniz.

lakin artik gormek, yazmak istemiyorum gokyuzu rengi gozlerini,
artik yazmak gelmiyor icimden sana dair.
Bosverdim, sende bosver kara gokyuzunde ucup giden kelami, tutku dolu anlari.
Bir zamanlar umut olan o gozlerin simdi benim icin,
ne mavi ne gokyuzu, artik sadece kara bir bulutdu."
G.S.Ö

-
Alara Güneş

Gördüğüm kabusun gerçekliğiyle sıçrayarak uyandım. Titrek soluklar alarak nefesimi düzenlemeye çalıştım. Bu, üst üste gördüğüm kaçıncı kabustu hiç bir fikrim yoktu. Kaç gündür kanter içinde uyanıyor, her gece tekrardan aynı kabusu görmemek için uyumak istemiyordum.

"Maça demek ölüm demektir."

"Maça mı? Shh! Sessiz olsana, çıldırdın mı? Haddi olmayan hiç kimse alamaz onların adını ağzına."

"Maça ası senesi... Uğursuz kart acaba bu sene kime gidecek?"

"Dalga mı geçiyorsun? Hiç kimse Maça'da olmak istemez."

"Ölü krallık."

"Ceset.. Maça ceset kokar."

"Görüşürüz sevgilim, Maça seni bekliyor."

"Maça'yı kurtar Alara, kaderin cellatı sensin."

"Maça her yerde, yanında, zihninde, bedeninde ve ruhunda."

Gözümü sıkıca yumdum ve tüm bu olanlara anlam vermeye çalıştım. İlk başta evime bir kart geliyor, sonra her gece kabuslarımda değilmiş gibu birde fısıltılar duymaya başlıyordum.
On dokuz gün olmuştu bu kahrolası kabusları göreli ama bitmiyordu, fısıltılar dinmiyor, içimdeki korku her gün kat kat artıyordu.

Kendime geldiğimde yatağımın baş ucundaki birbirine iple bağlamış, ortadan ikiye katlanmış kağıtları kucağıma aldım. On dokuz gün on dokuz kabus... İçimden bir ses bana her gece gördüğüm bu anlamsız kabusları yazmamı söylemişti. Belki bir gün anlam kazanırdı bütün bunlar veya gördüklerim, duyduklarım, bütün sesler birbiriyle birleşince bir sonuca varabilirdim. Bilmiyorum, belki saçmaydı belkide tamamen piskolojik bir olaydı ama yazıyordum, sonucunu bilmeden.

Yatağımın baş ucundaki masadan bir kağıt ve siyah tükenmez kalem alarak yazmaya başladım.

07.08.2028
19. gün

Bu gece yine aynı adamı gördüm, kırmızı gözlü adamı. Karşı karşıya duruyorduk ve birbirimize bakıyorduk. Bakışlarında hiçbir anlam yoktu, hiçlikten ibaretti.

"Maça her yerde güneş kızı, bazen yanında, arkanda veya zihninde, ruhunda... Kaderinde. Maça senin kaderinde ve kaderden kaçamazsın güneş kızı. Bir gün gelecek, "ölü krallık" denilen yer seninle canlanacak. Ceset kokan bu krallık, koklanmayı bekleyen papatyalarla dolacak."dedi.

Bakmıştım uzun bir süre yüzüne. Onun gibi boş bakmıyordum, gözlerimde hüzün ve hayal kırıklığı vardı fakat aynı zamandada cesur bakıyordum, kendimden emindim sanki. Dudaklarımı araladım.

"Ya o gün hiç gelmezse? Ya "ölü krallık" ölü gibi kokmaya devam ederse?"

Her şey bu dediklerimden sonra olmuştu. Kırmızı saçlı adam, boştaki sol eliyle sıkıca sağ bileğimi kavramış ve elindeki bıçaklada avcumun içine kesikler atmaya başlamıştı. Çok acıyordu, inliyor ama karşımdaki adama belli etmiyordum. Zaman geçtikçe daha çok acımaya başladı, çığlık attım, bileğimi çekmeye çalıştım, koşmak istedim ama cabasıydı. Ne ağzımı açabiliyor nede bedenimi haraket etrirebiliyordum. Acının artmasıyla uyanmıştım.

Ellerimin titremesiyle kalemi bıraktım ve derin nefesler aldım. Rahatlamaya, kafamdakilerden biraz da olsa uzaklaşmam gerekiyordu. Yazdığım kağıdı diğerlerinin arasına sıkıştırdım ve kağıtları yastığımın altına koydum ve aşağı kata inmek üzere yol aldım.

"Aile" diye adlandırdığımız bu evde 6 kişiydik.Aramızda belki bir kan bağı yoktu ama biz altı kişi, altı kardeştik. Bazılarına göre hain, küstah, kansız o 6 kardeş.

Timur Türkoğlu, eski kupa kartı imparatorunun katili.

Emir Erveren, karo kartı krallığına ihanet eden eski yüzbaşı

Serdal Kocahan, sinek kartı krallığının sarayını ateşe veren, ve varislerinin ölmesine sebep olan "ecel".

Tuana Yılmaz, kupanın eski "kansız, hain" varisi.

Buse Özçelik, sinek kartı varisinin ilk başta kalbini fet edip sonra kalbini yeridn söken, "kalpsiz kadın".

Alara Güneş, maçanın yok olmasına sebep olan gurursuz kadının gurursuz kızı.

Sabahın daha körü olmasına rağmen herkes aşağıda stresli bir şekilde oturuyorlardı. Biliyordum, hepsinin kafasında yanı kara bulut belkide aynı heyecan vardı. Çünkü yarın 7 Temmuz'du. Yarın bir direniş gerçekleştirecek, belki yeni bir hayatın kapılarını aralayacak belkide kendimizin kıyameti olacaktık. Ama biliyordum, ne olursa olsun yarın kaybetmeyecektik, ailelerimiz için, kardeşlerimiz için ve kart sahiplerina boyun eğmek zorunda olan mağdur kart köleleri için yapacaktık.

Ve tahmin ettiğim gibi oldu, hepsi dikdörtgen masada yerlerini almış, yarın için sessiz, derin düşüncelere dalmıştı. Beni ilk fark eden Buse oldu. Kahverenginin en güzel tonundaki gözlerini bana döndürerek tatlı bir günaydın gülümsemesi gönderdi.
Busenin yanındaki yerimi aldım ve onlarla birlikte yarınki planı tekrardan gözden geçirdim.

Zordu, yarın hayatta kalmamız ve planı başarıyla tamamlama ihtimalimiz çok düşüktü ama birbirimize duyduğumuz bağlılık ve ailelerimize duyduğumuz saygı, bizi her düştüğümüzde yerden kaldıran şey olacaktı.

...
Evettt, nasıldı bakalım?? En çok hangi karakteri sevdinizz? Söyleyinde ilk onu öldüreyim skxpwnzosndi

Hepinizin anladigi uzere kraliyet-aksiyon temali bir kurgu olacak.

Yayinladigim ilk kurgum, sevdigini veya sevmediginiz, olumlu veya olumsuz yonlerini soylerseniz cok sevinirim.

Bolumler bir-iki haftada bir gelecek. Yildiza basmayi unutmayiinn!!!

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 08 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Güneş, Kaderin CelladıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin