7

577 36 176
                                        

Lee Minho güncesinden

Jisungum belki Jisungum falan olarak görmüyor kendini o bana aitti

Sevgilim değildi ama benimdi 

O da bunu kabul etmeliydi

Herkes bağrışıyordu güvenlikler beni durdurmaya çalışıyordu ama Jisungum o haldeyken duracağımı düşünmeleri bile saçmaydı

Ringe girip karşı taraftaki çocuğu yumruklamaya başladım son hamlelerimde yere düşünce bırakıp Jisungu kucağıma aldım 

"Jisung duyuyor musun beni JİSUNG" çaresizce bağırıyordum gözlerimden yaşlar süzülerek 

"Minho... Minho neredesin göremiyorum seni" dediğinde bağıra bağıra ağlamaya başladım

Ambulans geldiğinde sedyeye aldılar küçük bedeni

Yakını olarak beni aldılar ambulansa onlar ilk yardım yaparken ben çaresizce izliyordum

Ambulans hareket ederken hemşiler bebeğime kalp masajı yapıyordu sonra ise birbirlerine baktılar yüzleri düşüktü 

Bir hemşire eline elektroşok aldı

"HAYIR HAYIR OLMAZ O BUNA DAYANAMAZ O KADAR SARSILMAYA DAYANAMAZ" dedim bağırarak hala ağlıyordum

İlk kez bu kadar çok ağlıyordum 

Jisungum için

"Beyefendi işimize karışmaz mısınız hasta ölmek üzere" dedi ve bebeğimin göğüslerine bastırdı elektroşoku 

Öylece kalakaldım Jisungum ölebilir miydi yani

Hastaneye geldiğimizde Jisungu ameliyata aldılar hissizdim tepki vermiyordum nasıl verecektim zaten bebeğim ölebilirdi ve şuan sadece bende hissizlik hakimdi

Anlamazdım eskiden bir ameliyathanenin önünde ağlamanın acısını sadece duygusal insanlar yapar diye düşünürdüm benim gibi duygusuzların bunlarla işi olmaz derdim şimdi ise o sessizce ağlayan insanlar bile daha duygusuz kalıyor çünkü şuan bağıra bağıra hastanede tek başıma her yeri yumruklayarak ağlıyordum korkuyordum ilk kez birini kaybetmekten korkuyordum ya beni bırakırsa korkusu hakimdi bu duyguya hiç kapılmamıştım çünkü normal zamanda beni bırakıp gitse geri bana geleceğini biliyordum şimdi ise ayakları bile tutmuyordu sevdiğimin ona aşıktım hem de çok fazla her şeyden çok işte anlatılmaz ki bu duygu ama şöyle anlatabilirim sanırım şuan çıkartıp canımı verebilsem ona verirdim kendimi bir kez olsun düşünmeden o benden daha önemliydi sonuçta o olmadan bende yaşayamazdım 

Ben saatlerce ağladım sonra ise sessizleştim sadece ağlamaya başladım

O insanlara duygusuz dedim demin ama hayır asıl duygu buydu gücüm bile kalmamıştı bağırmaya sadece ağlıyordum kapıya bakıyordum sessizce ağlayarak kapının bir hareketi hayatımı değiştirecek güçteydi o kapıdan çıkan doktor " yaşıyor" derse yaşayacaktım "kaybettik" derse ölecektim hayat benim için bir kelimeye kalmıştı işte bu kadar acınası durumdaydım

Bir süre sonra kapı hareket etti içeriden doktor çıktı

"Han Jisungun yakını kim?" dedi ben ise elimi kaldırmakla yetindim

"Han Jisung..." dedi doktor

"Ona bir şey olduysa hastaneyi yıkarım" dedim en net sesimle

"Maalesef Jisung beyi kaybettik efendim maalesef" dedi doktor üzgünce

"SİKTİR GİT JİSUNGUM NEREDE YALAN SÖYLEME JİSUNGUMU GETİR BANA" dedim yine bağıra bağıra ağlamaya başlayarak

"O öldü efendim morgda-" derken doktor koşarak tabelalara bakarak morga gittim

KAFES/MİNSUNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin