O gün işte çalışırken biraz yorulmuştum. Sandelyeme yaslandım ve babamın bana eskiden anlattığı bir hikayeyi aklıma getirdim.
"Baba, bana cadı hikayesini anlatsana"
"Anlatamam, annen izin vermiyor."
"Ama çok merak ediyorum. Lütfen."
"Sonra kabus görüyorsun."
"Ama korkmuyorum."
"Pekala. Bundan uzun zaman önce senin yaşlarından biraz büyüktüm. Beş kişiydik ve yanımızda 1 tane kız vardi. Hiç kimsenin gitmeye yediremediği, ve gözünebakınca nasıl öleceğini gördüğümüz bir cadı 'nın evinin önünde saklanıyorduk. Robert bana "Hadi git ve gözü getir." O an korkmuştum ama yapabileceğimi de biliyordum. "Hadi ne duruyorsun? Erkeksen git o gözü getir." dedi. Ben de başımı sallayarak "Getirebilirim" dedim. Ayağa kalktım ve evin kapısına doğru yönelmeye başladım. Luisa arkamdan "Bu çok tehlikeli" dedi. Ben onu duymazdan geldim. Zile bastım ve kapıyı yüzü buruşuk, simsiyah giyinmiş ve tek gözünde bandana olan yaşlı bir kadın açtı. İlk önce beni boydan süzdü. "Arkadaşlarım gözü görmek istiyorlar." dedim. O da kafa salladı. Arkadaşlarımın yanına gittim. Zac "Evet, göz nerede?" dedi. Bende sırıtarak. "Onu getirdim" dedim ve bir adım sola kaydım. Arkamdaki yaşlı kadın arkadaşlarıma bakarken onların ne kadar ürkmüş olduklarını gördüm. Kadın gözündeki bandana yı çıkarttı ve arkadaşlarım gözüne dikkatlice bakıp nasıl öleceklerini gördüler. Liam korkarak "Nasıl öleceğimi gördüm!" dedi. Zac"Bende." dedi. "Yaşlıyım ve merdivende ampulu takarken merdivenden düşüyorum." dedi Liam. Zac ise "Ben yaşlı bile değilim." dedi. Yaşlı kadını evinin kapısına kadar bıraktım. Tam kapıdan içeri girecekken "Dur!" dedim. Kadın bana doğru döndü. "Peki ben nasıl öleceğim?" dedim. Kadın gözündeki bandanayı çıkarttı. "Demek böyle öleceğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÜYÜK BALIK
ActionBir baba oğul hikayesi. Babanın o muhteşem hikayelerine inanmayan bir oğul. Hikayeler abartıldıkça güzelleşir.