9. Bölüm

14 0 1
                                    

Salih
(Karakter bana ait)

____
𝘽𝙪𝙧𝙖𝙠

Kafeden ayrıldıktan sonra bizimkilere veda edip eve doğru yola çıktım. Yolda giderken Eylül'e birşeyler almak için markete gittim. Sonra marketten çıktım ve tekrar eve gitmek için yola çıktım.

Mezarlığın yanından geçerken yine onu gördüm. Yine her zamanki gibi o iki mezarın önündeydi. Bir daha göremeyeceği, sarılanayacağı ve öpemeyeceği kişilerin mezarında.

𝘈𝘯𝘯𝘦 𝘷𝘦 𝘣𝘢𝘣𝘢𝘴ı𝘯ı𝘯.

Ona baktığımda ağladığını gördüm. Nasıl ağlamazdı ki? Canından çok sevdiği ailesi ölmüştü.

Ama yine de, daha önce gördüğüm zamanki gibi, içimden bir parça kopmuş gibi hissettim. Hiç ağlamasın, üzülmesin, hep gülsün istedim. Ona destek olmak, onu mutlu etmek istedim.

Derin bir nefes aldım. İlk defa cesaretimi topladım ve yanına gittim.

Ayak sesimi duymuş olmalı ki hızla arkasına döndü. Beni görünce biraz rahatladı. "Burak beni korkuttun."

Gidip yanına oturdum. "Unutamıyorsun değil mi?"

Bakışlarını kaçırdı. Gözlerinden birkaç damla daha gözyaşı düştü.

Şuan ağlamaması için elinden gelen herşeyi yapabilirdim.

Elimi omzuna koydum ve onu kendime çektim. Başını omzuma yasladı.

"Onları çok özledim."

Saçlarından öptüm. Bana daha çok yaslandı.

"Söz veriyorum Mert. Herşey daha iyi olacak."

Güldü. Ama gülüşünde çoğunlukla acı vardı.

"Umarım dediğin gibi herşey yoluna girer."

Ona sarıldım. Öyle sıkı sarıldım ki sanki hiç yanlız olmadıpını hissettirmek istedim.

𝙔𝙖𝙯𝙖𝙧𝙙𝙖𝙣

İkisi de mezarda Mert'in ailesinin yanındayken, ikisi de onları izleyen kişiden habersizdi.

Batuhan mezarlığın dışında onlara bakıyordu.

Aslında amacı onları göz rtlemek değildi. Yolda yürürken mezarlıktan ve kaç ses duymuştu ve merak etmişti. Mezarlıkta Burak ve Mert'i görünce çok şaşırmıştı. Sonra şaşkınlığı üzüntüye dönüşmüştü. Ne kadar korkarsa korksun Mert için üzülmüştü.

𝘔𝘦𝘳𝘵 𝘪𝘤̧𝘪𝘯 𝘨𝘦𝘳𝘤̧𝘦𝘬𝘵𝘦𝘯 𝘤̧𝘰𝘬 𝘻𝘰𝘳 𝘰𝘭𝘮𝘢𝘭ı. Diye düşündü. 𝘒𝘦𝘴̧𝘬𝘦 𝘰𝘯𝘢 𝘺𝘢𝘳𝘥ı𝘮 𝘦𝘥𝘦𝘣𝘪𝘭𝘴𝘦𝘮.

Sonra bakışları Burak'a kaydı. Hafif gülümsedi. 𝘌𝘯 𝘢𝘻ı𝘯𝘥𝘢𝘯 𝘺𝘢𝘭𝘯ı𝘻 𝘥𝘦𝘨̆𝘪𝘭. Diye geçirdi içinden.

Etrafına baktığında mezarlığın yakınlarında bir çiçekçi gördü. Gidip ordan birkaç çiçek aldi. Mezarlığa girmeden önce ceketinin önünü kapattı ve kapkasını yğzünü göstermeyecek şekilde çekti. Son olarak ne olur ne olmaz diye aldığı eldivenleri ellerine geçirdi ve mezarlığa girdi.

Derin bir nefes aldı ve yavaşca yanlarına gitmeye başladı.

Yanlarına vardığında "Merhaba." diye seslandi.

Aniden gelen sesle iki genç de yerlerinde sıçradı ve hızla ona döndü. Karşılarında tanımadıkları birini görünce gerilmişlerdi.

İkisi de sessizce durmuş bu gizemli kişinin ne yapacağına bakıyordu.

Akıllarından birsürü şey geçmişti ama elindeki çiçekleri onlara uzatmasını ikisinin de aklından geçmemişti.

Şaşkınca bu gizemli kişiye baktılar. Sonra Mert gözlerinden akan yaşı sildi ve gizemli kişiye "Üzgünüm ama bizim paramız yok." dedi.

Gizemli kişi genişçe gülümsedi. "Bunlar bedava. Sizi böyle görünce yardım etmek istedim. Lütfen bunları alın."

Biraz tereddüt ettiler. Sonra çiçekleri alıp teşekkür ettiler. Gizemli kişi hiçbirşey demeden gitti.

Kısa bir süre çiçekleri incelediler. Sonra tamamen zararsız olduğuna emin olduktan sonra mezar taşlarının önüne koydular.

Biraz daha orada durduktan sonra oradan ayrıldılar

____
💙💙

Tutsaklık bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin