KIYAMET KOPANA KADAR

8 1 1
                                    


Almanya da günlerden Cuma , aylardan Ağustos ve yıl bilinmiyor...Gelecekten yada geçmişten..Ne farkeder,her hangi  kan donduran soğuk bir gün.. Ağustos ayında fırtınalı soğuk rüzgarların arasından boralar kopan dolulardan yeryüzünde bir tek cam kitlesi bile bulunamayan YAZ ayı..
Lavaboya yönelerek musluğu açmaya çalıştı.Ama ellerine batmış kırık camlar buna bir acı eşliğinde engel oldu. Bacağını kaldırdı ve dirsekleriyle ayağını musluğun kulplarına götürdü. Ayak parmaklarıyla açtı . Su buz gibi ,nefes kesici. Ellerindeki batmış kırık camlar damarlarını dışarı fışkırtmıştı. Tit tir titreyen ellerindeki camları bir hamlede alıveriyordu. Derisi alev topuna dönüşmüştü. Soğuk suyun altına götürdüğünde ellerinden yükselen  buharlar ansızın banyoyu sarmaladı çirkin bir inilti eşliğinde. Keşke üst vitrinde bulunan şarap şişesini parmak uçları üstünde durarak elleriyle kendine doğru almaya çalışcağına bir sandalye kullansaydı. Şimdi sür eşeğini Berlin e.. Oda da bir kül yığınından oluşmuş şömine ve boş odun kovası, uzun bir meşe ağacından yapılmış karanlık masa ki üzeri özenle süslenmiş. İki kişilik. Uzun masanın bir baş köşesinde sandalye bir de tam karşısındaki başında bir sandalye.Yanlarda sandalye yok.Çok resmi.Kırmızı şamdanlara bakılırsa gelicek olan misafir biraz gecikmiş.Sandalyenin birinin üzerine kırmızı elbise acele ile atılmış.Büyük boş oda da bir de hiç açılmamış üzeri birbirine çapraz olarak çakılmış tahtalarla kapanmış bir cam. Tam bir şizofren evi. Oda da tatlı bir tahta yanığı kokusu var tütsü gibi.Ciğerlerime kadar çektim ve içimde tuttum bu enfes kokuyu.
Ellerini bir mumya gibi sarmış bizim şizofren , girdi odaya.Nasıl servis yapıcaksın ayıptır sorması? Hemen kanlı tişörtünü çıkartıp kanepenin üzerindeki yastığın arkasına sakladı.Pantolonunu sıyırdı çıkarmak üzere ama yanık kokusunu alınca diz ayağına kadar indirdiği pantolonla zıplayarak fırına yöneldi ki PATT!! Kapaklandı yere. Pantolonu çıkardı hemen.Koşarak fırından ördeği alıverdi. Hemen sandalyeden kırmızı elbiseyi alıp geçirdi üstüne. Koştu zavallı ördeğin başına.Baş demişken  nasıl da usturayla kesmişti başını.Boğazından üç parmak aşağısından tuttu. Yavaş yavaş sıkmaya başladı.Testereyi çalıştırdı.Ördeğe tükürdüğü gibi testereyle kafasını delik deşik ederek beyin löpünü yüzüne doğru fışkırttı ve kafasını ortadan ikiye ayırdı dicektim ama hayalinde bu vardı. Önce gazlı bezle bayılttı. Sonra usturayla yavaş yavaş kesti.Neyse anlatıp kötü etmiyim sizi. Sonuçta hayvanın arka tarafına havucu süs diye soktuğu için güzelim yemek mındar oldu.Beceriksiz.Kapı çalıyo koş koş bari ona bak.Kapının yanındaki tozlu ve paslı aynaya bakmaktan ne kadar çekinsede baktı. Saçlarını açtı bi salladı.Kaşındaki yara patlamıştı.İğrenç bir irin yavaş yavaş yanağından aşağı aktı.Yanağındaki ve gözünün altındaki dikişler hala sağlıklı ve kaya gibiydi.Yine daldı gitti.Kapının tekmelenmesiyle kendine geldi ve derin bir nefes alıp açtı kapıyı.Açtı da kulp elinde kalınca biraz affalladı. Canım ya utandı heralde.Karşısındaki yakışıklı bir canlı taşş omuzuna dokundu.Uzun süre göz bile kırpışmadan birbirlerine baktılar.Bizimkinin mimikleri kontrolden çıktı.Öyle baktı.Dili düğümlendi.Ay kahkaha atcam ya.Nikola"Beni içeri almayı düşün müyosun sanırım"Hee öyle sap gibi kız boşuna hazırlandı Mr.Öküz..Ella"Yo–yo hayır lütfen buyur,yani istersen,yani–ii..."Kapıyı açtı eliyle içeri buyur etti sonunda.Beni görebilselerdi ve duyabilselerdi şimdi koca bir kahkaha atardım bu iki aşık şapşala..Evet ben kendimi takdim ediyim.Mrs.Hayalet:) Naparsınız tanrı da beni böyle yaratmış yazıkk banaaa. Her şeyi size ben anlatıcam hiç merak etmeyin.Bu Ella ve Nikola nın bahtsız hikayesi..Dur durr. Oturdular.."Ee şey yemeği servis ediyim ben"Pardon da hangi yemek. Yanık ördek mi?"Yok saol tokum ben ne konuşcaksan konuş"Hıhh iyi ucuz yırttı bizim kız."Ee peki çay kahve sıcak bişeyler?""Hayır"
"Senin derdin ne, Nasıl yani bu kadar kolay mı senin için.Ben sanmıştım kiii..
"Ne sandın senin gibi bi piskopatla beraber olucağı mı felan mı (!) ?  Masaya sertce vurdu Ella. "Hayır sadece yani ben şeyy, lanet olsun ki seni hala çok seviyorum..Ölüm sessizliğii..."Bak Ella sen çok farklısın bunu ikimizde biliyoruz ve ben korkuyorum.."  Ella nın feci halde gözleri doldu. "Benden mi"  "Hayır geleceğimizden..(Sesi ciddileşti ve bağırarak)Ella sen kanla besleniyosun ama vampir diğilsin.Yarı pişmiş çiğ et yiyosun ama kurt diğilisin !! Bunlar normal diğill anlamıyosun .. "Korkma seni emmem yada yemem tamam mı!Hatta biliyo musun senden nefret ediyorum."  "Hayır etmiyosun zaten edemezsin de."  "Ediyoruum"  "Hayır etmiyosun"  Ella nın yeşil gözleri kırmızıya döndü.Kırmızı elbisesini yırtmaya başladı ve gözlerinden alevler çıkıyordu.Bir boğa gibi ki aslan burcu kendisi , ne farkeder deliye döndü.Koca masayı iterek Nikola yı yere düşürdü. Ses tonu değişti ve incecik sesini yerini kalın ve robot gibi değişik bir ses aldı. Haykırarak"Senden nefret ediyoruuuuum.Ellerimi bile sormadııın ne oldu diye aptaaaal sen bana muhtaçsın ve bana ihtiyacın vaaaaar."Saçları uçuşmaya başladı.Ayakları yerden kesildi.Yüzü karardıkca kararıyordu ve tabiki kalbide..Ellerindeki sargıları açtı. Eli su toplamış ve deriler toplanarak soyulmuştu.Kadehdeki şarabı ellerine döktü.Ve resmen böğürerek kötü bir ses çıkardı. Sanki kızgın bir yağa balık atmış gibi. CIZSS... O acıyla beraber yeşil gözleri geri geldi , saçları aşağı doğru indi yüzü siyahlıktan soluk bir beyaza döndü ve değişik bir güç onu geriye doğru duvara fırlatıp yapıştırdı...Eski haline geri dönmüştü sonunda...Oraya öylece yığıldı.Zavallı Nikola ise masanın altında inliyordu.Ella nın hiç mecali kalmamış olsa bile ayağa kalkmayı denedi.Ama olmadı.Sürünerek Nikola nın yanına gitti.Masayı üzerinden kaldırmayı denedi fakat kıpırdatamadı bile.Peki demin nasıl üzerine devirdi koca masayı o zaman ? Sihirle mi?Yok artık, kötü bi fikirdi tamamm.."Ni–ni kolaa?"  "Korkma iyiyim sadece sakinleşmeni bekledim" Masayı üzerinden atıverdi hemen. O kaslar bende de olsa ben de atıverirdim ne var..."Üzgünüm,haklıydın ben normal bi insan diğilim...Haklısın. Belki de gerçekten bitirmeliyiz."
Kapıyı çarptı ve gitti.Giderken eğer Ella ya hoşcakal deseydi kesinlikle çelme takardım valla çelme takardım..O ne yaa öyle dalga geçer gibi..Yine evde tek yine boş yine karanlık yine anlamsızz..Öylece oturakaldı.Yerdeki tahtaları saydı. Ellerini üzerinde gezdirdi eskiyen tahtaların.Gece olmuştu.Takk diye gitti elektrikler.Sağa çevirdi başına ve sonra yavaşca sola çevirdi kiii çatı katındaki kapı patt diye çarpıp kapandı..Ama amaa çatıda bir oda vardı zaten o da kilitliydi.. Nasıl olur!!Bakmaya cesaret edemedi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 03, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KIYAMET KOPANA KADAR. Amansız bir aşk hikayesi..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin