😚
෴෴෴Melis'in Ağzından:
"Abisinin gülü, sabah-ı şeriflerin hayırlı olsun." Sabahlarımızın olmazsa olmazı tabiki."Abicim, canım, sabah sabah neden beni arayıp bağırıyorsun canım benim?"
"Dün akşam aradım, açmadın." dedi. "Merak ettim."
Akşamın tatsız anıları aklıma gelince sesimin titrememesi için dudaklarımı ısırdım.
"Alooo, Melis? Allah Allah, cevap versene." Çok klasik bir teknik olmasına rağmen şuan abimi çekemedim.
"Alo, abi, aloo. Sesin gelmiyor sonra ararım ben seni." diyip telefonu yüzüne kapattım. Hızlıca bir duş alıp Nisan'a seslendim. Acıkmıştım.
"Niisaaaan, evde misin kuşum?" Tam evde olmadığına emin olacakken cevap verdi. "Melis hemen geliyorsun ve dün akşamı doğru düzgün anlatıyorsun çabuk."
Berk'i anlatmak istemesem de zorla anlattım. Nisan ısrarla tekrarladı.
"Yahu ne Berk'i, Berk'i kim ne yapsın, Bay Karamel'i anlat sen, ilk ne dedi mesela?"
"NE? Dur, kim? "Bay Karamel mi? Ne içtin lan sen sabah sabah, hem daha güzel isim mi yoktu?"
"Ne nesi ya, anlattın ya hatırlamıyor musun?"
"Neyi hatırlamıyorum anlamadım ki." Saplıktan kafayı yedi vah yazık.
"Ya sen akşam arayıp dedin ya Bay Karamel bir tuttu beni, taksi de tasi falan; nasıl hatırlamıyorsun ya?"
Bay Karamel mi? Karamel... Rezalet... İyi de ne olmuştu ki?
"Ya ne karameli be kafayı yemişsin sen, hem ben işe geç kalıyorum, hadi görüşürüz." Çantamı kaptığım gibi kendimi evden dışarı attım. Şirkete gitmem gerekiyordu. Umarım otobüsü kaçırmamışımdır. Bay Karamel kim acaba? Aman neyse kesin sarhoşken bir şeyler uydurmuşumdur. Kendime bir kahve aldım ve yürümeye devam ettim.
Saate baktım, çok geç kalmıştım. Şirkete gitmenin bir yolunu bulmam gerekiyor. Ben durakta şirkete nasıl gideceğimi düşünürken duyduğum motor sesiyle irkildim.
Berk mi? Hadi ama. Bu sabah neden bu kadar garip ki?
"Güzelim, seni şirkete bırakmamı ister misin?"
"Peşimi bırakman yeter aslında." diyerek sorusuna cevap verdim. Şaşırmış gibi görünmüyordu. Pis pis sırıtmaya başladığını fark ettim.
"Hadi ama naz yapmasana güzelim, neden beni uğraştırıyosun?"
"Tescilli aptalsın, Berk. Son kez söylüyorum, siktir git, yoksa-"
"Yoksa ne?" diye sorarken motorundan inip yanıma gelmişti bile. Bir anda beni belimden tutup kendine çekti.
"Yoksa bu olur." dedim ve elimde duran -bence hâlâ sıcaktı- kahveyi üzerine döktüm. Bir anda geri çekildi ve -yine- "N'aptığını zannediyorsun sen?!" diye bağırdı.
"Ben sana siktir git diyorum, sen beni taciz ediyorsun. Sence ne yapıyor olabilirim Berk? Ebenle sohbet ediyorum; hadi sen yoluna ben yoluma. Hadi koçum, hadi."
Son sözümü söyledikten sonra arkama bakmaya tenezzül bile etmeden dönüp gittim. Ben giderken arkamdan bağırdığını ve motoruna bindiğini duyabiliyordum.
Çok geçmeden bölüm şefimiz aradı ve işe neden gelmediğimi sordu. Otobüsü kaçırdığımı ve elimden geldiğince hızlı bir şekilde gelmeye çalışacağımı söyledim. Yine de yarım gün izin girmesi gerektiğini söyledi.
Harika, bir de mazeret iznim gitmişti. Kahvem de gitmişti zaten.
Gördüğüm ilk taksiye atladım ve şirkete doğru yola koyuldum.
෴෴෴
2. Bölüm sonu😻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Yanık Kokusu
Short Story... "Daha ne kadar kaslı kollarımda kalmayı planlıyorsun?" diye sordu. Dur, evet, hâlâ kollarındaydım. "Sanki isteyerek atladım kollarına, hem asıl sen daha ne kadar beni kaslı kollarında tutmayı planlıyorsun pis karamel?!" ... Bu hikaye aşırı crin...