Gözlerimi açtığımda depo gibi ama çok daha geniş bir yerdeydim. Yerde kurumuş kan izleri ve birsürü kurşun ve mermiler vardı. Geniş pencereleri olan bu iğrenç yer de neresiydi böyle. Kaçırılmıştım ve bunun farkındaydım. Bir sandalyeye oturtulmuş ellerim arkadan bacaklarım ise sandalyenin ayaklarına bağlanmıştı. Tam nasıl bir kaçış yolu bulabilirim derken içeri birkaç adam önlerinde ise
siyahlara bürünmüş maske vede şapka takmış bir adam vardı. Adam bana doğru birkaç adım attı, ellerini çeneme koyup başımı ilk önce yavaşça sağa sonrada sola döndürdü. Öbür elini ise yüzümde gezdirdi. Parmağını adamın beni bayıltırken eliyle çizdirdiği yere uzattı, hafifçe okşadı. Elini yanağımdan çekerken kasıldığını sonrada yumruğunu sıktığını fark ettim. Birden gürledi;
"Ben size tek bir saç teline zarar vermeyin demedimmi!" şaşırmıştım, hemde çok. Sesi inanılmaz derecede tanıdık bir o kadarda hoş geliyordu. Lafını bitirir bitirmez tekrardan sinirle "Çıkın!" diye bağırdı. Ardından öce siyah bol ceketini sonra şapkasını ardından eldivenini ve son olarak maskesini çıkardı. Siktir bu bir şaka falanmıydı. Çünkü daha birkaç gün önce tanıdığım o çoçuk şu an karşımdaydı.
Şimdi neden sesinin bu kadar tanıdık geldiğini anlayabiliyordum. Bu oydu, ismini bilmediğim gizemli çocuk. Ağzımı araladım ve konuşmaya başladım;
"Sen... sen geçenki çocuksun" Birden aklıma kaçırıldığım geldi, onu görünce kafam tamamen gitmişti.
"Ben burda ne arıyorum orospuçouğu neden ayak ve ellerim bağlı!"
"Sakin ol sana zarar vermeyeceğim."
"Bundan pek emin deilim"
" Seni kaçırmamın bir nedeni var.."
"Sikicem nedenini, bayıltarak kaçırma mı olur!"
"Adamlarıma seni bayıltmalarını istedim yoksa hepsini dayak manyağı edecektin şimdi lafımı bölme ve sadece dinle. Birkaç gün öceki olayı hatırlıyorsundur, ah ne aptalım dur önce kendimi tanıtayım. Ben Rüzgar, Rüzgar KILIÇ. Kara Hançer çetesinin lideriyim. Mayfa gibi düşünebilirsin. 19 yaşındayım, yaşıtız Alisa'cım. İsmini nereden bildiğimi sorma adı üstünde mayfyayım. Neysesana bir tektifim var" dedi aynı zamandada göz kırparak.
"Neymiş?" dedim merakla
"Kara Hançer'e katıl."
"Ne!"
"Kara Hançer'e katıl." diye tekrarladı ve sözüne devam etti;
"Dövüş sanatlarunda iyisin, o gün kendi gözlerimlede gördüm. Çetem için mükemmel bir üye olacaksın. Kabul etmemen için bir neden göremiyorum." O an aklımda bir sürü soru vardı. Ama o an ağzımdan sadece şu cümle çıktı.
"Peki ya reddedersem?"
"O zaman ölrsün, abinle birlikte."
"Ne!" Genişçe bir kahkaha patlattı ve dudakları yukarı doğru kıvrıldı.
"Şaka yapıyorum, ben cani biri deilim biraz rahatla" Küçüklüğümden beri bir çeteye katılsam nasıl olurdu merak etmişimdir. Hem bu adamın işi belli olmazdı, kabul edecektim başka çarem yoktu biraz psikopat birine benziyordu. Konuşmaya devam etti;
"Kabulmü?"
"Kabul." Dedim sırıtarak
"Peki o zaman sana yapacaklarından ve hangi konumda olduğundan bahsedeceğim." ded ve lafına devam etti "İlk önce mevkinden bahsedelim, sen benim yardımcım olacak ve çoğu görevde yer alacaksın bence gayet güzel bir konum herkes kolay kolay bu konuma erişemez. Aynı zamanda benim kişisel asisatnım olacaksın ,ben nereye sen oraya yanımdan ayrılmayacaksın."
"Neden senin kişisel asistanın oluyorum?"
"Çünkü yanlızım ve bir arkadaşa ihtiyacım var her neyse konu bu değil." dedi ve birden şaşırmamı sağlayan bir cümle çıktı ağzından;
" Burada kalacaksın nedeni ise her an tehlikede olabilirsin. Çetemizin birsürü düşmanı var ve senin yardımcım olduğunu duyan herkes peşine bilgi toplamak için takılabilir , kaçırabilir ve ya işkence edebilir. Burada daha güvende olacaksın. Abinle konuş gerekirse bir yalan sıkıla umurumda deil burada benim odamın karşısındaki yerde kalacaksın, anlaşıldımı?" Başımı olumlu
anlamdamda salladım.
"Sana rüzgarmı diyeyim yoksa resmimi konuşayım?"
"Benimle neredeyse eş değer konumdasın, adamlarıma emir verebilirsin vede seni dinlerler. Rüzgar demende bir sakınca yok fakat yanlız olduğumuzda söylesen daha iyi olur kişisel asistanım ve ya görevdeyken diyebilirsin ama çete toplantılarında yada çetenin bulunduğu ortamda resmi konuşabilirsin."
"Peki Rüzgar, herneyse beni artık çözecek misisin?"
"Aklımsan çıkmış." diyi önümde eğildi. Cebinden bir bıçak çıkarıp ipleri kesti, ardından ayağa kalktı bende sandalyeden doğruldum.
"Seni evine ben bırakacağım, abinden izin alacak ve valizizni toplayacaksın. Adamlarım motorunu evinin önüne koydu. Sana konum atacağım attığım yer kalacağımız yer bilgin olsun."
"Peki." dışarı çıktığımızda önümüzde bir motor ve üzerinde iki adet kask vardı. "Bin." dedi Rüzgar, çoktan motora binip kaskını takmıştı bile. Ardından ben arkasına bindim ve kaskımı taktım. Kaskın içinden etrafi izledim. Sonradan fark ettimki evimin olduğu ara sokağa girmiştik. Rüzgar evimin önünde durdu. Motordan indim ve kaskımı çıkarıp ona geri verdim. "Görüşürüz"
dedi kaskının içindeki gözleri kısılmıştı gülümsediği apacık ortadaydı. Ona karşılık olarak elimi salladım ve o gaza basıp gitti. Eve girdiğimde Kuzey bağırmaya başladı;
"Nerdesin sen!"
"Arkadaşım çağırdı onunlaydım. Of yalan söyeleyemeyeceğim. Abi sana birşey demem gerekiyor.
"Söyle."
"Bir hafta sonra okullar tatil oluyor, ben bu son hafta okula gitmiyeceğim"
"Peki" dedi kuzey, o beni herzaman anlayışla karşılıyordu. Ona olanları amlatmasam içim içmi kemirecekti bu yüzden olayları anlatmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecenin Işığı
AdventureKüçük yaşta önce babasını sonra dört yıl arayla annesini kaybeden Alisa abisi Kuzey ile teyzesinde kalmaktadır. Fakat bir gün fark etmeden bir çete liderini kurtardıktan sonra aşk hayatı abisininki ile tamamen değişir