Çoktan örülmüş kader ağlarının ne yaşanırsa yaşansın, yine de koparılması imkansızdır.
✩Tarih boyu birçok büyük olaya tanık olmuştu Aeternum. Havada uçan kuşun bile bir hikayesi vardır bu bölgede. Sadece üst sınıfların yaşadığı, türlü türlü varlıklara ev sahipliği yapan, Aynı ismi gibi sonsuzluğun anahtarına sahip olan bir ülke. Ne Hoştur ki böyle paha biçilemez bir ülke, yıllardır taht kavgalarına ev sahipliği yapıyordu. Birçok krallık, böyle güçlü bir ülkenin başına geçmek için, birbirleriyle hareketli bir savaşa girmişti. Herkesin azim ve hırsla ilerlediği bu yolda; bitiş çizgisine ilk ulaşan değil, en uzun süre o çizgide kalan tacın sahibi olacaktı.
Kurul başkanından aldığı talimat ile bahçeye adımlıyor, koridorda karşılaştığı türlü türlü varlıklara tebessüm ediyordu. Mor, görkemli kapıya ulaştığında derin bir nefes alarak kapıyı araladı siyah saçlı. Zambaklarla, orkidelerle, manolyalarla, şakayıklarla ve daha nice farklı çeşit ile süslenmiş büyük bahçeye ulaştığında çiçeklerin güzel kokusunu içine çekti ilk önce. Fakat Yanık kokusunun da bu güzel kokularla karışması çok uzun sürmemişti.
Aldığı kokuyla kaşlarını çatarken gözleri dumanın kaynağını, diğer bir deyişle bunca yolu gelmesine sebep olan bedenleri aradı geniş bahçede. Siyah ve kahve saçlı iki kişinin buz ve ateşlerle bir yandan kendilerine kalkan oluştururken bir yandan da birbirlerine hamle yaptıklarını görünce sesli bir iç çekti. "Hey! Nishimura Riki ve Park Sunghoon, Konferans salonuna çabuk!"
Kulaklarına dolan ses ile odağını karşısındaki gençten çekerek sarayın girişine doğru çevirdi bakışlarını Sunghoon. 'Sorun ne?' Anlamına gelen birkaç kaş göz hareketinden sonra Uzakta kalan beden sabır dilercesine tekrar bağırdı.
"Toplantı var, Hızlı olun!"
Hızlı kelimesine yaptığı baskıdan sonra az önceki minik müsabakanın sahiplerinin anlamayan bakışları birbirlerinin üzerinde gezindi. "Toplantı mı? Bu saatte ne gibi bir toplantı olabilir ki??"
Kendisinden küçük gencin omzuna kollarını atarken kaşlarını çattı uzun boylu. "Bilmiyorum Riki, ama abinden öğreniriz her türlü."
Kafasını sallayarak onayladı Riki. Arından ikilinin adımları ihtişamlı saraya yönlendi.
Sarayın dışının aksine beyaz ağırlıklı koridorunda ilerlerken Jay'in aksine karşılaştıkları kişilere selam vermiyorlardı. Kimse ile gereksiz samimiyet kurmaya gerek yoktu onlara göre, hoş. Birkaç kişinin akıllarında olumsuz düşünceler oluşsa da onlara çok bir etkisinin olduğu söylenemezdi.Her ne kadar umursamaz davransa da, kabul etmek istemese de Sunghoon'un aksine Riki söylenenlere takılmadan edemiyordu. Saraya geleli çok olmamıştı. Diğerlerinin aksine daha küçük bir yaşta time katıldığı için de herkesin gözünde Torpilli Vampir'di. Abisinin kurul başkan yardımcısı olması da bir başka bahaneleri oluyordu Tabii. Ne kadar Önemsiz yaratıkların fikirlerini dikkate almaması gerektiğini kendine hatırlatsa da, düşünmeden edemiyordu. Gerçekten, torpil ile girdiği düşünülecek kadar güçsüz ve zayıf mıydı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fate | sunki
Fanfictionits my fate Follow this blood sign, at the end of the road To dedicate myself to you ✩✩✩ Hiç kimse tesadüfen karşılaşmaz, hiçbir şey boşuna yaşanmaz. İnsanları bir araya getiren de kaderdir, yaşanan şeylerin sorumlusu da. Siz fark etmeden örülen ağl...