Bölüm 3 (Gökkuşağı)

11 0 0
                                    


Kot pantolon ve beyaz gömlek giymiş yatağın köşesinde oturuyordum. Gereğinden fazla sıkmış olduğum parfüm şişesini komodinin üzerine bırakop yatağa uzandım. Sanki o, rüyamda kokumu alabilecekmiş gibi...

Bir süre tebessüm ederek tavanı seyrettim.

Gözlerim yavaşça kapandı.

Kendimi büyük bir orta çağ kraliyet balo salonunun tam merkezinde buldum. Etrafta valtz yapan çiftler vardı. Karşıya baktığımda Mehtap ile göz göze geldik. Özel bir şey giymemişti. Yine üzerinde beyaz elbisesi vardı ve saçları da aynıydı.

Arka planda hafif bir valtz müziği çalıyordu.

Bana yaklaştıkça etrafta dans eden insan silüetleri yavaşça silikleşti. O bana temas ettiğinde, tüm insanlar kayboldu.

Belini tuttum, bir elini omzuma attı ve sessizce dans etmeye başladık.

"Bu bizim ikinci dansımız." dedi neşeli bir gülümsemeyle.

Karşılık olarak sadece tebessüm ettim. Bir süre sadece göz göze dans ettik.

Bakışları yavaşça değişmeye başladı. Artık yüzündeki gülümseme gitmişti. Dansı durdurdu ve bir adım geri çekilerek arkasını döndü. Yüzünde anlayamadığım bir hüzün vardı.

"Ne oldu? Bir sorun mu var?" iyice meraklanmıştım.

Arkası dönük bir şekilde:

"Günün nasıl geçti?" diye sordu.

Ona anlatmaya başladım ama bana bakmamakta oldukça ısrarlı gibiydi.

Sormadan edemedim: "Neden bana bakmıyorsun?"

"Anlattıklarında bir şeyler eksik gibi hissediyorum." dedi ve başını bana çevirdi:

"Okuldan biri ile yakınlaştın, öyle değil mi?"

Açıkçası bu soruyu hiç beklemiyordum. Nasıl bilebilirdi ki?

"Bir arkadaşım var, evet. Ama seninle olduğu gibi değil."

Pek ikna olmuş gibi görünmüyordu:

"Biliyorum ama birine yakınlaşacak olursan, benden uzaklaşırsın."

Bu söyledikleri beni oldukça şaşırttı ve meraklandırdı:

"Bu nasıl mümkün olabilir? Nasıl anlayabilirsin biri ile yakınlaşıp yakınlaşmadığımı?"

Gözlerimin içine baktı: "Buradaki görevim seninle olmaktı. Çünkü sen ve ben aynıyız. Bizi birleştiren bu oldu."

Bir kaşımı yukarıya kaldırdım.

Devam etti:

"Ben gerçek bir insanım. Ruh eşimin rüyasına girmeye çalışıyordum... Kendimi senin rüyalarının içinde buldum.

Muhtemelen aynı ülkede bile değiliz."

Kendimi hiç beklemediğim kadar hüzünlü ve melankolik bir hikayenin içerisinde buldum bir anda. Ben de ona karşı bir şeyler hissediyordum ama zaman zaman gerçek olup olmadığı konusunda şüphelerim vardı.

Kısa bir süre bakıştıktan sonra sessizliği bozdum:

"Başkasıyla yakınlaşırsam, bir daha bu rüyaları görmeyecek miyim?" dedim sesimdeki hüzünlü titreşimi gizleyemeyerek.

"Evet. Bir daha rüyalarına giremem." oldukça kederli görünüyordu.

Aniden saatin acı acı çalmasıyla gözlerimi açtım.

MUCİZEVİ AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin