Sadece tek bir kelime duymak istemiştim o güzel dudaklarının arasından, herkes aksini iddia ederken tek bir seferlik bile olsa senin bana "Gitme." demeni istemiştim fakat benim olayım buydu işte, çok hayalperesttim ben. Böyle bir şeyin olmayacağını bile bile kendimi olacağına inandırmaya çok yatkındım. Sense hep böyle biriydin zaten, benim büyük hayallerimi küçük bir zindana tıkmak istemiştin. Ben ise hala daha o zindanın anahtarının sana ait olmasına razıydım.
Mutlu musun artık? Bence mutlu olmalısın çünkü sen kazandın. Başardın, yaptın. Artık soktun bütün hayallerimi o zindanın içine. Hatta biliyor musun, anahtarı da sende. Evet, hayallerimi soktun o zindana lakin beni de sokmayı başardın. Artık bütün benliğimle hapsolmuş hissediyorum senin sayende.
Yine de, bütün her şeye rağmen seninle olan bağımızı kopartacak olmak adeta bir parçamı kaybetmek gibi geliyor bana. Her ne kadar bana hüzün ve acı yaşatsa da, seninle olan bu bağlılık duygusu hala canlılığını koruyor içimde.
Neticede biz buyduk işte. Biz "biz" olamayan iki insandık. Sen, sendin ben de, ben. Ne ben seni tanımayı denemeliydim, ne sen bana ulaşmayı. Kabul et, ikimiz de bilmiyoruz sevgiyi. Eğer bilseydik bu kadar kalp kırmazdık galiba.
Bu satırları neden yazıyorum biliyor musun Minho? Çünkü bittik biz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Close [Minsung]
FanfictionYedi yıl aradan sonra tekrardan bir araya gelen Minho ve Jisung'un birbirlerine karşı olan büyüyememiş çocuksu tavırlarıyla "bir" olabilmeyi denemelerinin hikayesi