"yeter lan beni rahatsız ettiğin!" diye bağırdı abim beni kovalarken "seni yakalıyayım öldüreceğim çocuk!". Bende koşarken arkama bakarak "sen daha koşamıyorsun be mal!" diye bağırdım ve bunu söylememle hızlanmam bir oldu.
Bir süre daha koştuktan sonra yorulmaya başladığımı hissettiğimde annemin yanına mutfağa gitmeye karar verdim ve mutfağa doğru koşmaya başladım. Tam mutfağın olduğu koridora vardığımda abim beni yakaladı "koşamıyorsun daha diyene bak sen, ben şimdi seni burada koşturmaz mıyım it" dedi ve bana vurmaya başladı, bende ona vurmaya başladım tabi.
Kısa süre sonra annem sesleri duymuş olacak ki mutfaktan çıktı ve bize dönerek "kavga etmeyi kesin" diye kızdı. Biz de o anda durduk ve bir birimizden ayrıldık. Biz ayrıldıktan sonra annem " ne oldu yine?" dedi. Bende abimden önce lafa girerek "Abim beni öldürecekmiş" dedim. Ben bunu söylediğim anda abim bağırarak "Ben ne zaman bir işle uğraşsam sürekli başıma geliyor işime odaklanamıyorum!" dedi. Bunun üzerine ben "sende çok alıngansın çok çabuk kırılıyorsun" dediğimde abim daha çok sinirlendi. Bunu fark eden annem "Austin onun dediklerine kulak asma rahatsız ediyorsa gel bana söyle vurma, tamam mı?" dedi. Abim evet anlamında başını salladı, sonra yanımızdan gitti.
O gittikten sonra annem bana döndü ve iç çekti. "sende abine ve saraydakilere bulaşma tamam mı?" dedi. bende gülümseyerek "tamam" dedim. Annemde bana gülümsedi ve yanımdan ayrıldı. Bende annem gittikten sonra odama gitmeye karar verdim.
Odama girdiğimde odamdaki çekmeceden resim defterimi ve kalemliğimi aldım ve resim çizmeye başladım.
Bir kaç saat sonra canım sıkılmaya başladı ve bende bu yüzden ne yapsam diye düşünmeye başladım. Düşünürken aklıma saraydan kaçma fikri geldi. Saraydan çok çıkmadığım için -hatta hiç çıkmadım diye biliriz- en başta dışarı çıkma düşüncesi garip gelmişti. Ufak bir düşünme seansından sonra merakım daha da arttığı için ikinciye düşünmeden saraydan kaçma fikrini uygulamaya karar verdim.
Yokluğumu kimsenin fark etmeyeceğini düşünsem de fark etme ihtimallerine karşı erken dönsem daha iyi olur diye düşünerek kendi kendime planımı kurdum. Sarayın kapısından çıkamayacağım için aklıma gelen diğer bir fikir ile halatla camdan inmeye karar verdim.
Kıyafet dolabımın çekmecelerinden birindeki halatı aldım. -Neden halat var diye sorarsanız saraydan almıştım çok uzun olduğu için ilgimi çekmişti-. Halatı aldıktan sonra her ihtimale karşı oraklarımı da yanıma aldım. Ve en son olarak da paramı aldım.
Hazırlanmam tamamlandıktan sonra kedim mevo' nun yanına gittim, uyuyordu aslında rahatsız etmeyecektim ama dayanamadım ve kafasını sevmeye başladım. Ben severken mevo uyandı ve bana 'ne bu halin' der gibi baktı. Bende onun bu bakışlarına cevap olarak "Saraydan kaçıyorum sakın kimseye söyleme" dedim. Oda çok umurunda olduğu için uyumaya devam etti. O uyumaya dönünce bende onu sevmeyi bırakıp planıma devam ettim.
Cama doğru gidip açtım ve aşağıya baktım, o kadar uzak değildi ama yakında değildi. Yine de elimdeki halatı aşağıya sarkıttım, halat neredeyse tam yetti. Halatı cama en yakın yerde olan yatağımın başlığına bağladım ve halattan aşağıya indim. İnerken çok sessiz olmaya dikkat ettim heyecanlanmıştım o yüzden ses çıkarmamak için daha hızlı indim.
Yere ayak bastığımda kimse beni fark etmemesi için hızlıca sarayı çevreleyen demirlere doğru ilerledim. Demir duvarın kapısına geldiğimde cebimden daha önce annem ve babamın odasından aldığım anahtarları çıkardım -bu anahtarlar yedek olduğu için kimse yokluklarını anlamamıştı-
Anahtarlarla kapıyı açmayı denedim ilk denememde olmadı bende tekrar denedim, dört denemeden sonra kapıyı açmayı başardım ve hemen kapıdan çıktım sonra da arkamdan sessizce kapıyı kapattım.
YOU ARE READING
The Awesome Stupidities Of Cedric
RandomCedric İsminde Prens'in Bir Kişi Yada Olay Yüzünden Yaptığı Aptallıkları (Bu Hikaye Voidlings'in Yan Sanayi Ürünüdür)