Okul güzel geçmişti. Arkadaşlarımla beraber takıldık. Derslerde iyiydi.
Okul çıkışında Yui' nin okuluna gittim. Ama o gelmedi. Sanırım çoktan okuldan çıkmıştı.
Araba ile her tarafa baktım ancak Yui etrafta değildi. En iyisi eve bakmaktı.
Evde valizi görünce rahatladım. Yui gitmemişti, yakında da eve gelecekti.
Evde bekledim. Ancak yine gelmedi. Saat çok geç olmuştu, onu aramaya çıkmayı düşündüm.
Sonra aklıma geldi, ben neden onu arıyordum? Kendi kararıyla evden gidebilirdi. Bu beni ilgilendirmezdi. Bu yüzden oturup şarkı dinledim.
Saat akşam 7 olmuştu. Kapının açıldığını duydum. Heyecanla kapıya baktım. Gelen Yui' ydi. Bana bakmadan lavaboya geçti. Kendince trip atıyor gibi geldi. Onu kendi haline bıraktım. Lavabodan çıkınca mutfağa gitti.
"Ne zaman gidiyorsun?" Diye alay ettim.
Bana baktı ve sinirle, " İstiyorsan şimdi giderim!" Diye bağırdı.
"Sakin ol! Sadece dalga geçiyordum." Dedim ona. " Nereye gideceksin ki?"
Yui, " Seni ilgilendirmez!" Dedi bana.
O an mantıklı davrandım ve, " Bak, sen belki nefret eder gibi konuştuğumu dusunebilirilsin ama benim bir kusurum var. Arkadaşlarıma ve insanlara asla yalan söyleyemiyorum. Gerçekleri söylerken de kızarıyorum. Seninle bir alakası yok yani."dedim.
Bana döndü ve, " Doğru mu?" Diye sordu.
Başımı salladım. "Yalan söylüyorsam iki gözüm önüme aksın." Dedim.
Bu laftan sonra güldü ama yine kararsızdı.
" Hem zaten annem sana iyi bakmam gerektiğini söylemişti. O yüzden ben izin vermeden gidemezsin. Olayın bana patlamasını istemiyorum." Dedim gülümseyerek.
Bana birşey eksikmiş gibi baktı. Sonra, " Özür dilerim. Sana kötü davrandığım için."dedim.
Bana bakıp yine gülümsedi. Sonra bana sarıldı.
***
O hafta pek olaylı geçmedi. Okuldan eve, evden okula. Yui' yi de artık arabayla okula bırakıyordum.
Cuma günü Yui' nin yüzü düşmüştü. Ona ne olduğunu sorduğumda gözleri doldu.
Yui gerçekten ilkokul çocuğuydu. Sanki bende onun ebeveyni gibiydim.
Eve gidince de suratı düzelmedi.
" Ne oluyor? Birşey olduysa bana anlat." Dedim ona.
Sonunda razı geldi ve, "Bugün okulda Floyd Wang diye bir çocuk senin beni okula bıraktığını görmüş." Dedi." Bana onlarca laf attı. Benim kendinden büyük erkeklerle çıkan bir yüzsüz olduğumu söyledi."
Yui' nin yine gözleri doldu.
Floyd mu? Bu soyadı bana tanıdık geldi. Tabi ya! Floyd Musg. Benim sınıfımdaki popüler klasik zorba çocuk. Bu da onun kardeşi olmalıydı.
" Benim sınıfımda da Wang' in abisi olan Musg isimli bir zorba var. İlk başlarda o da bana kötü davranmıştı. Ancak ben onu takmayınca peşimi bıraktı. Sende öyle yap, eminim aynısı olacaktır." Dedim ona.
Yui, " Ama Mang sana da laf etti." Dedi. "Senin pislik biri olduğunu, kızlara sürekli asılan biri olduğunu söyledi."
Sinirlendim, Mang nereden uyduruyordu bunu!? Sanırım abisi ona benim hakkımda saçma şeyler söylemişti, okulda onunla görüşecektim.
Yui, " Aslında haklısın. O yalancı. Kendini başkalarını ezerek yukarı çıkaran biri." Dedi.
Aslında haklıydı. Ama böyle demeye gerek yoktu da, neyse.
Cuma günü olaysız belasız geçti. Akşam yorgunluktan bitap düşmüştüm. Koltuktan kalkamayacak haldeydim.
Yui geldi ve,"Burada mı yatacaksın?" Diye sordu.
" Kalkamıyorum." Dedim ona.
Bana baktı ve gitti. Bende başım ağrıdığı için yattım.
Sabah kahvaltı hazırladım, Yui uyandı ve hazırlamama yardım etti.
" Bugün bir planın var mı?" Diye sordu bana.
Yoktu. Ona olmadığını söyledim.
" Bence bugün evde kalalım." Dedim ona.
Başını salladı ve, " Olur." Dedi." Ama bugün film izleyelim."
Kabul etmek zorunda kaldım, benim için sıkıntı yoktu.
Bir saat sonra telefonuna bakarak gelip, "
Sence ben hangi hayvanım?" Diye sordu.
Bu soruya ne desem bilemedim, mesela kanarya veya mirket olabilir diye düşündüm.
" Bu soru nereden çıktı?" Dedim.
" Hadi ama! Cevap ver." Dedi.
Kalktım ve odama gittim, saçma sorularla uğraşamazdım.
Ders çalıştıktan sonra Yui geldi ve, " Film izleyelim." Dedi.
" Sen tek başına izlesene." Dedim ona.
" Ren! Sende gel." Dedi Yui.
Yanına gittim.
