....
"Off lidya hadi nerede kaldın?"
"Geliyorum sabret biraz""Şükür gelebildin ağaç oldum 1 saattir!"
"Ya tamam anca hazırladım"
"Hadi hadi hızlı gidelim yoksa geç kalacağız"A
rabaya giderken bi araba çok dikkatimi çekmişti çünkü 2 gündür neredeyse gittiğim her yerde bu arabayı görüyordum plakasını bile ezberledim durmadan görmekten.
'34 LAA 34'
Ama içimde tuhaf bir his vardı, anlamdıramıyordum.
Bu konuyu çok fazla kafaya takmamaya çalışarak yolu izlemeye başladım. Gideceğimiz restorant çok uzak değildi."LİDYAA!!"
Liva'nın bağırmasıyla kendime geldim. Ona döndüğümde zaten onunda bana baktığını gördüm.
"Niye bağırıyorsun?"
"10 dk dır sana sesleniyorum duymuyorsun. Hadi inelim geldik."'DEEP PURPLE RESTORANT'
Bu restorant'ı seviyorduk. Sık sık geliyoruz ama bu aralar hiç vaktimiz olmuyordu ikimiz içinde. Buranın sahibi İzmirdeyken bizim aile dostumuzdu. Deniz'e bakan en güzel yeri seçip masamıza oturduk. Siparişlerimizi sipariş ederken bise dikkatimi çekmişti. Masamıza uzakta oturan ve çevresinde çok koruma olan adam. O yemyeşil gözlerinde resmen kayboluyordum. Ne o çekti gözlerini ne ben. Liva'nın bana seslenmesiyle bi an kendime geldim.
"Kızım resmen adamı gözlerinle yedin noluyor sana?"
"Y-yoo nolucak bana hemde o adama ne bakacağım ben"
"Tabi canım sen hiç bakar mısın"Diyerek gülmüştü bende dayanamayarak güldüğümde üstümden hiç çekmediği bakışları bir kere daha üstümde hissettim. Çok takmayarak gecemizi güzel geçirmeyi planlıyordum. Yemeklerimizi yedikten sonra biraz sohbet edip bar'a gitmeye karar verdik. Aslında ben çok istemiyordum ama Liva'nın ısrarına dayanamamıştım. Ve bar'ın önüne gelmiştik.
'DEEP PURPLE BAR'
İçeri girdiğimizde bir masaya oturup Siparişlerimizi verdik. Liva lavabo ya gitmişti. Tam ona doğru başımı çevirdiğimde tanıdık bakışları görmüştüm. Onu çözmeye çalışıyordum ama başardığım söyleyemezdi.
Yine ne o çekmişti gözlerini ne ben gözlerimi. O sırada bir adam Arden diyerek bağırdı. Ona seslendiğini anlamam uzun sürmemişti. Demek adı Arden'di.Arden..