[2]

66 2 14
                                    


21/06/2019

Stellite'ın Not Defterinden...

Bugün çok tuhaf biriyle tanıştım.
Ve bir o kadarda gizemli.
Bu çocuğun hikayesini merak ediyorum.
Acaba benim kadar çok acı çekti mi?

-Stellite

***

Isaac Coleman

O da kim böyle? Ve nasıl akranlarından daha hızlı top sürüp bu kadar güçlü gol atabiliyor? Onu cidden merak ediyorum. Ggo oyuncuları yaratıldıkları zaman zihin çekirdeklerinin götürdüğü kişileri bulup o kişiye bağlanırlardı. Neden beni seçmişti? Ve onu kim göndermişti. Bir dakika yoksa onu babam mı gönderdi?

Myth
Hımm... Demek İsaac bu. Onu tanımak istiyorum ve bakışlarına bakacak olursak o da beni merak ediyor.
Ama Coleman'ı dinlemeliyim.Neyse görevime odaklanmalıyım.

"Hey, adın ne?"

Arkamı dönüp baktığımda siyah saçlı ve kahverengi gözlü bir çocuk vardı.
Ve ben donup kaldığım için cevap veremediğimde o ismini söyledi. Sanırım içine kapanık biri olduğumu düşünmüştü.

"Ben Titan, Savunmacıyım ve bu da kalecimiz Stone..." Kaledeki esmer , kırmızı saç bandı takan ve bizi izleyen kaleciyi gösterdi.Bende ona elimi kaldırıp selam verdiğimde bana aynı şekilde karşılık verdi.

Sonra Titan solundaki lacivert saçlı çocuğu gösterdi.
"O da Frozen.Takım kaptanımız ve sol kanatımız."
Frozen bana bakıp kafasıyla selam verdiğinde ona aynı şekilde karşılık verdim.

Ve sonra Titan önümdeki açık kahverengi saçlı çocuğu gösterdi.
"Ve son olarak Stellite. Sol kanatımız."
Stellite diğerleri gibi bana bakmadı. Sanırım dalgındı ve ya umursamamıştı.

Bakışlarımı ondan alıp Titan'a döndüm. Ve ona elimi uzatıp gülümseyerek kendimi tanıttım.
"Ben Myth. Forvetim. Tanıştığıma memnun oldum."
O da gülümseyerek elimi sıktı.
"Bizde memnun olduk. Takıma hoşgeldin."

Dediği şeyle gülümsemem yüzümde dondu. Acaba
Isaacle katılabilirmiydik ki? Neyse onunla biraz daha konuştuktan sonra Maçla ilgili konuşmak için Frozen ve Stone'un yanına gitti. Stellite bizi izliyormuş gibi ben ve Titan'ın olduğu yere bakıyordu. Onunla bakışlarımız kesişince gözlerini çekmedi ve bana küçük bir tebessüm yollayıp tek kaşını kaldırdı. Ona doğru yürüyünce bu tebessüm yavaşça bir gülümsemeye dönüştü. Ve bende gülümsememe engel olamadım çocuğun öyle bir dostane ve pozitif enerjisi vardı ki insanı otomatik olarak gülümsemeye teşvik ediyordu.

"Oldukça hızlısın..."

"Teşekkürler."

"Şutunda aynı şekilde güzel ama açısı yanlıştı."

Omuz silktim ve başımı yere eğdim.
"Bulabildiğim her açıdan şut çekmeyi seçerim. Zaman önemlidir."

O da beni taklit ederek aynı hareketleri yaptı ve bu ister istemez beni güldürdü.
"Bende açıyı hesaplayıp şutumu öyle çekerim. İşimi şansa bırakamam."

"Tamam bunu denerim."

"Bence dene sana birkaç saniye kaybettirebilir ama en azından sonucu güzel olur." diyerek "👌" işareti
yaptı.

Bu sefer ben onun hareketini taklit ettim.
"Anlaşıldı."

O da gülerek bana şakacı ve dostane bir tavırla omuz attı. Ona şimdiden ısınmıştım. Gayet çocuksu ve arkadaş canlısıydı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 02 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ggo Football [1] [Fanfiction AU]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin