MELODİ
Ben Melodi, onu gördüm.
Ölmeden son bir defa kendime onu göreceğime söz vermiştim ve onu gördüm.
Onu yeniden gördüm ama bu son olmayacaktı ve ben bunu bilmiyordum.
Mimarlık okumuştum.
Kulaklıklarımı takip şirkete doğru yürüyordum.
Kimse yeni yara açamaz artık,
Çok canım yandı, acımaz artık,
Bugün düşerse yarın kalkar,
Bu kız kendine acımaz artık.
Bu şarkı beni anlatıyordu, benim gözümde.
Biri bana çarpıp önüme geçtiğinde o kişi olduğunu kokusundan anladım.
Oydu, artık buradaydı. Sadece kalbimde değildi.
Kulaklığımın teki düştünde o da bunu fark etmiş gibi eğildi ve ellerimiz çarpıştı. Anında hissettiğim elektriklenme ile geri çekildim.
Kulaklığı aldı ve kendi kulağına taktı.
Dün gece ufacık bir çiçek solmuş,
Bugün yeniden güneş doğmuş,
Bak burada küçük bir kız ölmüş,
Ruhu büyüyüp kadın olmuş.
Kulaklığımı kulağından çekip aldıktan sonra ona çarpıp yoluma devam ettim.
.AYAZ
Ben mi? Ben hiç iyi değildim.
Bir kaç gündür o beni görmezden geliyordu.
Kızı ona çok benziyordu. O adama ise hiç benzemiyordu. Hatta bana bile benziyordu.
Liseli çocuklar gibi ona çarpıp onun dikkatini çekmek istedim ve yaptım da.
Saçlarının kokusu buram buram rüzgarla uçuşuyordu. Gözlerimi kapatıp kokusunu içime çekmemek için zor durdum.
O sırada kulaklığı düştü. Ona vermek için eğilecekken o da eğildi ve ellerimiz birbirine çarptı.
O hemen geri çekilirken ben geri çekilmedim.
Kulaklığı alıp kulağıma taktım ve şarkıyı dinledim.
Dün gece ufacık bir çiçek solmuş,
Bugün yeniden güneş doğmuş,
Bak burada küçük bir kız ölmüş,
Ruhu büyüyüp kadın olmuş.
Kulağımdan kulaklığı çekip aldığı gibi bana çarpıp yoluna devam etti.
.Şirketimdeydim, çok özlediğim hayatıma geri dönmüş ve bir sürü acılar hissetmiştim. Sanırım döndüğüme pişman olacakken pes etmemem gerektiğini anlamıştım.
O-o evlenmişti. Ben onu terk ettiğim için evlenmişti. Biliyordum. Çocuğu bile olmuştu. Benim çocuğum olmayan.
Bilgisayara dalmış bir şekilde bakarken kapı çaldı. Evet, o idi.
Şirketimizin en önemli üyelerinden biri olduğu için çok sık görüşmemiz gerekiyordu.
Bu akşam ise bir iş yemeği vardı, italyan ortaklarımız ile. Bir çift gibi görünmeliydik.
"Gell" diye seslendim, kapıdaki kişiye.
Geldiğimden beri benden kaçan, konuşmamak için her şeyi yapan o vardı karşımda.
"Ayaz Bey, sunumu hazırladım. Kontrol etmek istersiniz diye getirdim." deyip çıkacakken ona seslendim."Melodi artık sizli bizli konuşmaları bıraksak mı? Yoksa ben bıraktıracağım." dediğimde yanına gitmiştim.
"Ayaz Bey farkındaysanız ben evliyim. Uzak durur musunuz?" dediğinde daha da çok sinirlendim.
"Uzak durmazsam ne olacak? Ne yaparsın? Melodi, ben her şeyin farkındayım. Sen o adamla mutlu değilsin ve beni bir dinlesen..." lafımı kesti.
"Seni dinlesem ne, seni dinlesem ne olacak ya? Ben o adamla mutluyum ya da mutsuzum bu seni ilgilendirmez. Bu şuan umurundaysa neden yıllar önce beni terk ettiğinde umurunda olmadı, ben yavrumla ne zorluklar çektim biliyor musun sen?" dedikten sonra dediklerine inanamayıp ağzını kapattı.
Ben ne duyduğumdan emin olamadım ve şaşkın şaşkın ona baktım.
"S-se-sen ne diyorsun? Benden bir çocuğun mu vardı? Bunu bana neden söylemedin? Yoksa o benim kızım mı? NEDEN! Ben hastaydım, o yüzden sen üzülme ölürsem diye gittim. Sen bunu biliyor musun?" dediğimde yere çöküp ağlamaya başladı.
Bende yere çöktüm ve ona sarıldım.
"O çocuk senin değil, anladın mı? Alamazsın onu benim elimden? O benim yavrum." diye bağırdı.
"Ben senin elinden almam ki onu, sen üzülme diye herşeyi yaparım. Sen yeter ki iste... Çocuğumuzu birlikte büyüteceğiz." dedim ağlayarak.
"Senin çocuğun karnımda öldü, üzüntüden. Anladın mı? Senin yüzünden." dedi.
"Biliyorum, o kız benim çocuğum. Bana artık yalan söyleme." dedim.
"Peki." dedi ve kafasını omzuma koydu.
.Bölüm sonu. Çok uzun bir hikaye olmayacak. Şimdiden söyleyeyim.
Beğendiniz mi???
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYAZ RÜZGARI
Teen FictionAyaz iki yıl önce hastalığı yüzünden sevdiği kadını terk edip yurt dışına gitmiştir. Geldiğinde ise sevdiği kadını evli ve bir çocuğu var şekilde bulmuştur. Şimdi ne yapacaktır.