Doğrusunu söylemek gerekirse yazarların Suna'yı kötü adam, Kaya'yı da paspas gibi göstererek karakterlerinde izledikleri yönü sevmiyorum. Ben de konuyu kendi başıma ele almaya ve kısa bir hikaye yazmaya karar verdim. Yine de Suna'nın Kaya'ya davranı...
68. Bölüm olaylarının ardından Kaya ve Suna arasında gerilim iyice arttı. Ültimatom açıkça ortaya konmuştu, ilişkileri üzerinde kesin bir karar belirmişti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Başlık: Seçim
"Gidiyoruz" diye odada Suna'ya bakan Kaya'nın sesi kararlı, gözleri sabitti. Elleri ceplerinde sımsıkı kapalıydı, bu yüzeyin hemen altında kaynayan öfkeyi kontrol altına almak için verdiği içsel mücadelenin bir işaretiydi.
Suna'nın kaşları çatıldı, kolları sıkıca göğsünün üzerinde çaprazlandı. "Neden şimdi? Ne oldu?" diye sordu, sesinde hoşnutsuzluk vardı. Kaya'nın ültimatomunun ardındaki nedenden şüpheleniyordu; onu yine bahçede Abaden'le konuşurken görmüş olmalı ve bu bir çalışan ile işveren arasındaki sıradan bir konuşmadan daha fazlasıydı. Ancak her zaman yaptığı gibi bunu da reddetti.
Onun ihaneti onunkine aykırı değil ve aynı zamanda hiçbir şeyi kabul etmedi." Evden ayrılmak için doğru zaman olduğunu düşünüyor musun?" Hayal kırıklığı ve belirsizlik karışımı olan ses tonunu sorguladı.
"Bu benim için adil değil Suna," diye karşılık verdi Kaya, ses tonuna hayal kırıklığı sızmıştı. "Ben tavrımı açıkça ortaya koydum. Ya o ya biz." ve kapıyı işaret etti.
Aralarında sadece odanın dışından gelen hafif uğultuyla bozulan bir sessizlik oluştu. Suna'nın bakışları yere kaydı, düşünceleri hızlanıyordu. Dinlemediği için yalnızca kendini suçlayabilirdi ama şimdi etraflarındaki tüm tehditleri göz önünde bulundurursak gerçekten ayrılıp gidemeyeceklerini merak ediyordu.
"Sana söyledim, eğer bu evliliğin yürümesini istiyorsan onu içeri alamazsın," diye devam etti Kaya, sesi kararlılıkla keskinleşmişti. "Ama yaptın ve eğer bunu kabul edemiyorsan, o zaman belki de bu evliliği tamamen bitirmemizin zamanı gelmiştir." Bıçağı nereye çevireceğini tam olarak bildiğinden, sözlerini sert bir şekilde başını sallayarak noktaladı.
Kaya, Suna'nın evliliklerinin bitmesini istemediğini çok iyi biliyordu. Bağlılığını o anda bitirmeyerek ve sadakatsizliğine rağmen Pelin'i evinden çıkararak göstermişti. Ancak yine de Abaden'ın hayatlarına girmesine izin veriyor ve Kaya'yı kırılma noktasına itiyordu.
Kaya sınırına ulaşmıştı. Suna anlaşmalarını bozmuştu ve gururu ayaklar altına alınarak onun merhametine hissetmeye devam etmeyi reddetti. Evliliğini sona erdirmesinden duyduğu korkuya rağmen, işkenceye ve sürekli kargaşaya daha fazla dayanamıyordu. Her ikisi için de nihai karar verme zamanı gelmişti.
Suna hemen yukarıya baktı, gözleri iri iri açıldı ve Kaya'yla göz göze geldi. Kararlılığının altında gizlenen acıyı, yüzünün çizgilerine kazınmış yorgunluğu gördü. Evliliklerinin bu yüzden bozulmasına izin veremeyeceğini biliyordu. Bunu bitirmek onun istediği şey değildi.
"Peki ya Halis Agah? Kabul eder mi dersin?" diye sordu Suna, sesinde endişe ve hayal kırıklığı vardı, bir yandan da gizlice taşınmak zorunda kalmamalarını umuyordu.
