Yaşamaktan bıkmış, bir çok intihar yöntemi denemiş ama onu bile başaramamış, arkadaşı olmayan, güzel bulunmayan, aile baskısı ve şiddeti gören masum bir üniversite öğrencisiydi.
Hastanede şansa tanışacağı Jimin ve arkadaşlarıyla hayatına yeni bir ba...
Merhabaaa, nasılsınız? Öncelikle bu bölüm çok geç geldi biliyorum, özür dilerim:( Her seferinde aynı şeyi yazıyorum kusura bakmayın ama yazacak bir şey bulamıyorum. Birde bölümleri yazmak çok zor geliyor çünkü ben çok fazla klavye hatası yapıyorum ve konu bulamıyorum. Neyse iyi okumalarr⭐ _________________________
Sabah uyandığımda halâ önümde uyuyan Ji-ho'yu gördüğümde gülümsedim. Telefonuma uzanıp saate baktım. Saat daha çok erkendi. Açıkçası tekrar uyumakta istemiyorum. O yüzden Ji-ho'yu uyandırmadan yataktan kalkmayı başardım. Üstümü değiştirdim ve banyoya girip saçlarımı düzelttim. Odamdan sessizce çıkıp mutfağa ilerledim.
Her mutfağa girdiğimde başıma bir şey geliyordu. İstisnasız. Umarım bu seferde öyle olmaz.
Derin bir nefes alıp mutfağa girdim. Kahve yapmak için kahve makinesini çıkardım. İçine ufak bir miktar kahve ve su koyup istediğim kahvenin ayarını açtım. Altına da kupamı koydun ve tezgaha yaslanarak beklemeye başladım. Kısa sürede olan kahvemi alarak evden çıktım. Bahçenin güzel bir yerine geçtim ve gökyüzüne bakarak kahvemi içmeye başladım.
"Jungkook?" Adımı duymam ile arkama döndüm.
Lisa ve Jimin yanıma geliyordu. Yanıma oturmalarını bekledim.
"N'apıyorsun?"
"Biraz erken kalktım, havada güzel olduğu için kahve yapıp biraya geldim. Gökyüzüne bakıyordum."
Saçımda hissettiğim el ile gülümsedim ama ani gelen bağırma ile irkilmem de bir oldu.
"Jungkook! Saçların çok yumuşak ve güzel!" Galiba Lisa'nın bu tip şeylere bağırmaması gerekiyordu.
Jimin de Lisa'nın sözleri üzerine benim saçlarıma odaklanınca ikisinibde tek odağının saçım olacağını anladım.
"Jimin, böyle tut geliyorum ben hemen." Jimin Lisa'nın eline verdiği saçı tutup beklemeye başladı. Aynı şekilde bende.
Lisa eve girdi ve kısa süre sonra tekrar yanımıza geldi ama elinde yıldızlı bir iki toka ve lastik tokayla beraber.
"Al bunu ve tam şuradan topla. Dikkat et! Bozuyorsun. Jimin yaa, düzgün topla." Lisa'nın her bir yakınışıyla Jimin'in eli farklı bir şekilde toplamayı deniyordu.
"Ya Lisa boşver oldu böyle. Hem bak şurayı biraz serbest bırakırsak daha hoş durur."
"Tamam böyle kalsın bu seferlik."
Bu seferlik mi? Ne yani ilerki zamanlarda da mı saçımla oynayacaklardı? Galiba kurtuluşum yoktu.
Saçıma son defa dolanan lastik ile Lisa'nın murluluk el çırpışlarını duydum. Galiba bitmişti.
"Jungkook, bekle. Hareket etme sakın. Fotoğraf çekeceğim."
"Tamam bekliyorum." Boş boş otururken Jimin beni kolumdan tuttu ve ayağa kaldırdı. Sonrasında daha da içime sokulup beni gıdıklamaya başladı. Ben ona gülerken yanımdan ayrıldı biraz ve hemen ardından fotoğraf çekme sesi geldi.
Cidden güleyim diye gıdıklamaya mı ihtiyaç duymuşlardı? Söyleseler gülebilirdim.
"Lisa onu bana da at."
Jm kişisi bir post paylaştı
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
