HEPİNİZE SELAM ARKADAŞLAR YENİ KURGUMA HOŞ GELDİNİZ.OY VERMEYİ UNUTMAYIN.
İYİ OKUMALAR!!Rüzgarın ıslığı oldukça keskin ve ürkütücüydü.
Camdan baktığımda kavak ağaçlarının neredesyse yere kadar eğildiğini gördüm.
Rüzgara karşın hafif hafif yağmur çiseliyordu.İç çekerek
ellerimi göğüs hizamda bağladım.
Camın kenarına yaslandım ve başımı cama dayadım.
Ağaçtaki yapraklara odaklandım.
Sanki kopmamak için direniyorlardı.
Güçlü yapraklar duruyor,çelimsiz ve kuru yapraklar bir bir kopup kendini rüzgara emanet ediyordu.
Cama düşen yağmur damlaları birleşip aşağıya doğru kayıyor ve camı temizliyordu.
Sanki tüm acıları silmek istiyordu .Üzerime geçirdiğim kısa kollu beyaz tişört beni üşütmüştü.
Çıplak kollarım cama değince içim ürperdi.
Ahşap kaplamalı dolabımdan siyah bir hırka aldım ve mutfağa gidip kemdime kahve yapmaya başladım.
Telefonda çalan "Black Swan"
Adlı şarkı beni biraz duygulandırmış olacakki
gözümden damla damla yaş akmaya başladı.
Mutfak masasında duran bordo renkli eski model ve babannemden kalan ev telefonu
çalmaya başladı.Telefonu uzanıp tek hamlde açtım.-Alo kiminle görüşüyorum?
Kibar bir kadın sesiydi bu.
Pelin Demir-
-Efendim ,sizi eczaneden
arıyorumBuyrun-
-İlacınızın günü gelmiş efendim.
İstediğiniz zaman gelip alabilirsiniz.
Tamam,teşekkür ederim-
Telefonu geri yerine bıraktım.
Beş yaşında fark edilen kalp hastalığım nedeniyle sürekli ilaç kullanıyordum.
Bu hastalık beni çok yoruyordu ama yapacak hiçbirşeyim yoktu.
Her geçen gün biraz daha parçalanıyordum.Ölüme biraz daha yaklaşıyordum.
Diğer insanlar gibi olamadım.
Onlar gibi, gezemedim,koşamadım,sevilmedim.
İşte beni onlardan farklı kılanda buydu.Son iki aydır kemdimde değildim.Kendimi kitaplara,şiirler,şarkılara vermiştim.Bana hastalığımı unutturan bunlar olduğunu daha yeni kesfetmiştim.
İlaçlara bağlı yaşamak,kücük hava kutusunu sürekli yanında taşımak beni yavaş yavaş öldürüyordu.
İyileşmek yerine daha da kötüye gidiyordum.
Bozulan pisikolojim bedenimde izler bırakıyordu.Ağlamktan moraran gözlerim
Banyoda jiletle kestiğim kollarım
Her ay kısacık kestiğim yıpranmış
Saçlarım....Vücuduma baktığımda hastalığımı hatırlıyor,kalbim acıyordu.
Ölmek istiyordum ama korkuyordum.Kapının çalmasıyla yerimden kalktım.
Gelen annem ve babam olmalıydı.
Alış veriş yapmaya gitmişlerdi.Kapıyı açtığımda ellerinde poşetler olan annem ve babamı gördüm.
Annem elindeki poşetleri koridorun başına bırakıp bana sımsıkı sarıldı.
Bende ona sarıldım.
Sanki onu son kez görüyormuşum gibi.
Babam ise arkamda kısa saçlarımı okşuyordu."Nerede kaldınız"dedim merakla.
"İşimiz uzun sürdü birtanem"dedi babam.
İçeriye geçip oturduk beraber.
Bir kardeşim yoktu benim.
Üç kişilik minik bir aileydik biz.Annemin adı Seher,babamın adı ise Kemal di.
Onları çok seviyordum çünkü onlardan başka kimsem yoktu.
Ne bir arkadaşım ,ne bir kardeşim.
Okula bile gidemedim ben.
Hep evde eğitim gördüm."Kızım"dedi annem bana bakarak.
Bir yandanda ellerimi ellerinin içine almış okşuyordu.
Ardından konuşmaya başladı tekrar."Sana bir şey söyleyeceğiz"
Meraklanmıştım.
Ama söyleyecekleri şey iyimi yoksa kötümüydü tahmin edemiyordum."Ne söyleyeceksiniz,çok merak ettim anne hadi söyleyin"dedim.
"Hani biz sana bir pisikolog arıyordukya"dedi annem.
Evet yine o konu açılmıştı.
Bir pisikolog istemiyordum.
Ama annem ve babam çok ısrar ediyorlardı.
Çünkü bu halime onlarda dayanamıyordu.
Ama bi
r pisikolog en fazla ne yapabilirdu ki?."İstemiyorum"dedim emin bir şekilde.
Daha açıklama bile yapmalrına izin vermeden."Kızım bu senin iyiliğin için"dedi
karşı koltukta oturan babam.Sesi o kadar sevkatli çımıştı ki insanı hemen ikna ediyordu.
"Bir pisikolog en fazla ne yapabilir baba!"dedim.
Pisikolog hastalığımı tedavi edebilir mi? hayır edemez!.
Benim hastalığım bitmediği sürece bu davranışlarım hiç bir zaman son bulmayacaktı.
Y
"Kızım son aylarda sende biliyorsun,kendine zarar veriyorsun"dedi annem.Dogruydu zarar veriyordum ama
Pisikolog bunu düzeltemezdi işte."Bir kez şans versen kızım"
Babamı ve annemi kırmak en berbat histi.
Bu sefer onları kırmayacaktım.
Becbur kabul edecektim."Peki" dedim sadece.
Yutkundum."Cok iyi bir pisikolog buldum,herkez çon övüyor!"dedi annem heyecanla.
Tebessüm ettim bakarak.
"Ne zaman gideceğim peki"dedim.
"Yarın onda hazır olman gerekiyor kızım"
Dedi babam.
Daha bana sormadan saatini bile ayarlamışlardı demek."Bir şey değişmeyecek ama sizin için gideceğim annem,babam."