1.

142 55 174
                                    

Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlâklısını severim."
Mustafa Kemal
Atatürk.


Gecenin serin rüzgarı saçlarımı savururken, parmağımdaki nişan yüzüğüne baktım, altında yanan sokak lambasının ışığında parlıyordu. O andan beri, Caner ve ben birbirimize bağlıydık; hayatlarımız karmaşıktı ama sevgimiz her zaman güçlüydü.

Ben, Efsun, dövüşlerin sert kraliçesi olsam da Caner'in kollarında yumuşak ve savunmasız bir kıza dönüşüyordum. Caner ise, büyük holdinglerin sahibi olan tanınan bir iş adamıydı. Çok sert biri olarak bilinse de, benim yanımda kalbinin en derinindeki şefkati ortaya çıkarıyordu. Onunla yıllar önce karanlık bir sokakta beni kurtardığı zaman tanıştığımız anı hatırladım, gözlerinde o karanlık ve bir o kadar içten parıltıyı gördüğüm anı...

Bu gece, nişanlandığımız o özel günün sonrasında ilk defa baş başa kalacağımız zamandı. İçimizdeki fırtınalara rağmen, birbirimize olan sevgimiz bizi ayakta tutuyordu. Birbirimize yemin ettik ve ben, tüm dövüş sanatlarının ve zorlukların üstesinden gelmiş olsam da, onunla birlikte kalabilmek için her zorluğu göze alacağıma söz verdim.

Caner, spor salonunun duvarına yaslanmış , derin düşüncelere dalmış halde beni bekliyordu. Göz göze geldiğimizde, aramızdaki bağı daha da güçlendiren bir sıcaklık hissettim. Her zorlu an, her tehlike, bizi daha da yakınlaştırmıştı.

"Ona zarar gelirse...," diye düşündüm kendi kendime, "Dünya bile durur."

Gözlerinin derinliklerinde kaybolurken, bana doğru yürüdü. Elini uzattığında, parmağındaki yüzüğümüz parladı. Bugün, geleceğimize doğru atılacak bir adımdı. Karanlık sokakların ve aydınlık aşkımızın ortasında, birbirimize sımsıkı tutunarak ilerleyecektik.

"Güzeller güzeli nişanlım Efsun." Gülümsedim sözüyle. Bana bakıp içli bir nefes verdi.

"Caner. Hoşgeldin sevgilim." dedim. Ona karşı hislerim çok büyüktü. Çok seviyordum. "Maçımı kaçırmadın çok teşekkür ederim." Güldü.

"Güzeller güzeli nişanlımın maçını nasıl kaçırırım. Sürpriz yapayım dedim güzelime." Göz kırptı. "Hem senin o vahşi halini izlemek çok hoşuma gidiyor." Cilveli bir şekilde göz kırptım. "Çok kıskanç bir adamım. Ama sevgilim sporcu ve maalesef onu şortla görüyorum ve bu her yerde yayınlanıyor, Hiç sevmedim." Göz devirdim.

"Ayrılabiliriz tatlım. Hiç sorun değil." Korkuyla baktı.

"Şaka yaptım bebeğim. Lütfen sinirlenme hemen. Benim ne haddime sana karışmak. Sadece fikrimi söyledim."

"Aferin." dedim. Tripli olduğumu görünce derin bir nefes aldı. "Ben ünlüyüm bebeğim. İşine gelirse." dedim ve arkamı döndüm. Maç yapacağım uyuz kızla göz göze geldim. Sinirimi bozuyordu.

"Efsun!" diye bağırdı Burak. Bana doğru koşuyordu. Ellerini dizlerine koyup soluklandı. "Baban çağırıyor, toplantı yapacak hemen gel." Ellerimi şortumun cebine koyup yürümeye başladım. Bu işi uzun zamandır yapıyordum. Elli adet birincilik madalyam vardı. On adette kupa. Türkiye birincisi olmakla beraber; Almanya'da ülkemi temsil edip ikinci olmuştum. "Efsun yürüsene hadi."

"Burak susacak mısın yoksa ağzının ortasına yumruk mu geçireyim?" Direkt susup önüne döndü. Nihayet babamı görmüştüm. Yanına geldiğimde bana baktı.

Mafyadan GizliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin