4. Bölüm

176 17 39
                                    

"han jisung, derhal odaya geç."

O beni beklemeden yatak odasına yürümeye başladı bende arkasından sessizce ilerledim ve odaya girdim.

"telefonunu ver."

"n-ne?.."

"telefonunu ver dedim jisung!"

Çalışma masasından telefonumu aldım ve yavaşça ona verdim.

"şifren kaç?"

"9734"

Ekran kilidimi açtı ve telefonumu kontrol etmeye başladı. İnstagrama girdi ve mesajlar kısmına baktı. Bende sessizce dudağımı ısırmış şekilde halının desenlerini inceliyordum.

"bu küfürler ne jisung? "

Cevap veremedim

"bu yazdığın küfürlerin hesabını vereceksin jisung!"

"ama minho.."

"kes sesini! bir daha asla küfür etmeyeceksin."

"tamam.."

"şimdi git uyu asabımı bozma."

"tamam.."

Yatağa gittim ve yattım sonra minhoda benim telefonum ile birlikte odanın balkonuna çıktı. Onu izliyordum bir sigara yaktı ve telefonumu kontrol etmeye devam etti.


...

Kahvaltı yapıyorduk o kahve, ben portakal suyu içiyordum sessizdik. Aklıma benim eski kiram geldi hala ödememiştik ve 2 gün sonra 1 hafta bitecekti.

"minho.. Bişey sorabilir miyim?"

"ne var?" sesi hala sertti siniri geçmemişti.

"şey kira verecektik ya benim eski evime.. Ne zaman vereceğiz?"

"korumalara söylerim onlar gidip verir."

"tamam.. Ben okula gidecek miyim?"

"evet gideceksin ama.. Koruman seni okulun bahçesinde bekleyecek."

"ama neden?"

"fazla soru sorma jisung nasıl olsa cezalısın di mi?"

"özür dilerim.." yemeğime devam ettim.

...

"kanka telefonumu aldı işte.. Ve ne zaman vereceğini de bilmiyorum.."

"of ya bu kötü olmuş.. Neden bu kadar acımasız? Biz şimdi seninle okuldan sonra konuşamayacak mıyız?.. Ya of!"

Elimdeki kalemi elimde çevirip duruyordum.

"ama çok kızdı biliyor musun? Nerdeyse ağlayacaktım.."

"oha harbi mi?.. Ben ceza olarak farklı bişe-"

"felix ve jisung! Derse odaklanın!"

Hoca felixin konuşmasını bölmüştü. Evet derste konuşuyorduk çünki ders fizikti ve çoook sıkıcı.

Teneffüs zili çalınca kantine gittik ve yemek alıp bir masaya geçtik. Etrafa bakarken korumamı gördüm ve iyice moralim bozuldu felix bunu fark etmişti.

" ne oldu kanka?"

"yok bişey dertleniyorum işte kendimce.."

"off olum ya.. Ben minhonun böyle sert olacağını düşünmemiştim."

"bende."

...

Arabada eve dönüyordum koruma arabayı sürüyordu evin bahçesine girip arabayı garaja park etti bende arabadan inip eve yürüdüm kapıyı hizmetçi kadın açtı içeriye girip ayakkabılarımı çıkarttım ve salona gittim. Minho koltukta oturmuş gazete okuyordu. Bende yanına oturdum biraz yalakalık yaparsam belki telefonumu verirdi.

"minhoo~"

"ne var Han?" gözlerini gazeteden ayırmadan söyledi.

"telefonumu ne zaman geri vereceksinn~?"

"bilmiyorum, dsvranışlarına bağlı."

"of yia küstüm." küçük çocuklar gibi kollarımı çaprazlayıp göğüsümde birleştirdim. O da bana baktı bir süre ama ben ona bakmadım sonra gazeteyi kenara bırakıp beni kucağına - bacaklarının arasına- oturttu.

"m-minho ne yapıyorsun?.."

"cezanı böyle ödemek ister misin güzelim?.." kulağıma derin sesiyle fısıldadı ve nefesini boynuma verdi.

"n-nasıl ödemek?.."

"mmh... Böyle.."

dudaklarını boynuma dayadı ve yumuşakça öpmeye başladı. Elleri de rahat durmuyordu. okul üniformamın arasından elini içine sokup çıplak belimi soğuk elleriyle okşamaya başlayınca ağzımdan küçük bir inleme çıktı ve gözlerim kapandı.

Git gide daha derin ve sıkı öpücükler atmaya başladı ve beni iyice kıvama(?) getirdi.

"bu kadar yeter.." geri çekildi ama elleri hala aynı yerdeydi ve bende aynı yerde - bacaklarının arasında- oturuyordum.

"ama minho.. Neden daha fazla öpmüyorsun?.. Hoşuma gitmişti.."

"unutma güzelim hala cezalısın.. Gelecekte daha fazlasıda olacak.."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 02 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SUGAR DADDY / MİNSUNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin