Arkadaş,arkadaş ne kadarda yabancı bir kelimedir öyle.
Sonunda eve gelmiştik.
Tüm aile üyelerinin ortak noktası olan yemek masasında,annemin tabağıma çorba koymasını bekliyordum.
"Anlat bakalım,ne konuştunuz"
Diye sordu annem.
"Hiç havadan sudan"dedim ve kıkırdadım.
Annemi deli etmeyi çok seviyordum.
"Bende merak ettim,anlatmayacakmısın pelin?"
Babamda sorunca cevap verdim.
"Kişilik anazili yaptı,benim hakkımda bilgiler aldı"
Dedim.
"Başka?"
Diye sordu babam.
Kahverengi gözleriyle bana bakarak.
"Sonra fotoraf sectirdi işte,pek bisey olmadı,yarın yine aynı saatte orda olmamı söyledi bu kadar"dedim tek nefeste.
Fazla sorgulamadılar bu sefer.
Hızlıca yemeğimi yedim.
Ardından masada duran ilaçlarımı aldım.
Her ilactan birer tane alıp avucuma koydum.
Tek tek hepsini suyla içim.
İlaç içmek icin fazla su kullandığım için yemeği hep az yemek zorunda kalıyordum.
Bu da beni zayıflatıyordu.
Tam kırkbeş kilo olmuştum.
Boyum kısa olduğu için pek fazla belli olmuyordu aslında.
Odama gidip dolaptan siyah bir
Tişört ve siyah bir eşofman aldım.
Üzerimi giyindikten sonra banyoya gidip makyajımı çıkartmaya başladım.
Göz altlarım makyajı sildikce kapkara olmaya başlıyordu.
Kendimi yatağa attım ve kulaklığımı taktım.
Sarkı dinlemeye başladım.
Şimdi bana öyle bir şeyler
Söyleki durup dururken.
Tam hayattan vazgecerken,
Beni aşka inandır...
Aklıma pisikolog geldi.
Çok yakışıklıydı.
Yeşil gözleri bana çok tanıdık gelmişti nedense.
Kumral saçlarını yana taramıştı ve bu ona çok yakışmıştı.
İlk defa böyle hissetmiştim.
Çok garip bir duyguydu bu.
Şimdiye kadar yaşadığım en garip duygu.
Ardınan başka şarkı başladı.
Bu dağ bu karları nasıl taşır anlamadım.
Ben birkez vuruldum birdaha hiç kalkamadım.
Sevmeyi denedim,
Afalldım,afalladım.
Denedim olmadı hiçkimseye inanmadım...
Sarkının başı çok tanıdık geldi bana
"Bu beden bu dertleri nasıl taşır anlamadım."
Ağlamaya başladım.
Nefes nefese ağlarken kalbimde bir acı hissettim.
Nefes almam gerekiyordu.
Hızlıca ayağa kalktım.
Bu seferde başım dönmeye başladı.
Masada duran hava makinesini ağzıma sıktım.
Şimdi biraz daha iyiydim.
Yatağa oturup camı izlemeye başladım.
Hava karanlıktı ama babamın bana aldığı kırmızı laleleri camın dış tarafından görüyordum.
Yağmurdan ıslandığı fark ettim ve camı açıp onu iç tarafa koydum.
Yapraklarına dokundum.
Dokundukca yağmur tanenelri etrafa saçılıyordu.
