patron işine bak.

8 1 2
                                    

"Efendim, özür dilerim." tek diyebildiğim özür dilemekti, çünkü patronum şuan beni ofisin ortasında rezil ediyordu, nedenini bilmediğim bir sebeple.
"Tek kelime dahi duymak istemiyorum, istifa mektubunu masama bırak ve defol git."
boğazımda bir acı hissettim. Şuan ona ağzının payını vermek isterdim, fakat bir daha iş bulamamaktan korkuyordum bu yüzden susmuştum ya zaten.
"Peki efendim." beni azarlarken başımın eğik olmasından dolayı boynumun acıdığını hissediyordum, tek verebileceğim cevap peki olmuştu. İstifa mektubumu yazdıktan dakikalar sonra o lanet şirketi terk ettim. Nereye gideceğimi bilemediğim için aklıma sadece Felix gelmişti.

__

Kapının çalınması ilgi odağımı evraklardan çekmeyerek konuştum.
"Girebilirsin."
Sekreterim olan Soojin'in geldiğini biliyordum. Başını eğip beni selamladı.
"Efendim, Lound'un hisseleri ciddi anlamda bir düşüş yaşadı, ne yapacağımızı bilmiyoruz."
Başımı kaldırıp kaşlarımı çattım.
"Neden olduğunu öğrenmişsindir diye düşünüyorum Soojin."
"Sosyal medya üzerinden kokuları çaldığımız hakkında söylentiler var, ve gittikçe büyüyor isterseniz toplantı yapabil-"
"Tamam Soojin, bugünlük işten erken çıkacağım. İdare edersin."
Asılı olan ceketimi alıp ofisten çıktım. Bugün cidden dinlenmem gerekiyordu.

__

"O sevimsiz suratlı adam beni azarlarken bütün gözlerin üzerimde olduğunu hissediyordum amına koyayım, ne dedikodu çıkmıştır şimdi." Bir yandan Felix sırtımı sıvazlıyordu.
"Kanka ne desem bilmiyorum, çok fena göt olmuşsun valla."
Kaşlarımı çatıp Felix'e döndüm.
"Sağol valla ne güzel moral veriyorsun sen öyle."
Gülerek ayağa kalktı, televizyondan "Bu kız" şarkısını açarak elimden tuttu.
"Kalk biraz neşen yerine gelsin canım."
Felix zorla da olsa beni koltuktan kaldırdı. Saat neredeyse 01:00 olacaktı ve biz hâlâ sevgilisinden yeni ayrılmış ergenler gibi dans edip şarkı söylüyorduk, tabi kapının yumruklanmasına kadar.
"Felix, birisi kapıyı mı zorluyor yoksa ben mi şizofrenim?"
"Kanka bizim göt gitti hayırlı olsun."
Önden giderek kapıyı açtım.
"Bu saatte ses çıkarılmayacağını bilmiyor musunuz?"
kapıyı açar açmaz bizi sözleri ile döven adam bardağı taşıran son damla olmuştu artık.
"Efendim, özür dileriz daha dikkatli-"
"Sana n'oluyor lan?"
Bir yandan Felix beni cimciklerken bir yandan da karşımızda ki adama belli etmeyerek özür dilememi söylüyordu, ama sikimde miydi ki?
"Asıl sana ne oluyor küçük bayım?"
Küçük bayım mı, pedofili falan mı bu?
Karşımda ki beden beni süzdükten sonra geri konuşmaya devam etti.
"Saatin kaç olduğunun farkında mısın acaba?"
Felix beni sırtımdan ittirip ikimizin de özür dilemesini sağladıktan sonra bir daha olmayacak gibi şeyler söyleyip saçmalıyordu. Müzik ruhun gıdasıdır, fakat bu adam zehirlenmiş gibi davranıyordu amına koyayım.
"Pekâlâ, bu seferlik uzatmıyorum tekrarlamamaya çaba gösterin."
Kapıyı kapattım, koltuğa uzanıp düşünmeye başladım, bugünün bir de yarını var.

Ben yine birşeyler yazmaya başladım...

Fic de ki Jisung. 😉

Bu da tassakli Minho. 🔥

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 20, 2024 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sana n'oluyor lan?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin